Almanya’nın talimatıyla Hollanda’da gözaltına alınan ve bir ay sonra şartlı tahliye edilen gazeteci Serdar Karakoç’un, Almanya’ya iade talebine karar 7 Ağustos’ta verilecek
Almanya’nın talimatıyla 23 Mayıs’ta Hollanda’nın Kerkrade kentinde gözaltına alınarak tutuklanan gazeteci Serdar Karakoç, 14 Haziran’da şartlı tahliye edildi. Haftada bir gün imza veren ve pasaportuna el konulan Karakoç’un duruşması Amsterdam Adliyesi’nde görüldü. Duruşma öncesi Serdar Karakoç’a Özgürlük İnisiyatifi’nin çağrısıyla Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen onlarca gazeteci, yazar ve siyasetçi adliye önünde bir araya geldi. Daha sonra duruşma salonuna geçildi. Karakoç ve avukatları duruşmada hazır bulunurken, mahkeme heyeti, salonda yer olmadığı gerekçesiyle sınırlı sayıda katılımcının duruşmayı izlemesine izin verdi.
Almanya’nın iddialarına tepki
Mahkeme heyeti, davaya konu aktivitelerin Almanya’da olduğunu hatırlatarak, içeriğini Hollanda yargısıyla ele almanın mümkün olmadığını belirtti. Karakoç hakkındaki iddiaların Hollanda yargısının iddiası olmadığını, bu yüzden dosya içeriğine girmeyeceklerini, sadece Almanya’nın iade talebini ele alacaklarını aktardı.
Mahkeme heyetinin bilgilendirmesi sonrası Karakoç’un avukatlarının savunmasına geçildi. Avukatlar, Almanya’nın Kürt toplumunun her faaliyetini kriminalize ettiğine dikkat çekti. Karakoç’un davaya konu edilen Almanya’daki faaliyetlerinin basın ve siyasi faaliyetler dışında bir durum olmadığına dikkati çeken avukatlar, basın ve siyasi çalışmaların terörizmle bağdaştırılmasına tepki gösterdi. Kürt halkının statü mücadelesi verdiğine işaret eden avukatlar, Türkiye’nin her türlü meşru, yasal faaliyetleri bile terörizmle suçladığını hatırlattı.
Politik mücadele yürüten ve gazetecilik yapan herkesin Türkiye tarafından “terörist” olmakla suçlandığını belirten avukatlar, bu uygulamanın Türkiye’nin baskısıyla Avrupa devletlerinde de hayata geçirilmek istendiğini söyledi. Avukatlar, gazeteci Karakoç hakkında Almanya’da açılan davanın da bunun son örneklerinden biri olduğunu dile getirdi. Karakoç’un çalışmalarının basın ve siyasi faaliyetler olduğunun altını çizen avukatlar, Almanya’nın ısrarla bu meşru, yasal basın ve siyasi çalışmaları terörizmle bağdaştırmaya çalıştığını vurguladı.
Avukatlar, Almanya’nın Karakoç’un iade edilmesi talebinin reddedilmesini talep etti.
İddia makamı: İade edilmeyebilir
Avukatların savunması ardından iddia makamı söz aldı. Karakoç’un yargılandığı dosyada suçlu olup olmadığı yönünde bir değerlendirmeye giremeyeceklerini belirten iddia makamı, Karakoç’a dair kararın Almanya tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Karakoç’a Hollanda tarafından daha önce oturma izni verildiğini hatırlatan iddia makamı, Almanya’nın Karakoç’u suçlu bulup ceza vermesi halinde dahi Hollanda’da tutuklu kalması gerektiğini belirtti.
Karakoç: Faaliyetlerim gazetecilik
Son olarak Karakoç’a sözleri soruldu. Türkiye’de yıllarca gazetecilik yaptığını anlatan Karakoç, gelmek zorunda kaldığı Avrupa’da da gazetecilik yaptığını belirtti. Almanya’nın kendisini 2017 ile 2018 arasındaki çalışmalarını bahane ederek istediğini söyleyen Karakoç, “20 yılı aşkın süredir Hollanda’da yaşıyorum. Bu süreçte Almanya, Fransa ve Avrupa’nın diğer ülkelerine sık sık gidip geldim. Almanya’nın beni suçladığı 2017 ve 2018 yıllarında da ve sonrasında da sık sık gidip geldim. Bu gezilerimin temel sebebi gazetecilik çalışmalarımdır. Yine aile bireylerimin bir kısmı Almanya’da yaşamaktadır. Yaptığım çalışmalarım kamuoyuna açık olmasına rağmen Almanya devleti beni 129b yasasından yani terör örgütü üyeliğinden yargılamaktadır” dedi.
“Terör” kavramının iyi açıklanması gerektiğini belirten Karakoç, Almanya’da yargılandığı davada hiçbir şiddet eyleminin olmadığını, gazetecilik yaptığını vurguladı. Karakoç, Almanya yasalarına göre de 129b yasasından yargılanmaması gerektiğini ifade etti. Kürt Özgürlük Hareketi’nin 2014 ve 2018 yıllarında farklı Avrupa mahkemelerince “PKK’nin bir terör örgütü olmadığı” yönünde kararlar aldığını hatırlatan Karakoç, PKK’nin yasaklı bir örgüt olmadığının altını çizdi. Almanya’da uygulanan ve Kürt toplumunun demokratik çalışmalarını kriminalize eden 129b yasasının içeriğine de atıflarda bulunan Karakoç, Almanya’nın tüm Kürt halkını demokratik, yasal faaliyetlerini bahane ederek terörist olarak lanse etmeye çalıştığını belirtti. Gazetecilik faaliyetlerinin de 129b yasası kapsamında ele alındığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
MİT’in Avrupa’daki örgütlenmesine işaret eden Karakoç, Paris’te gerçekleştirilen iki katliamı ve Brüksel’de Kürt siyasetçilere dönük suikast girişimlerini hatırlattı.
Karar 7 Ağustos’ta verilecek
Karakoç’un savunmasının ardından mahkeme heyeti, adli kontrol şartlarının devamına, Almanya’ya iade edilip edilmeyeceğine dair nihai kararını ise 7 Ağustos’ta verilmesine karar verdi.
DIŞ HABERLER