Siyasi iktidar bizleri bir takım canilerle karşı karşıya getirmeye çalıştıkça, sokaktaki dostlarımıza ve onları koruyanlara saldırıyı azmettirdikçe bizler inadına dostlarımızı da yaşamı da birlikte özgürleştireceğiz
Sokak hayvanları yasası; bu yasanın katliam, yok etme eylemlerini yasallaştırma olduğunu belirten, bunu sokaklarda, alanlarda, meclis kürsüsünde duyuran tüm hayvan hakları savunucularının, siyasilerin, halkların çabasına rağmen AKP ve MHP nin oyları ile meclisten geçirildi. Cinayet yasasının işlevi; daha yasa onaylanmadan, geçtiğimiz hafta sonu AKP başkanının bu iş bitecek sözlerine de eşlik ederek iki hafta boyunca yaşama geçmeye başladı.
Hayvan hakları mücadelesini yürütenlerin belirttiği bu yasa katliam yasasıdır, sokaktaki dostlarımızla birlikte yaşamak istiyoruz, bu yasa geçerse fiili katliamlar olacak iddiaları hızla geçekleşmeye başladı.
Hayvan haklarını savunanlara güvenlik kuvvetleri sokaklarda sert müdahaleleri ile mücadeleyi yıldırmaya çalıştı. Farklı yerlerde kim oldukları belli olmayan, yasanın uygulayıcıları caniler köpekleri zehirlemeye başladı.
Yasanın gündeme alındığı günden itibaren sokaklarda hayvanları besleyenler darp edildi. Önce İstanbulda, birkaç gün sonra Bursa’da hayvan severlere saldırı, hayvan dostları hastahanelik edilinceye kadar dövülerek gerçekleşmeye başladı. Ardından sokak hayvanlarını katletme haberleri duyulmaya başlandı. 27 Temmuz akşamı Gökova mahallesinde, köy kahvehanesinin önünde yıllardır yaşamlarını, gönüllülerin desteği ile sürdüren, çevreye zararı olmayan köpek dostlarımız zehirlenerek canice katledildi. Hayvan hakları mücadelesi verenler “Çocuklarımızın, hayvan dostlarımızın bu kişi veya kişilerle aynı sokakta bulunmalarına dahi tahammülümüzün olmadığının bilinmesini istiyoruz. Yaşadığımız çevrede sokaktaki dostlarımıza ve bize yetecek kadar yaşam alanı varken bu tahammülsüzlüğü gösterenlere biz de sosyal yaşam hakkı tanımayacağız. Çünkü bu suçun faillerinin başka suçları da işleyebilecek potansiyele sahip olduklarını, kamu güvenliğini doğrudan tehdit ettiklerini biliyoruz. Sokağımızda, mahallemizde güvende olmak istiyoruz” sözlerini dostların katledildiği alandan söyledi.
Yasanın ikiyüzlülüğü, katliamdan başka amacının olmadığı büyük millet meclisinde yasaya hayır diyen muhalefet partilerinin vekilleri ile defalarca vurgulandığı gibi sokaklarda yasaya karşı mücadelenin nedenleri, bugüne kadar hayvan haklarının önemsenmediği ve korunmadığı tüm hayvan dostları tarafından günlerce belirtildi.
Hayvanların yaşamlarını yok etme hakkını kendisinde gören siyasi iktidarın yürüttüğü politikalar bir yandan kentleri yaşam alanlarına giderek genişletilerek, doğal alanlara devlet tarafından el konarak, doğal işlevinden çıkarılıp yapılaşmaya, kentleşmeye açıp sermaye birikimine sokarken şimdi sıra bu mekanlarda yaşayan canlıların yaşamına tahakküme kadar dayandı. Yıllarca ormanlar orman vasfından çıkarılıp maden, enerji, inşaat şirketlerinin hegemonyası altında parçalandı, yok edildi. Hayvanların yaşamı ve doğanın varlığı ısrarla yok sayıldı. Kentlerde halklar yerinden yurdundan edildi, kentlerin tüm canlılarla ortak yaşamı yok edildi, kentler kimliksizleştirilerek yeniden inşa edildi. Halkların yaşam alanları daraltılırken o mekanlarda yaşayan hayvanlar da kent halkından koparılmaya çalışıldı. Bu arada sokak hayvanlarının haklarını savunan 5199 Sayılı Kanun dahil yaşamın özgürlüğünü koruyan yasalar tek tek devre dışı bırakıldı. Hayvan ticaretine göz yumuldu, yaban hayvanlarının öldürülmesi için avlanma ihaleleri açıldı. Ne kentlerde ne kentin çevre çeperinde kalan doğal alanlarda özgür ve bir arada yaşam gözetildi, aksine tahakküm ve katliam meşru olarak sürdürüldü.
