Eylemlerinin 1078’inci haftasında Hasan Gülünay’ın akıbetini soran Cumartesi Anneleri, ‘gözaltında kaybedilenler ve Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenler için’ Galatasaray Meydanı’na karanfil bıraktı
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1078’nci haftasında da Galatasaray Meydanı’ndaydı.
Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemlerinde Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu.
Basın açıklamasını kayıp yakını Ayşe Tepe okudu.
Gözaltında tanık ifadeleri
23 Mayıs 1992 tarihinde Artvin’de gözaltına alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan “Hasan Gülünay nerede” diyerek açıklamasına başlayan Tepe, Gülenay’ın gözaltına alındıktan sonra işkence ile katledildiğini belirtti. 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay’ın gözaltına alınması ve işkenceye maruz kaldığı sırada tanıkların olduğuna dikkat çeken Tepe, “Hasan ile aynı tarihlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanık ( E.Ç.), ağır işkence görmüş bir kişinin yanlışlıkla kendi bulunduğu hücreye atıldığını ve bu kişinin ‘Ben Hasan Gülünay, beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar!’ dediğini, yanlışlık fark edilince de apar topar hücreden götürüldüğünü açıkladı. Bu iki açıklamanın ardından hem ailenin hem de tanıklık yapan kişinin evleri polis tarafından basıldı ve konuşmamaları için tehdit edildiler” dedi.
‘Etkin soruşturma yürütülmedi’
Ayrıca, 19 Temmuz 1992 tarihinde gözaltına alınan H.B, Gayrettepe’de günlerce işkence gördüğünü ve işkencecilerin kendisine “Hasan Gülünay’yı öldürdük, sıra sende” şeklinde ifadeler kullanıldığını hatırlatan Tepe, “Aile, Başbakan, İçişleri Bakanı ve TBMM başta olmak üzere resmi mercilere başvurdu. Yargı makamları, olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili bir soruşturma yürütmeden zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verdi. Karara yapılan itiraz reddedildi. Bunun üzerine aile, 2013 yılında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Anayasa Mahkemesi, 21 Nisan 2016 tarihinde sadece ‘yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine’ hükmetti. Ancak zamanaşımı sona erdiği için soruşturmanın yeniden açılmasına gerek olmadığına karar verdi” diye konuştu.
‘Vazgeçmiyoruz’
AİHM’nin konuyla ilgili yerleşik içtihadıyla uyumlu olmadığını kaydeden Tepe, bu kararın, bireysel başvurunun gözaltında kaybetmelerde etkili bir başvuru yolu olmadığını söyledi. Tepe de konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zorla kaybetme suçu, doğası gereği devam eden bir suçtur. Bu suç, zorla kaybedilen kişinin bedeni bulunmadıkça ve akıbeti açığa çıkarılmadıkça işlenmeye devam eder. Dolayısıyla devletin Hasan Gülünay dosyasında gerçeği açığa çıkarma ve failleri cezalandırma yükümlülüğü devam etmektedir. Kaç yıl geçerse geçsin Hasan Gülünay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklamanın ardından ise kayıp yakınları “Gözaltında kaybedilenler ve Suruç Şehitleri için” diyerek karanfilleri Galatasaray Meydanı’na bıraktı.
Ardından eylem son buldu.
Kaynak: JINNEWS