Kürdü kendi tarihsel hakikatinden koparmaya çalışan anlayışın gerçekliği sadece yorumlardan ibarettir. O yorumlar tekçi anlayış üzerine kuruludur ve bir adım sonrası herkes onun gözünde ötekidir
Mehmet Uçar
Hakkari mi Colemêrg mi?
Hakkâri Batı Zagroslar silsilesi içinde bulunan bölgenin adıdır.
Kürtler sarp sıradağlarla çevrili, geçitlerin sınırlı ve düzlüklerin az olduğu bu vatana sahiptiler. Anavatanın coğrafi özelliklerinden kaynaklı da küçük kabileler halinde dağınık yaşadılar. Kurdistan’ın duyguda uzun yıllar bütünleşememesinin coğrafya üzerine düşen payını böyle de düşünebiliriz. Coğrafyanın sert ve engebeli olması hâkimiyette bütünleşememe nedenleri arasında da sayılabilir. Bu anlamda Türklerin uçsuz bucaksız Asya bozkırları devletleşmede kendileri için büyük bir avantaj sağlamıştır.
İlerleyen dönemlerde Kürt kabilelerin birleşip farklı bölgelere göç etmeleri ve göç ettikleri yerlerde aşiretlerin konfederasyon oluşturmaları günümüz siyaseti için tesadüf değildir.
Bu oluşan konfederasyonlardan biri de Hakkâri’dir. Hakkâri Kürt aşiret konfederasyonunun adıdır. Şehir merkezinin adı ise Colemêrg’dir. Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetin ikinci çeyreğine kadar da Colemêrg olarak tanınmıştır.
Günümüz İslam referanslı iktidarı, klasik İslam tarih ve coğrafya kaynakları başında yer alan Yâkût el-hamevî’nin Mû’cemü’l-Buldân’da verilen bilgiyi Hakkâri isminin Colemêrg olarak değiştirilmesi noktasında teyit edebilir.
Çift başlı kartal
Kürtlerin öteden beri kullandığı sembollerin başında Mezopotamya çift başlı kartalı gelir.
Eyyûbî Devleti’nin kurucusu olan Kürt komutan ve hükümdar Selahaddin Eyyubi bayrağında çift başlı kartal sembolünü kullanmıştı. Sonrasında bu sembol tek başlı olarak Irak, Filistin, Mısır armalarında, Yemen ambleminde ve mevcut coğrafyada farklı halklar tarafından kullanıldı. Sembol, batı kültürlerinde de her ne kadar karşımıza çıksa da sembolün özü Mezopotamya topraklarıdır. Egemen kültürler her şeyde olduğu gibi halkların sembollerini de kendi kültürlerinin bir parçası olarak kullanmıştır. (Belki de asimile olmuş benliklerinin dışa vurumudur?) Bknz. Emniyet genel müdürlüğü logosu.
Bu bağlamda kartal yerine kurt amblemini kullanmaları daha isabetli olacaktır.
Her ne kadar Asya bozkırlarında yaşayan kurdun korkulu rüyası bir kartal ise de kendi tarihsellikleri açısından daha tutarlı olacaktır.
Biz Kürtler için çift başlı kartal bütünleşen bir yapının, bütünün ortak akılla yönetilebileceğini ifade eder. Başkalarının tanımladığı gibi işgalci bir mantıkla batı doğu hâkimiyetini değil.
Buradan baktığımızda Demokratik Toplum Kongresi’nden (DTK) tutalım Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK), çift başlı kartalda demokratik konfederalizmin özünü görürüz. O özde eş başkanlık ve eş sözcülük vardır.
Hayata kadın ve erkek olarak çift başlı kartal gibi bakmak vardır…
Hakkâri’de kayyıma karşı direnişin bir adı da budur. Çift başlı kartalına, tarihine, kültürüne sahip çıkmaktır. Bu anlamıyla yaşadığımız an tarihimizde sembolleriyle de gizlidir.
Kürdü kendi tarihsel hakikatinden koparmaya çalışan anlayışın gerçekliği sadece yorumlardan ibarettir. O yorumlar tekçi anlayış üzerine kuruludur ve bir adım sonrası herkes onun gözünde ötekidir. Tecrit ile yok edilmeye çalışılan Kürt halkı her şeye rağmen her gün elde ettiği başarılar ve büyük kazanımlarla Üçüncü Yol’da ilerlemeye devam etmektedir.
Bu kazanımlar bugünlerde iki noktada çift başlı bir kartal gibi yükselmekte.
Bir ayağı pazar günleri hariç her gün saat 20.00’da İstanbul Şişhane Meydanı’nda, bir ayağı da Colemêrg’tedir. Ziyaret edin.
‘Sadece irademiz mi çalınıyor?’ sorusuyla başladık sorularla bitirelim.
İmralı’da tecrit sadece bir bedenin tutsaklığı mıdır?
Bir halkın iradesi çalınıyor olamaz mı?
Anadilimizde konuşamamak, zindanı gösterip yaşam içinde esir alınmak ve yitirilen canlarımız bizden çalınan olamaz mı?