TMMOB, Ömerli Havzası’na yapılması planlanan BİOSB projesine dair yaptığı açıklamada, ‘İstanbul’un ve İstanbul halkının barajın daha fazla riske atmamak için gereken tüm önlemler alınmalıdır’ diyerek tüm kamuoyunu tutum almaya çağırdı
İstanbul’un su ihtiyacının yarısından fazlasını karşılayan, doluluk oranı yüzde 72 olan Ömerli Havzası içine Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) yapılması kararı alındı. Çevre Bakanlığı ve Tuzla Belediyesi’nin AKP’de olduğu şubat ayında aldığı meclis kararı ile yapılacak OSB’de kimyasal ürünler üretilecek. OSB projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED onayı verdi, OSB için yapılan çevre düzeni plan değişikliği de Tuzla Belediyesi’nden geçti.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul’un su temin sistemi açısından kritik öneme sahip olan Ömerli Havzası’na yapılması planlanan BİOSB projesine dair basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada, İstanbul’un en önemli su varlıklarından olan ve koruma altında olması gereken Ömerli Barajı Havzası, son dönemde gündeme gelen projelerle birlikte gittikçe artan yapılaşma tehdidi ve kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.
İstanbul’a verilen suyun yaklaşık yarısının Ömerli Barajı’ndan sağlandığı hatırlatılan açıklamada, su temini bakımından barajın kendi kendine yetemez hale gelmiş olduğu belirtilerek, “İstanbul’un ve İstanbul halkının barajın daha fazla riske atmamak için Ömerli Barajı Havzası sınırları içinde yapılaşma kısıtlanmalı ve havzanın kirlilikten korunması için gereken tüm önlemler alınmalıdır” denildi.
Koruma planı hala onaylanmadı
İSKİ tarafından hazırlanan Ömerli Barajı Havzası Taslak Koruma Planı 26.04.2023 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından askıya çıkartıldığı ancak üzerinden bir yıl üç aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen henüz onaylanmadığı hatırlatılan basın açıklamasında, havza sınırları içinde yer alan çeşitli projelerle ilgili çalışmalar devam ettiği belirtildi.
Kompleks ve kalıcı biyokimyasallar suya karışacak!
“Bahse konu üretim prosesleri sonucunda atıksu, katı atık, tehlikeli ve özel atıklar ile baca gazı emisyonları ortaya çıkacaktır” denilen açıklamada, OSB’nin çevreye vereceği zarara dair, “ÇED Raporunda öngörülen atıksu arıtma tesisi ve atık yönetimine ilişkin önlemler alınsa dahi, bahse konu üretim süreçleri kompleks, ekosistem için kalıcı ve toksik kirleticileri üreteceği için ileri ve nitelikli arıtma prosesleri gerektirmektedir. Kaldı ki, yeterli arıtma işleminin yapıldığı varsayılsa bile gerek atıksu altyapısında oluşabilecek kaçak ve sızıntılar ile yağışla birlikte yüzey akışına geçebilecek baca gazı emisyonları gerekse de hammadde ve ürün depolaması ile yükleme-boşaltma, depolama esnasında oluşabilecek dökülme-saçılma durumunda kullanılan ve/veya üretilen kimyasalların, biyolojik hammadde ve ürünlerin Ömerli Barajına, yani İstanbul’un su sistemine ulaşarak geri dönüşsüz zararlara yol açabileceği açıktır, kompleks ve kalıcı biyokimyasalların yaratacağı geri alınamaz etkiler gözardı edilemez. Son yıllarda daha sık yaşadığımız ani ve şiddetli yağışlar veya olası bir deprem durumunda, OSB’lerde yaşanan kaçak deşarjların gerçekliğinde bu risklerin katlanacağı unutulmamalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada İstanbul’un su varlıklarının yapılaşma ve kirlilik baskısından korunması için ise şu önerilerde bulunuldu:
- Tüm havza koruma planları en kısa sürede tamamlanmalı, başta Ömerli Havzası olmak üzere hazırlanan planlar Tarım ve Orman Bakanlığında vakit geçirilmeden onaylanmalı, istisnasız olarak ve ivedilikle uygulamaya geçirilmelidir.
- Ömerli Havzası uzun mesafeli koruma alanı içinde, yapılaşma yoğunluğunu, trafiği ve kirlilik yükünü artıracak hiçbir faaliyete izin verilmemelidir. Havza mutlak olarak korunmalıdır.
- Çalışmaları devam eden Tuzla Biyoteknoloji İhtisas OSB ve benzeri projelere derhal son verilmelidir.
Kamuoyuna çağrı: Bu suça ortak olmayın!
Paylaşılan basın metnin sonunda, su varlıklarını tehdit eden proje için tutum alma çağrısı yapılarak şu ifadeler kullanıldı:
“Bakanlıkların desteği ile planlanan Ömerli Havzasını OSB Vadisi yapma hayalinden vazgeçilmelidir. Ömerli Havzasını ekolojik kimliğinden koparacak, Havzayı yok etmeye yönelik yapılmaya çalışılan Biyoteknoloji İhtisas OSB Projesi ve planlamasına destek veren tüm kurumları, tüm yetkilileri uyarıyoruz. Bu suça ortak olmayın!
İstanbul’u ve yaşamın gerekliliği su varlıklarını tehdit eden her türlü projeye karşı doğadan, yaşamdan, İstanbul’dan yana mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyor ve duyuruyoruz. Tüm meslek odalarını, emek, ekoloji ve kent hakkı mücadelesi veren örgütleri, siyasi partileri bizimle birlikte tutum almaya ve mücadelemize destek vermeye davet ediyoruz.”
HABER MERKEZİ