AİHM’in Demirtaş hakkında verdiği kararın yeminli tercümanlarca yapılan çevirisini Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduklarını belirten Avukat Yalçındağ, “Karar bağlayıcı, Demirtaş derhal tahliye edilmelidir. Süreci uzatmak hukuksuzluktur” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin avukatları tarafından Avrupa İnsan Hakların Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuruda tahliye edilmesi yönünde karar çıkmıştı. Mahkemenin kararını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendiren Avukat Reyhan Yalçındağ, Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
‘Emreden karardır’
Şimdiye kadar tutuklamaların ihlal olduğunu söylediklerini ve AİHM kararının kendilerini doğruladığını belirten Yalçındağ, mahkemenin; kişi güvenliği, özgürlük hakkı, seçilme hakkının yanında sözleşmenin “siyasi gerekçeler” fiilini düzenleyen 18’inci maddesini de ihlal edildiğini detaylarıyla ortaya koyduğunu söyledi. Sonuç itibariyle Demirtaş’ın kendi kişiliğinden de öte, onun temsil ettiği demokratik değerlere yönelik bir ihlaller silsilesi olduğunun ortaya konulduğunu kaydeden Yalçındağ, “AİHM kararı sözleşmeye bağlı bütün devletleri bağlar. Tüm devletler ve hükümetler buna uymak zorundadır. Hiçbir şekilde zaman kaybetmeksizin tek bir dakika dahi içeride tutulmamasını emreden bir karardır” dedi.
‘Kararı çevirip mahkemeye sunduk’
Kararın basın yoluyla kamuoyuna açıklanmasından itibaren yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade eden Yalçındağ, “Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı Ankara’daki Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir tahliye başvurumuz var. Tahliye başvurumuza şu ana kadar herhangi bir cevap verilmiş değil. Biz aynı zamanda kısa karar olarak tanımladığımız AİHM’in basın duyurusunu, yeminli tercüman aracılığıyla cevirdik. Kararı mahkemeye sunduk. Yine bir sorun yaşamamak adına mahkemenin kendi listesindeki bilirkişilere başvurarak da gerekçeli kararın bir örneğinin istenmesini talep ettik. AİHM’in yetkisini kabul etmiş bir devlet olarak Türkiye, bu karara uymakla yükümlü, bunun için bu tercüme süreçlerinin beklenmesine hiç gerek yok” ifadesinde bulundu.
‘Süreci uzatmak, başka bir hukuksuzluk’
İlk derece mahkemesi olan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin süreci uzatan bir tutum içerisine girmesinin başka bir hukuksuzluğu ortaya çıkaracağını aktaran Yalçındağ şöyle devam etti: “Demirtaş’ın içeride tutulacağı her bir dakika kişi güvenlik ve özgürlüğüne yönelik müdahalenin devamı, dolayısıyla da hürriyeti tehdit anlamına gelecek. Bir an önce bırakılması ve özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Başka türlü şahıslara göre yargı, yargılama, hukukun uygulanıp uygulanmaması, Anayasa’nın dikkate alınıp alınmaması gibi bir durumla tekrar karşı karşıya kalacağız. Bütün Kürt seçilmişlere ve siyasetçilere dönük bu hukuk kıyımın ne kadar derin ve kapsamlı olduğunu ortaya koyacak.”
‘Uymaya yönelik imzası var’
Türkiye’nin 1950 yılından beri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) imzacısı olduğunu hatırlatan Yalçındağ, “Yine AİHM’in zorunlu yargı yetkisini 1990 yılından beri kabul etmiş bir ülke. 70 yıl önce imzalanan bir sözleşme var. Ne oluyor da 2018’e geldiğimizde hükümet tarafından AİHM’in kararı reddedilebiliniyor. Cumhurbaşkanı tarafından karara uyulmayacağı yönünde açıklamalar yapılabiliniyor. Hukuk kişilerin kim olduğuna göre uygulanmaz. Tüm mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Tüzel ve gerçek kişiler tarafından da bağlayıcıdır. Bu sebeple hükümettin bütün organları olsun, Cumhurbaşkanı olsun, bunun yerine tam tersine mahkeme kararlarının herkes için geçerli olduğunu altını çizmesi gerekirdi” ifadelerini kullandı.
Uyulmazsa, iş ihraca kadar gider
“Bu sürecin içinden ‘karara uymuyoruz’ diyerek çıkamazsınız” ifadesini kullanan Yalçındağ, “AİHM tarafından verilen kararların icrası, yürütmesi ile ilgili Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi var. Bu komite konseye üye ülkelerin dışişleri bakanları tarafından temsil edilen bir organdır. Denetimsiz bir mekanizma değil, neredeyse Türkiye’nin konseyden ihracına kadar gidebilecek bir durumdur” diye konuştu.
AYM’nin 90’ıncı maddesi
Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde AİHM kararların herhangi bir yasayla çelişse bile AİHS’nin üst norm olarak kabul edildiğini kaydeden Yalçındağ, “AİHM kararları bağlayıcıdır, yerine getirilir. Türkiye’nin belli başlı illerin baroları da karar açıklanır açıklanmaz eş zamanlı olarak açıklamalarını yaptılar” dedi.
‘HSK’ye başvuracağız’
Demirtaş için verilen kararın net olduğunu aktaran Yalçındağ, süreçten sonuç alacaklarını belirterek, “Başka bir sonuç düşünmek istemiyoruz. Ama siyaseten yapılan müdahalelerle sürecin yürüdüğünü biliyoruz. Bu iki günün fazla olduğu açık, ikinci bir ikinci gün dahi yaşamak istemiyoruz. Böylesi bir durumda diğer idari mekanizmalara başvuracağız. Aynı zamanda Anayasa 90’ıncı maddesi gereği HSK (Hakimler Savcılar Kurulu) nezdinde girişimlerde de bulunacağız” dedi.