KNK yöneticilerinden Adem Uzun, ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyasının yeni aşamasında BM’yi harekete geçirmeye çalışacaklarını ifade etti
İmralı Adasında 41 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için başlatılan küresel kampanya devam ediyor.
Nobel ödüllü isimlerden mektup
En son aralarında Orhan Pamuk ve Şirin Ebadi’nin de olduğu Nobel ödüllü 69 isim, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK BK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve BM İnsan Hakları Komitesi’ne (OHCHR) mektup gönderdi. Mektupta, “Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan serbest bırakılması ve askıya alınan müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunuyoruz” denildi. Aynı isimler, hemen sonrasında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da bir mektup göndererek, İmralı’daki tecridin kaldırılmasını istedi.
Oturma eylemleri
17 Ağustos’ta Hamburg, Berlin Hannover ve Stuttgart kentlerinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası kapsamında oturma eylemleri, 2 Kasım’da ise Köln’de büyük bir miting düzenlenecek.
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) yöneticilerinden Adem Uzun, kampanya süreci ve önümüzdeki dönemde yapılacak eylemlere dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Fırat Can’a konuştu.
‘Cevap gelecektir’
Uluslararası kuruluşlara gönderilen mektubun önemine değinen Uzun, CPT’nin İmralı tecridine dair sorumluluğu sürekli farklı kurum ve ülkelere atmasından kaynaklı ilgili tüm kuruluşlara mektup gönderildiğini söyledi.
Mektupların kurumlara kendi hukuklarını ve sorumluluklarını hatırlattığına değinen Uzun, “Sayın Öcalan ile görüşme gerektiğini ve sadece görüşme değil, onun kendi rolünü oynayabilmesi için serbest kalmasını istediler. Onlardan cevap geleceğini tahmin ediyorum. Çünkü bu kadar etkili şahsiyetlerin bu mektuplarına cevap vermek zorundalar” diye kaydetti.
Uzun, Erdoğan’a yazılan mektupta da Abdullah Öcalan’ın muhatap alınarak Kürt sorununun çözülmesi gerektiğine vurgu yapıldığını dile getirdi.
‘Öcalan’ı umut olarak görüyorlar’
Mektupların kamuoyuna yansıması sonrası Almanya, Avusturya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde bulunan gazetelerde konunun gündeme geldiğini ifade eden Uzun, “Bu kampanyanın Kürt dostları, partiler, sendikalar ve aydınlar tarafından bu kadar önem görmesi ve desteklenmesinin temel nedeni, sorunun insan hakları sorunu olmasındandır. Hukukun ihlal edilmesi sorunudur. Ama aynı zamanda da Sayın Öcalan’ın fikirlerinin yaşanan modernite krizine çözüm olduğunu düşünüyorlar. Kaosa çözüm olabileceğini düşünüyorlar. Aydınlar Sayın Öcalan’ı bir ‘umut’ olarak görüyorlar” şeklinde konuştu.
Kampanyanın üçüncü aşaması
Özgürlük kampanyasının üçüncü aşamasına girdiğini aktaran Uzun, “Birinci aşama daha çok kamuoyu yaratma, bilgilendirme, ağlar kurma çerçevesindeydi. Tüm ülkelerde komiteler kuruldu. İkinci aşamada bu konuda rol oynaması gereken, sorumluluğu olan resmi kurumlarla ilişki geliştirme çerçevesinde yürüyor. Bundan sonra, yerel parlamentolar, uluslararası parlamentolar ve Birleşmiş Milletler hedef alınacak ki onlar da sorumluluklarını yerine getirsin” dedi.
‘Umut hakkı’ görüşmeleri 17 Eylül’de
Cenevre’de yapılan BM İnsan Hakları oturumlarına değinen Uzun, Türkiye’ye yönelik yazılan raporda tecridin bir an önce kaldırılmasını istendiğini belirtti. Bu durumda kampanyanın etkisine işaret eden Uzun “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin de gündemine almış olduğu ‘umut hakkı (şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi)’ tartışması var. Sayın Öcalan için ‘umut hakkı’ 17 Eylül’de Strasbourg’da görüşülecek. Öncesinde de hukukçuların ve aydınların bazı girişimleri olacak” şeklinde konuştu.
‘Ortak hareket etmenin önemi’
Kampanyanın sadece Avrupa’da sürdürülen çalışmalarla başarıya ulaşamayacağını vurgulayan Uzun, Kurdistan ve Türkiye’de yaşayan Kürtler ve dostlarına da çağrıda bulundu. Uzun, şöyle devam etti: “Böylesi kaosların yaşandığı ve dengelerin yeniden belirlendiği süreçlerde Kürtlerin, demokratların, ilericilerin yan yana gelmeleri ve ortak hareket etmeleri çok önemlidir.”
HABER MERKEZİ