Türkiye ve bağlı grupların denetiminde olan Efrîn’in kültürünü yaşatmak için Efrîn- Şehba halkı direnişlerini kültür sanat alanına taşıyarak, yaşadıklarını geleceğe taşımak için hafıza oluşturuyor
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kenti 18 Mart 2018 yılında Türkiye ve olan bağlı çeteler tarafından işgal edildikten sonra binlerce Efrînli göçe maruz bırakılarak, Şehba’ya yerleşti. Şehba halkı ile el ele vererek yaralarını saran Efrînliler, Şehba’yı her açıdan bir direniş alanına çevirdiler. Ortak yaşamı geliştirmek, doğayı güzelleştirmek için büyük emekler veren Efrînliler, Şehba halkı ile kurdukları komün ve meclislerle Demokratik Ulus Paradigmasını hayata geçirdiler.
Efrîn- Şehba halkı direnişlerini kültür sanat alanına taşıyarak, yaşadıklarını geleceğe taşımak için hafıza oluşturuyor. Bu çalışmalardan biri de sinema alanında gerçekleştiriliyor. 2017 yılında Efrîn’de kurulan Avrin Sinema Komünü, işgal sonrası Şengal’de çalışmalarını sürdürdü.
Avrin Sinema Komünü Üyesi Zîlan Süleyman, yaptıkları çalışmaları ve hedeflerini NuJinha’dan Raperîn Bekir’e anlattı.
Efrîn’de edebiyat ve sanat alanında önemli bir gelişme yaşanırken, işgalin bu kavramların içeriklerini değiştirdiğini söyleyen Zîlan Süleyman, “İşgal sonrası yaptığımız çalışmaların içerikleri daha çok işgal ve yerinden edilme sırasında yaşadıklarımız ve verdiğimiz direniş eksenli oldu. Bu içerikte kısa film ve dizi hazırladık” diyerek, ‘8 No’lu Mezar’, ‘Başsız’, ‘Clothesline’, ‘Güneşe Doğru’ gibi kısa filmlerin ve ‘Umudun Yaratıcıları’ adlı uzun metrajlı filmin zor koşullara ve sinemacıların azlığına rağmen hayata geçirildiğini belirtti.
‘Lilon Film Festivali önemli bir adımdı’
Avrin Sinema Komünü olarak 2020 yılında “Tek bir gül bir bahçe değildir” sloganıyla çok sayıda yerli ve yabancı yönetmenin katılımıyla Lilon Film Festivali’nin düzenlendiğini hatırlatan Süleyman, festivalin amacının Efrîn halkının sesinin duyurulması olduğunun da altını çizdi. Süleyman, festivalin sinema komünü için önemli bir adım olduğunu, Avrupa ve Arap ülkelerinden çok sayıda kişinin katıldığını ifade etti.
Dizi için hazırlık
İşgal sonrası zorlu zamanlar yaşadıklarını kaydedenSüleyman, “İrademiz, kültür ve toprağımıza olan bağlılığımız büyük umut yarattı. Birçok başarıyı hayata geçirdik. Bu başarıların en önemlisi ise bize karşı yapılan planların bozulmasıydı” diye konuştu. Süleyman, ileriye dönük çalışmalarını şu sözlerle anlattı: “Daha önce yaptığımız filmler ve festivaller bizim son çalışmalarımız değil. Çünkü başarılarımızı artırmayı hedefliyoruz. Çünkü her başarı, acılarımızı ve kadim tarihimizi somutlaştıracak yeni çalışmalarla devam etme kararlılığımızı arttırdı, bu nedenle Efrînliler için bayramlarda yapılan bir tür tatlıdan bahseden ‘Kuliçe’ adlı bir kısa film üzerinde çalışıyoruz ve on bölümden oluşan ‘Wamda’ adlı bir dizi için hazırlanıyoruz.”
Birçok festivale katılım sağlandı
“Üzerinde çalıştığımız filmler Kobanê Film Festivali ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki diğer birçok festivalde gösterildi. Filistin Film Festivali’nde En İyi Dönüş Filmi Ödülü’nü ‘Kafile’ filmimiz kazandı” diyerek, başarılarını anlatan Süleyman, Şam hükümetinin bölgeye dönük ambargosunun, Türkiye’nin devam eden saldırılarının, ekipman oluşturmak ve sinemacı yetiştirmek konusunda ciddi sorun yaşattığını sözlerine ekledi.
‘Kadınların rolü büyük’
Süleyman, kadınların sinema alanındaki rolüne ilişkin ise şöyle konuştu: “Kadınlar, elde ettikleri başarılarla tüm sinema eserlerine ve filmlere, hatta festivallere katılımlarıyla sinema alanında büyük bir role sahipler. Şehba’da bir araya gelmemiz, çalışmalarımıza daha fazla bağlı kalmamızı, kültürümüzü ve halkımızın acılarını daha çok duyurmamızı sağlıyor. Efrîn’e dönene kadar bu topraklarda direneceğiz.”
ŞEHBA