Trakya’da tüm su varlığı sanayiye, kaya gazına bağlandı. Gelişen kuraklık nedeniyle rekolte her yıl düşerken, iktidar çiftçiye destek vermek yerine bölgenin en önemli ürünü olan ayçiçeğinde ithalat vergilerini düşürdü
Çay da başlayan fındıkta devam eden sermaye yanlısı politikalar tüm tarımsal ürünlerde uygulanırken, bu kez ayçiçeği ithalatında vergilerin düşürülmesi çiftçiye büyük darbe oldu. Cumhurbaşkanı kararıyla ithalatta gümrük vergisi yağlık ayçiçeğinde yüzde 27’den yüzde 8, ham yağda yüzde 36’dan yüzde 20’ye indirildi. Yerli üreticiden 1 Temmuz-30 Kasım 2024 döneminde ürün alımı yapacak yağ firmalarına, yağlık ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağı ithalatında vergi kolaylığı sağlanırken, Ticaret Bakanlığı’nın gerekli hallerdeki ithalat yetkisi de devam edecek. Buna göre 1 Ocak-30 Nisan 2025’te 1 milyon ton ayçiçeği veya bunun karşılığı 400 bin ton ham yağ ithalatı için firmalara kontenjan veridi.
Çiftçi İthalat fiyatına mahkum
Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez yaptığı açıklamada, “İç piyasadaki ürün kaç liradan alınacak? Asıl orun burada. Çünkü kamunun düzenleyici kuruluşunun olmadığı dönemde, ‘bu fiyatı üretici ile kendi aranızda çözün’ deniyor. Kısacası üretici ithalatçı firmaların fiyatına mahkûm olacak” dedi. Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan ise, “Ayçiçeği yurtdışında daha ucuz çünkü çiftçiye destekler daha yüksek. Bu durumda buradaki tüccarlar ham yağ veya çiçek olarak Türkiye’ye ithal ediyorlar” diye belirtti.
Üretim 22 yılda yüzde elli azaldı
İktidarın ithalata dayalı politikaları Trakya’daki ayçiçeği üreticisini de zora soktu. Ayçiçeği üretiminin yüzde 33’ünün yapıldığı Trakya’yı önce 2022’de çayır tırtılı istilası, ardından kuraklık vurdu. Üretim yüzde 42 düştü. Ayçiçeği ekim alanları ise 1990’da 7.2 milyon dekarken 2000’de 5.4 milyon dekara geriledi. 2022’de ise 9.8 milyon dekarla en yüksek seviyesine ulaştı. Buna karşın üretim miktarı yükselmedi. Türkiye’nin her alanda olduğu gibi, ayçiçeğinde de kendi kendine yeterlilik oranını düşürdü. TÜİK’e göre Türkiye’nin ayçiçeğinde yeterlilik derecesi 2002’de yüzde 84.8 iken 2022’de yüzde 51.3’e indi.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun de petrolden sonra en çok döviz ödenen sektörün ayçiçeği yağı ve ayçekirdeği ithalatı olduğunu söyledi. Aygun, “Bu politika sonucu Türkiye dünya ayçiçeği ithalatında son 13 yıldır birinci. Ayrıca ham ayçiçeği yağı ithalatı Türkiye yem sanayisinin belini kırmıştır” dedi. Trakya’da ayçiçeği hasadının yaklaştığını da işaret eden Aygun, ayçiçeği kilogram fiyatının en az 25 lira olması gerektiğini söyledi. Rusya’dan ithalat yapıldığını ve bu ithalatta zaten 25 liraya yakın ödeme gerçekleştirildiğini kaydetti.
Tarım planlı olarak yok ediliyor
Trakya coğrafyası hazırlanan planlarla tarım bölgesi olmaktan çıkarılıp bir sanayi havzası ve enerji merkezi haline getirildi ve bu durum büyüyerek devam ediyor. Trakya ve Mezopotamya topraklarında ezelden bu yana tarım yapılırken, her iki bölge sermayenin üretim süreçleri ve birikim yolları için feda edilebiliyor. 2009 yılından bu yana Amed ve Trakya coğrafyasında yaşananlar bize gösteriyor ki, her şey planlı ve programlı olarak devam ediyor. Trakya’da 300’ü aşan sayıda kaya gazı sondaj kuyusu açılırken, bölgede kurulan sanayi bölgeleri Ergene Nehri’ni katlederken, sanayici susuzluktan şikayet edip Meriç Nehri’nde su taşınmasını istiyor.
Sadece Tekirdağ’da 14 OSB var
Trakya’da 300’ün üzerinde açılan kaya gazı sondajlarında ortalama kullandığı su miktarı 3 milyar metreküp civarı. Diğer yandan yok oluşa bağlanan Ergene Nehri’nin tarımda asla kullanılmaması gerektiği belirtiliyor. Trakya’yı Trakya yapan Ergene havzasında 2037 adet sanayi tesisi bulunuyor. Sanayi tesislerinin yüzde 82’i Tekirdağ’da, yüzde 10’u Kırklareli’nde, yüzde 8’i ise Edirne’de. Sadece Tekirdağ il genelinde 14 adet OSB bulunması ise susuzluğun temel nedenidir.
Yeraltı suyu 600 metrede
Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetin, “Yaklaşık 30 yıl önce 80 metreden çıkan su, bugün 500-550 metre seviyelerinden çıkıyor. Meriç Nehri’nin bize ait olan kısmından suların bölgemize aktarılması lazım” sözleri dikkat çekmişti. Trakya da Ergene Nehri zehirli atık taşıyan bir nehre dönüşürken, tarım arazileri katledilip nitelikli sular sanayiye bağlandı. Son 15 yıl içinde ise 300’ü aşan kaya gazı sondajları ve üretimleriyle birlikte yeraltı suları tükenip zehirlendi. Yeraltı suları bazı bölgelerde 600 metre derinlere kadar gerilerken, daha önce son yıllarda görüldüğü boyutuyla yaşanmamış olan kuraklık ve susuzluk baş göstedi.
EKONOMİ SERVİSİ