Govend esnasında söylenen stranlar Kürt halkının kendi kültürel kimliğini koruma çabasının göstergeleridir. Esasında mesele tek başına govend de değil o govendin hizmet ettiği özgür Kürdün devrimidir
“Herkes eşittir” söylemleri, sadece birer slogan olarak kalmakta; gerçek yaşamda ayrımcılık ve ırkçılık devam etmektedir. Bugün de çok net bir şekilde görülüyor ki AKP-MHP ittifakı yasakçı, baskıcı bir anlayışla kendi dışındaki kültürlere karşı kırım politikası uyguluyor.
Kürt kimliği yasak, Kürtçe konuşmak yasak, Kürt kültürünü yaşatmak yasak, Kürt okulları yasak, Kürtçe isimlerinin kullanılması yasak, Kürt kıyafetlerinin giyilmesi yasak, Kürtlerin kendilerini yönetmeleri yasak, siyaset yasak, govend yasak, yasak da yasak!
Kürt dili ve kültürü binlerce yıllık geçmişe, zengin ve köklü bir mirasa sahip olmasına rağmen ne yazık ki, Kürtçe ve Kürt kimliğine karşı çeşitli baskı ve asimilasyon politikaları günümüzde de düşmanca devam ediyor.
Son dönemde, Kürtçe şarkı söyleyen gençlerin ırkçı saldırılara maruz kalıp tutuklanması ve Kürtçe yazılamaların silinmesi gibi olaylar, bu düşmanlığın somut örnekleridir. Bu saldırıların arkasında, AKP-MHP iktidarının ırkçı ve asimilasyoncu politikaları yatarken Kürtlere karşı sürdürülen “özel savaş” politikaları, Kürtçeye yönelik baskıların da temelini oluşturmaktadır.
Bu saldırılar, Kürt halkının dilini, kültürünü ve kimliğini yok etmeye yönelik çabaların bir parçasıdır. Kürtler yıllardır dil ve kültür mücadelesi vermektedir. Bu mücadele ırkçı saldırıların sistemi olan kültür kırım politikalarına rağmen asla durmayacaktır.
Kültürel anlamda kırıma uğratılmanın etkili araçlarından biri olan asimilasyonun en bilindik tanımlarından biri başkalaşıma uğra(t)maktır. Yani fiziki olarak yok edilmiyorsun, bir başkası gibi yaşıyorsun ama kendin gibi değil.
Soykırımın kültürel olanı fiziki olanından daha tehlikeli. Maskeli hallerde dolaşır ve gerçek yüzünü kolay kolay göstermez. Hedef kişi ya da kişileri aldatır. Sahte hazlar yaşatarak “işte hayat budur” tadı verir ama aslında öldürerek yaşatır. Başkalaşıma uğramış kişi bağrında büyüdüğü topluma her gün ihanet etmeyi besmele bilir. İhanetinden, kimliksizliğinden, kişiliksizliğinden gurur duyar. Kırım başka ne olabilir ki! Bu yüzden bir toplumu yok etmenin en etkili aracı onun kültürünü yok etmektir.
Kültür toplumların birlik, duygu, düşünce ve aktarımı için hayati öneme sahiptir. Her toplum, varlığını kültürü üzerinden sağlar. Kültür, vicdani ve ahlaki bir haktır. Tüm insani haklardan önce gelir. Kültürel faaliyetlerin yasaklanması, toplumların özgürlüğünün ve demokrasinin de yok edilmesi anlamına gelir.
Kürt kültürüne, özellikle de Kürtçeye yönelik bu saldırılar, aslında Kürt halkının varlığına yönelik saldırılardır. Çünkü dil, halkların onurudur. Dillerin yasaklanması, faşizmin ve ırkçılığın bir göstergesidir. Kürt dili ve kültürü, Kürt halkının varlığının bir parçasıdır. Bu onuru yaşatmak, herkesin sorumluluğudur. Kürtler, her koşulda kendi dillerini ve kültürlerini yaşatmaya devam edeceklerdir. Kürt halkı, her türden ırkçı ve ahlaksız saldırıları reddediyor.
Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırılar asla başarıya ulaşamayacaktır. Çünkü dil, bir halkın kimliğinin, tarihinin ve özgürlüğünün en temel unsurudur. Kürtçeye yönelik düşmanlık, aslında bir halkın varlığına, kimliğine ve onuruna yönelik bir saldırıdır. Bu saldırılar, asla kabul edilemez. Dil yasaklanamaz!
Kürt kültürü, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önemli bir parçası olmakla birlikte Kürt halkının kimliğini, tarihini ve mücadelesini yansıtmaktadır. Govend ise Kürt halkının asimilasyon politikalarına karşı kültürel direnişinin sembolüdür ve yasaklanarak yok edilemez.
Govend esnasında söylenen stranlar Kürt halkının kendi kültürel kimliğini koruma çabasının göstergeleridir. Esasında mesele tek başına govend de değil o govendin hizmet ettiği özgür Kürdün devrimidir. Zaten köle, işbirlikçi ve hain Kürt, amaçsızca başkalaşmış bir şekilde delilo çekmektedir.
Özgürlük arayışçısı Kürdün kültür-sanat anlayışı, direniş, isyan ve başkaldırının somutlaşmış ifadesidir. İşte bu yüzden govend bazen zindanların tekli hücrelerinde faşizme karşı direnişi, bazen Delila ve Sefkan’ın ezgilerindeki coşkuyu, bazen de anaların tilîlîlerindeki heyecanı yansıtır. Kürt halkı için Govend berxwedandır, gerisi laf-ı güzaftır!