ÖHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, Ege Bölgesi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı. Raporda tutsakların şiddet, hakaret, kötü muamele ve hak ihlallerine maruz kaldığı belirtilerek, tecridin de tüm cezaevlerine yayıldığına dikkat çekildi
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, 2024 yılı Ocak-Haziran ayları arasında Ege Bölgesi cezaevlerinde yaşanan hak ihlali raporunu dernek binasında açıkladı.
Raporun avukatların müvekilleriyle yaptığı görüşme ve derneğe yapılan başvurular sonucu hazırlandığı belirtildi. Komisyon, İzmir Kadın Kapalı Hapishanesi, İzmir 1, 2, 3, ve 4 Nolu T Tipi Kapalı Hapishaneleri, İzmir 1 ve 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi, Menemen T Tipi Kapalı Hapishanesi, Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesi, Balıkesir L Tipi Kapalı Hapishanesi, Burhaniye T Tipi Kapalı Hapishanesi, Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi, Akhisar T Tipi Kapalı cezaevlerinde tutsaklarla yapılan görüşmeler üzerine hazırlandı.
Raporu okuyan ÖHD Hapishane Komisyonu üyesi Aryen Turan, Türkiye cezaevlerinde hakları ihlallerinin son bulması için ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Turan, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş üzerinde uzun zamandır sürdürülen tecrit koşullarına son verilerek aile ve avukat görüşlerinin sağlanması ve Kürt meselesinin demokratik çözüm yolları ile çözülerek aşılabileceğini söyledi. Turan, “Tecridin son bulması ve Kürt meselesinin demokratik çözümü için” başlatılan eylemlerde de tutsakların büyük çoğunluğu hakkında, disiplin cezaları verildiğini hatırlattı.
Hasta tutsaklar
Devlet kurumunun ulusal ve uluslararası kanunlarca koruma altına alınan yaşam hakkını korumakla üst düzeyde sorumlu olduğunu vurgulayan Turan, cezaevi idaresi, savcılık ve hastane yetkililerinin ise evrensel hukukun dışına çıkarak hasta tutsakların yaşamını yitirecek uygulamalar geliştirdiğini söyledi. Adalet Bakanlığı ve hükümetin kronikleşen bu sorunun çözümü için herhangi bir adım atmadığını kaydeden Turan, “Hapishanelerde kanser gibi ağır hastalıkları olan birçok mahpus olmasına ve bu mahpusların içeride tedavi olanaklarının çok kısıtlı olmasına rağmen tahliye veya infaz erteleme hakkı sağlanmamaktadır. Uygulamada sadece idare tarafından hapishanelerde öleceği anlaşılan hasta mahpuslar tahliye edilmekte ve bu mahpuslar tahliye edildikten çok kısa bir süre sonra hayatını kaybetmektedir. Dışarıda tedavi imkanı ile iyileşme ihtimali olan hasta mahpusların ölümüne sebep olunmakta ve yaşam hakları ihlal edilmektedir” dedi.
Yasaklar
Tutsakların şiddet, hakaret, kötü muamele ve hak ihlallerine maruz kaldığının altını çizen Turan, “Hasta olanların tedavileri aksatılmakta veya hiç yapılmamaktadır. İletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir. Hapishanelere yeni giren mahpuslara çıplak arama dayatılmakta; hastane ve mahkeme sevkleri sırasında da onur kırıcı muamelede bulunulmaktadır. Mahpusların diğer mahpuslarla ve aile ile iletişim, kitap okuma/yazma hakları, sohbet/spor hakları idarenin keyfi uygulamalarıyla engellenmektedir” diye belirtti.
Koğuş baskınları
Birçok cezaevinde koğuşlarda yapılan aramaların baskın şeklinde ve talan edilerek gerçekleştiğine işaret eden Turan, “Haftada bir arama yapıldığı, tüm eşyaların dağıtıldığı, gardiyanların aramada sert ve provakatif davrandığı, aramaların neye istinaden gerçekleştirildiğinin bilinmediği ve kısa zaman sonra tekrar aynı aramalara maruz kaldıkları beyan edilmiştir. Mevcut durumda koğuşların aranması, mahpusların girişlerde aranması şeklinde yasal zorunluluklar görevliler tarafından kötüye kullanılarak suiistimal edilmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Tecrit politikalarına son verilsin’
Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden tüm cezaevlerinde derinleştirilen tecrit politikasına son verilerek aile ve avukat görüşlerinin sağlanması için Adalet Bakanlığı tarafından bir an önce yasal olmayan bu uygulamaya son verilerek, gerek avukat gerekse aile görüşleri yaptırılmalıdır. Hapishanelere bağımsız sağlık kurullarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılarak, hapishanelerin incelemeye açılması sağlanmalıdır. Yaşanan hak ihlallerine karşı yetkili tüm kurumları görevini yapmaya davet ediyoruz.”
HABER MERKEZİ