İnsanlar kendi kimlik ve kültürel değerlerini sahiplenirken aynı zamanda uygarlığa katkı yollarını aramaya ve kültürlerini tanıtmaya yönelmişlerdir. Bu anlamda festival, şenlik ve şölen gibi etkinlik ve pratikler, kültürün korunması ve yaşatılması yanında, bunu çevresine taşımada önemli buluşmalardır. Epey bir zamandır Kürt coğrafyası da bu alanda önemli buluşmalara sahne oldu.
Sözü ‘Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne getirmek istiyorum. Munzur festivali de bu festivallerden biri. Yıllarca zulüm ve baskının altında yaşadı, büyük bedeller ödedi Munzur’un çocukları. Pek çok sorunun ve acının kıskacında olsalar da kimliklerine sahip çıktılar. Kültürü ve sanatı hep önemsediler. Ancak bu coğrafyanın genelinde olduğu gibi onların da yaşanan acıların o hengamesi içinde uzun bir süre, bu özlemlerini giderecek fırsatları ve koşulları olmadı. Zaman içinde koşullar ve imkanlar el verdiğince bu özlemi gidermeye çalıştılar.
Munzur Kültür ve Doğa Festivali, belediye ve bileşenleri tarafından 1999’dan bu yana düzenleniyor.
Geçmiş festivallerde, Barış ve Özgürlük, Baraj ve Siyanüre karşı duruş dilin, kültürün doğa ve özgürlükler üzerinden festival etkinliklerinin ana eksenini oluşturmuştu.
Bu festival dönemsel olarak yasaklara rağmen ortak bir emekle gerçekleştirilmeye çalışıldı.
Munzur Kültür ve Doğa Festivali 22 yıl önce OHAL koşullarında siyasi iktidarlar ile sermayenin; Dersim halkını doğasız, Dersim doğasını insansız bırakmaya çalışan uygulamalarına karşı ortaya çıktı. Geçmişteki köy boşaltmalarına, barajlara, HES projelerine ve devlet baskısına karşı halkın direnci ve mesajı oldu.
***
Bu yılki festivalde, aylar öncesinde başlayan çalışmalarda Dersim’in dokusu ve değer yargıları ön planda tutularak bir program oluşturuldu.
Bu yıl, 25-28 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen 22’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali belediye, siyasi parti, çevre dernekleri, inanç kurumları ve demokratik kitle örgütlerinin ortak kararıyla festivalin ana teması “Doğamızın ve İrademizin Gaspına İzin Vermeyeceğiz” şeklinde belirlenmişti.
Bu tema aynı zamanda bölgede kayyımlara karşı halk iradesini sahiplenmeye devam edileceği anlamını taşıyordu.
Festivalin bir amacı da, Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Dersimlilerin doğasına ve kültürüne sahip çıkmak ve korumak farkındalığını oluşturmasına yönelik bir buluşmayı gerçekleştirmekti.
İlk gün açılış konuşmalarıyla başlayan festival, paneller, belgesel gösterimleri, konserler, çocuk etkinlikleri, forumlar, çevre yürüyüşleriyle dört gün boyunca devam etti.
Belirtildiği gibi festival hem siyasal hem ekonomik hem de sosyal alanda bölgeye ve ülkeye gerekli mesajlar veriyordu. Bir halkın tarihine, kültürüne, inancına, diline ve doğasına sahip çıkma çabası olarak ülkenin ve dünyanın dört bir yanından binlerce yurttaşın coşkulu buluşmasını içeriyordu.
***
Dersim sadece bir coğrafyanın adı değil, tarihin, umudun ve bir yaşam biçiminin adıdır. Munzur direniş, başkaldırı ve isyanın da adıdır.
Munzur’da dağlar ve pınarlar, mekanlar kutsaldır. Dağlar eski inançların birçoğunda saygı duyulan en yüce yerlerdir.
Orada yaşayan insanlar için Munzur suyu da kutsaldır. Ana sütü ile bir tutulur, benzetmeler hep bu ilişki üzerinedir. Aralarında kavga olanlar burayı ziyaret ederken mutlaka barışır, aynı ananın sütünü emmiş gibi kardeş olurlar. Sözleşmelerde, yeminlerde Munzur kutsal tanıktır, onun suyu içilerek yemin edilir, sözler bağlayıcı olur.
Bu festival katılımcılara bu özgün coğrafyanın güzelliklerini ve özelliklerini bir kez daha duyumsattı. Emeği geçenlere selam olsun.