Kentlerde yaşamı korumakla yükümlü yerel yönetimler hayvanların sağlığını korumak için en ufak bir çaba harcamadı. Yükümlülükleri olan bakım ve rehabilitasyon merkezlerini hayata geçirmedi. Çogü yerel yönetim veteriner çalıştırmadı, hayvan klinikleri ya oluşturmadı ya da kısıtlı imkanlarla gönüllülük esası ile az sayıda sokak hayvanın kısırlaştırılmasına destek oldu. Sokaktaki dostlarımızın sağlıklı yaşaması, beslenmesi, sularının temini, aşılatılması, kısırlaştırılması sadece gönüllü hayvan severlerin çabalarına bırakıldı.
Hepimize rağmen çıkartılan son yasada da hayvanların meta olmasını önleyecek en ufak bir yorum bile bulmanız mümkün değil. Açıkça görülmekte ki hayvan ticareti de katliamlar da aynı hızı ile sürecek, desteklenecek. Özgür yaşaması gereken hayvanlar ticarete, gösterilere konu edilecek, sermaye birikiminin parçası haline sokulacak.
Bugünden sonra bu yasayı arkasına alıp hayvanları katledecek olanlara; tüm hayvan dostları, yasaya karşı duran siyasi örgütler, muhalefet partiler, kentlerde dostlarımızla bir arada ve özgür yaşamak isteyen halklar olarak irademizi bir kez daha belirtelim; dostlarımızı korumaktan vazgeçmeyeceğiz. Yaşadığımız her mekanda onları koruyarak, onlarla birlikte yaşamayacağız. Kararlıyız.
Siyasi iktidar bizleri bir takım canilerle karşı karşıya getirmeye çalıştıkça, sokaktaki dostlarımıza ve onları koruyanlara saldırıyı azmettirdikçe bizler inadına dostlarımızı da yaşamı da birlikte özgürleştireceğiz.
Bir kez daha görüldü ki kendimizi de kentimizi de yönetecek olan bizleriz, caniler değil. Katliamcı siyasi iktidarın yasa yapma, yürütme yetkisine yaşamı terk etmeyeceğiz.
Öldürme yasasını savunanların yasa geçtikten sonra yedikleri tatlı da çektirdikleri meclis fotoğrafı da ile canileri ve faşistleri azmettirseler de, yandaşları, caniler dostlarımızı zehirlemeye çalışsalar da, hayvan severleri köşe başlarında dövmeye kalksalar da bizler tüm yerel yönetimlere –Bu suça ortak olmayın- yönettiğiniz yerelde – sokaklarda özgür ve birlikte yaşamak istiyoruz, yaşam hakkını koruyun -, “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” çağrısını yineliyoruz.
Dostlarımızı canilere teslim etmeyeceğiz. Örmeye kararlı olduğumuz yaşamın özgürlüğü için sokaklarda, alanlarda verdiğimiz mücadele kadar yereli, kentimizi, yurdumuzu özgür kılma hedefimizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Yerel yönetimlerde sorumluluk almak, özgür yaşamı birlikte örmekle canilerin, yaşamı sermayenin aracı görenlerin, faşizmi inşa edenlerin yapacaklarının önüne geçeceğiz.
Kararlıyız, dostlarımızı da yaşamı da koruyacağız ve birlikte özgür yaşayacağız. Üzerine tatlılar yenen cinayet yasası bizler için yok hükmündedir. Biline…