Munzur festivalinde gerçekleştirilen, “Güncel siyasal gelişmeler” başlıklı panelde ortak mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini vurgulandı
Dêrsim’de “Doğamızın ve irademizin gaspına izin vermeyeceğiz” şiarıyla düzenlenen 22’nci Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin 3’üncü günü “Güncel siyasal gelişmeler” başlıklı panelle devam etti. Çok sayıda kişinin izleyici olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü Mustafa Taşkale yaptı. Panelde, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Temsilcisi Erdal Ataş, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, Partizan üyesi Kasım Tosun ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan konuşmacı olarak yer aldı.
Tosun: Savaşlarla ekonomik sömürülerini sürdürüyorlar
Panelde ilk olarak söz alan Partizan üyesi Kasım Tosun, Türkiye, Ortadoğu ve dünyadaki son gelişmelere dair sunum gerçekleştirdi. Soğuk savaş sonrası dağılan kamplaşmanın günümüzde yeniden gündeme geldiğini belirten Tosun, “Ortadoğu üzerinde emperyalistler, savaşlarla ekonomik sömürülerini sürdürüyorlar. Emperyalistler, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını engelleme noktasında ellerinden geleni yapıyor. Mücadele eden halklarımız emperyalistlerin bu politikalarını bozacaklardır diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Boz: Birleşik mücadelenin yükseltilmeli
DEM Parti Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, Kürt halkına yönelik “faşist iktidarın ortaya koyduğu bir savaş politikası” olduğunu dile getirdi. Özel savaş politikalarının devamı olan kayyım politikalarının hayata geçirilmesiyle, kayyımın ilk işinin Kurdistan’daki belediyelerde kadın çalışmalarını durdurmak veya kurumları yavaşlatmak olduğunu sözlerine ekleyen Boz, “Yerel yönetimlerde eşbaşkanlığı hayata geçirmek istemimizin nedeni, bu tekçi zihniyete karşı bir alternatif ortaya çıkarmaktı. Yaratmak istedikleri toplumsal düzeni, kayyımla inşa etmek istediler. Buna karşı halkın direnişi ve tepkisiyle karşı karşıya kaldılar. Bunun en somut örneğini Wan’da görmüş olduk. Wan direnişi onlara geri adım attırdı. Direnişin muktedirlere geri adım attırabileceğini Wan’da görmüş olduk” ifadelerini kullandı.
Savaş politikalarından bahseden Boz, ekonomik krizin en büyük nedeninin bu politikalar olduğunu kaydetti. İşçinin sofrasından çalınanın savaşlara harcandığını sözlerine ekleyen Boz, “Savaş politikaları tecritten de, ekonomiden de, siyasal ortamdan da bağımsız değil. Nasıl ki ekonomi bir halkın varlığını sürdürmesine engel oluyorsa savaş politikası da bunun bir uzantısı olarak kendini gösteriyor” diye kaydetti. Ülkedeki sorunlara karşı birleşik mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Boz, “Direnmek bize en sonunda kazancı, başarıyı, inancı getirecektir. Direnerek kazanacağız ve faşist rejimi göndermek için halkla birlikte elimizden geleni yapacağız. Bu tekçi, ırkçı faşist anlayışa karşı, her alanda sözümüzü söylemekle, siyaset yapmakta sorumluyuz” şeklinde konuştu.
Aslan: Ortak mücadele yürütülmeli
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan da ekonomi, siyaset ve dünyadaki gelişmelere dair düşüncelerini ifade etti. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün dillendirdiği, “Türkiye’de sermaye düşmanlığına asla izin vermeyeceğiz” sözlerini hatırlatan Aslan, “Bu ne demek? ‘Türkiye’deki kapitalistlerin, tekellerin önündeki bütün engelleri kaldıracağız, onların istediği gibi işçi sınıfını sömürecekleri olanakları arttırmaya devam edeceğiz’ demek” diye kaydetti.
Türkiye’nin ekonomi politikalarına dair aktarımlarda bulunan Aslan, Türkiye’de “tek adam” iktidarının 22 yıllık sürecinde, 35 binin üzerinde işçinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Bu politikalara kadın katliamlarına, kayyımlara, mülteci sorununa, “gerici” eğitime karşı durmak, sağlığın iyileşmesini sağlamak gibi birçok soruna karşı ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Taşkıran: Öfkeyi mücadeleye dönüştürmeliyiz
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ise Kurdistan ve Türkiye’deki sorunlara dair sunum gerçekleştirdi. Taşkıran, “Bizim farklı formlarda bir araya gelmeye ihtiyacımız var. Çok parçalı mücadeleler var. Ücret hakkı, zam talebi, sendikalaşma hakkı için, onlarca iş yerinde direniş var. Yeni bir mücadele dönemine girdik. Bu mücadele dönemi 8 Mart’ta, Newroz’da, Wan direnişinde görünüyor ki, mücadele eğilimi güçleniyor. Bu öfkeyi ve enerjiyi büyük bir politik mücadele gücüne dönüştürmek gerekiyor” önerisinde bulundu.
Ataş: Bizim devrimci olmamız lazım
Türkiye’de birçok sorun olduğunu dile getiren SMF üyesi Erdal Ataş, şunları söyledi: “Bu köhne düzeni insanlığın başına bela eden düzeni ortadan kaldırmadığımız sürece, devrim mümkün değil. Yıllardır aynı direnişleri sürdürüyoruz. Azınlığın direnişi emekçilerin iktidarına dönüştürülmesi lazım. Bizim devrimci olmamız lazım. Eğer güçlerimizi birleştirmezsek… Kimi inancından, kimi dilinden kimi cinsiyet eşitliğinden, kuşak meselesinden, doğadan yana sorun yaşıyor. Güçlerimizi birleştirmekten, birlikte hareket etmekten başka şansımız yok. Devrimden başka şansımız yok. Tek çare demokratik, sosyalist yaşanabilir bir ülke, dünya yaratmak” dedi.
DERSİM