Siphiye Bayat ve Meryem Güler… Yolları 15 yıl önce kesişen iki dengbêj. İradeye Saygı Yürüyüşü’ne de birlikte katılarak kilamları ve stranları ile moral kaynağı oldular
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg Belediyesi’ne atanan kayyıma karşı kesintisiz eylemlerle farklı kesimlerin de katılımıyla İradeye Saygı Yürüyüşü gerçekleştirdi. Engebeli dağların, tepelerin, derelerin, nehirlerin arasında 6 gün soluksuz geçen yürüyüşün en önünde ise kadınlar yer aldı. Stranları, kilamları ile yürüyüşe moral ve motivasyon kaynağı olan Siphiye Bayat ve Meryem Güler’i tanıdık bu yürüyüşte. Meryem ve Bayat’nin katıldığı ilk eylem değildi bu. 15 yılı aşkın süredir mücadelede yolları kesişen Güler ve Bayat tanışmalarını, mücadelelerini anlattı.
Göç…
Yürüyüşe Çukurova’dan katılan Siphiye Bayat, Sêrt’in (Siirt) Dihê (Eruh) ilçesine bağlı Ekendi köyünden. 1988 yılında ekonomik nedenlerden dolayı Sêrt’in merkezine yerleştiklerini söyleyen Bayat, “Ancak ailenin bir kısmı köyde kaldı. Köyün 1993 yılında yakılması sonucu, aile olarak Adana’nın Çukurova ilçesine göç ettik” dedi.
Kadının sözü yoktu
“Hikayemi anlatsam günler geçse bana yetmez” diyen Bayat sözlerinin devamında, “Çünkü bizler 1988 yılında gözümüzü bu Kürt özgürlük mücadelesiyle açtık. Kim olduğumuzu, ne olduğumuzu, haklarımızın farkına vardık. Kürtlerin varlık mücadelesi sonucunda kadınlar kendi sözlerini söylemeye başladılar. Kadınlar da erkekler kadar tüm işleri yaptı. Daha önce kadının sözü dahi yokken, yürüyüşte de olduğu gibi kadınlar birçok eyleme öncülük ediyor. Kadın isterse yapamayacağı şey yoktur” ifadelerini kullandı.
İlham kaynağı bir kadın
Bayat, “90’lı yıllarda henüz çocuktum. Bir taraftan Hizbullah, diğer taraftan kontrgerilla, neredeyse cenazenin gelmediği ev kalmadı. Tabii bizler haklarımızın farkında değildik. Göç ettiğimiz Siirt merkezde de sık sık evlerimiz basılıyordu. Bizlere ‘terörist’ diyorlardı. Bize su vermedikleri için günlük su ihtiyacımızı camilerden karşılıyorduk. 94 yılında Adana’ya göç ettiğimizde kaynanam Ankara’ya ifadeye çağrıldı. İfadeye gittiğinde gözaltına alınan kaynanam 13 gün gözaltında kaldı. Nedenini sorduğumuzda zafer işareti yaptığı için gözaltına alındığını duyduk. Kaynanam maruz kaldığı muameleye karşı aktif olarak tüm miting ve eylemlere katıldı. Kaynanam vefat ettikten sonra ben de görevini devralarak kurum ve partilerde aktif olarak çalıştım” sözleriyle mücadeleye nasıl başladığını anlattı.
‘Kimliğimize saygı duymak zorundalar’
Yürüyüşe yaklaşık 15 yıldır mücadelede el ele yürüdükleri Meryem Güler ile katıldıklarını söyleyen Bayat, “Ülkede de Alevisi, Kürt’ü, Türk’ü, Ermenisi, Azerisi, Çerkezi birçok halk kalıyor. Birçok kimlik var. Bu topraklar hepimize yeter. Bu yürüyüşe; adalet, özgürlük, barış, demokrasi adını verdik. Şimdi seçimler yapılıyor. Belli partiler katılıyor. Bu partilerden herhangi birini seçin diyorlar. Biz de özgür irademizle belediye eşbaşkanlarımızı seçtik. Colemêrg halkı da kendi eşbaşkanlarını seçti. Madem suçu vardı, YSK dosyasını kabul etmeseydi. Colemêrg halkı kendi kendini yönetebilir. Kayyım diye Ankara’dan, Karadeniz’den, İzmir’den birinin gelip Colemêrg halkını yönetmeye hakkı yok. Halk iradesini seçmişse herkesin bu iradeye saygı duyması gerekir. Yani kayyım atadıkları zaman yeniden bir seçim olsa halk yine kendi iradesini seçerek yönetilmek isteyecek. Bu zulüm, baskı, bu adaletsizlikle nereye kadar götürecekler? Dilimize, kültürümüze, kimliğimize saygı duymak zorundalar” diyerek atanan kayyıma tepki gösterdi.
Sesiyle ilgileri üzerine topladı
Daha önce dengbêjlik yaptığı derneğin devlet tarafından kapatıldığını söyleyen Bayat, yürüyüş boyunca yanık sesiyle ilgileri üzerine topladı. Dengbêjlik yaptığı yıllara ilişkin Bayat, “Genç kadınken düğün derneklerde karşılıklı oynar, türkü söylerdik. 2007 yılında Adana’da Dengbêj Evi açıldı. Bizler de Dengbêj Evi’nde yerimizi aldık. Resmi olan dernek KHK ile kapatıldı. Dengbêj Evi’ne de kayyım atandı. Kurumlarımız kapatıldıktan sonra bizler tüm etkinliklerde yer aldığımızda şarkılarımızı ve türkülerimizi söylüyoruz. Dengbêjlik çok zengin bir kültür, tüm ortamlara göre uyarlanabiliyor” ifadelerini kullandı.
Mücadele için yollardaydılar
Adana Ceyhan’dan Siphiye Bayat’a yol arkadaşlığı yapan Meryem Güler de, Dihê’ye bağlı Hirariş köyünden. Henüz 15 yaşındayken köylerinin devlet tarafından koruculuk dayatması sonucu boşaltıldığını söyledi Güler. Çocuk yaşta evlendirilen Güler, “Önce Şırnak’ın Cizre ilçesine gittik. Oradan da Adana’nın Ceyhan ilçesine yerleştik. Ailenin tamamı Kürt mücadelesinde nerede ihtiyaç varsa aktif olarak katıldık. Bugün ben de İradeye Saygı Yürüyüşü’nde yer alıyorum. Ayaklarımız su toplamış yollar uzun, zor, engebeli ancak bizler bu acıyı hissetmeye hakkımız olmadığını düşünüyoruz. Gönüllü olarak katıldığımız yürüyüşte, bizler sadece Kürtlerin yıkılmadığını, zor ve zulme karşı hep mücadele ettiklerini göstermek için yollardayız. Bugün dünya gündeminde kayyım atamaları yer alıyor. Bu Kürt mücadelesinin kazanımı ile oldu” şeklinde konuştu.
Mücadeleyi büyütecekler
Bayat ile tanışmalarına ilişkin konuşan Güler, “Mücadelede arkadaşımı tanıdım. Yaklaşık 15 yıldır birlikte çalışıyoruz. Tüm Kürt halkına sesleniyorum: Dört parça Kürdistan için tüm dünya devletleri güçlerini birleştirdi. Kürtlerin de yapılan bu birlikteliğe karşı kendi ittifakını güçlendirmekten başka çözümü yok. Biz buradan bir kez daha adaletten, demokrasiden yana herkesi Kürt mücadelesine bekliyoruz. Kayyım atamalarını asla kabul etmiyoruz. Her alanda irademizi güçlendirip yolumuzu büyüteceğiz” dedi.
Haber: Zelal Tunç/JINNEWS