Sessiz sedasız bir “asgari ücretlerin yükselmesi enflasyonu yükseltiyor” efsanesi dolaşıyor.
Halbuki işçi sınıfının Cem Karaca’nın şarkısıyla nefes bulan varoluşsal çığlığı şu: Yandım yandım kar mı verdi / Ekşi tatlı nar mı verdi / Tükenmeyen mal mı verdi / Nem alacak felek benim.
Asgari ücret açıklanan ve kimsenin itiraz etmediği açlık sınırının iki bin lira altında. Bu ücret daha ne kadar düşük olabilir ki? Açlık sınırının altında olması yeterli gelmeyip, yerin altına mı girmeli? Bu bir. İkincisi, herkes mantıklı mı yoksa aklını mı yitirdi? İşçiye ücret ödemekten ötürü eğer sistem düzgün işlemiyorsa, vahşi kapitalizm dahil ücret ödenmeyen bir sistem daha icat edilemedi. Bu nasıl bir erke dönergeci kafası. Evet işçi sınıfı müsaadenizle açlık sınırındaki masasında iki lokma bir ekmek yemeli. Bu da mevcut hükümetin kafasına yatmıyorsa, onlara önerebileceğim tek bir sistem kalıyor, kölelik sistemi. Kölelik sisteminde tam onların istediği gibi hiç ücret ödenmiyor.
Bu akla ve beynin çalışmasına düşman anlayışa başka bir söz söylemiyorum.
Ekonomim gazetesi yazarı ekonomist Alaattin Aktaş, TÜİK verilerini inceledi. Bu incelemede TÜİK’in son kez fiyat açıkladığı Nisan 2022 tarihi ile Haziran 2024 aralığını dikkate alıyor. Açıklanan listelerde maddeleri ayrıştırmak çok zor ama örneğin bir kalem ayrı duruyor. TÜİK, kodu 06212/01 olan Uzman Doktor Muayene Ücreti’ndeki fiyat artışını %19,37 olarak ortaya koyuyor.
Yazar Alaattin Aktaş buradan yola çıkarak diyor ki: Uzman Doktor Muayene Ücreti, Nisan 2022’de 28 lira ise bu artış oranıyla, bu ücret Haziran 2024’de 34 lira olur. Buyurun şimdi birlikte düşünelim. Bugün itibariyle Uzman Doktor Muayene Ücreti 34 lira olabilir mi, bu gerçek mi yalan mı?
Bu konuya cevap vermeye çalışıyor TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya. Anlattıklarının iler tutar yanı yok ama bir bölümde diyor ki: “Türkiye’deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken kârlardan daha yüksek fahiş kârlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var. Bu etki, pandemi sonrasından itibaren gözlemleniyor.”
Kim dedi şimdi bunu? Aşırı radikal Emekçi Hareket Partisi mi? Hayır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya. Yani neymiş, enflasyonu fahiş olarak arttıran, şirket kârlarının ta kendisiymiş. Sanığa başka sorum yok.
Asgari ücretin enflasyonu yükseltip yükseltmediğiyle ilgili, devletin kendi kurumlarının yaptırdığı diğer araştırmaları da tek tek saymak istiyorum. Bunlar doğrudan doğruya devletin kendi görüşü.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 2 Kasım 2023 tarihinde yayımladığı, Enflasyon Raporu 2023-IV başlıklı bir raporu var. Bu rapordaki 35. sayfada “2023 yılı üçüncü çeyreği tüketici enflasyonunun bileşenleri incelendiğinde kur kaynaklı katkının bir önceki çeyreğe kıyasla 4,3 puan yükselerek 19,9 seviyesine ulaştığı gözlenmektedir” notunu görüyoruz. İkinci olarak “Tüketici enflasyonundaki yükselişte fiyatlama davranışındaki bozulmanın da önemli etkisi olmuştur” deniyor.
TÜFE Yıllık Enflasyonu Ayrıştırması başlığındaki Grafik 2’de ise Eylül 2023 tarihinde %61,5 olan enflasyona, ücretlerin etkisini %8,8 olarak gösteriyor. Gördüğünüz gibi %8,8 dışındaki bütün oranı diğer faktörler belirliyor. Ben demiyorum, TCMB’nin raporu diyor.
TCMB’nin 27 Temmuz 2023 tarihli, Enflasyon Raporu 2023-III başlıklı bir raporu daha var. Sayfa 52’deki Tablo 3’te asgari ücretteki %1’lik nominal artışın enflasyonu 0,06-0,08 puan bandında etkilediğini anlatılıyor. Buna göre, asgari ücret %10 artsa, enflasyon %0,6 ya da %0,8 artacak. Yani yarım puan kadar, bir bile değil. Bunu da TCMB raporu söylüyor.
Muhteşem Hocamız, Prof. Dr. Aziz Çelik bu konuyla ilgili çok açıklayıcı bir çalışma yapmış durumda. “Asgari Ücret Artışı Enflasyonu Tetiklemiyor, Ücret-Fiyat Sarmalı Yok!” başlıklı makalesinde tabloyu şöyle anlatıyor: “2004 yılında asgari ücrete yüzde 37,5 oranında zam yapıldı. Peki asgari ücrete reel olarak yüzde 19 oranda zam yapılan 2004 yılının enflasyonu ne oldu? Yüzde 9,3’e düştü.” Yine ona göre “2016 yılı asgari ücreti net yüzde 33,5 oranında arttı. Ancak bu yüksek reel artışa rağmen 2016 yılı enflasyonu yüzde 8,5’e geriledi.” Son olarak şunu not ediyor “2019 yılında 26,1 oranında zam yapıldı, enflasyon yüzde 11,8’e düştü.” Aziz Hocamızın gayet güzel ortaya koyduğu gibi, asgari ücret artışları enflasyona sebep olmamış ve hatta enflasyonu geriletmiş.
Bir de üstüne üstlük, IMF ekonomistleri olan Niels-Jakob Hansen, Frederik Toscani ve Jing Zhou, “Pandemi ve Enerji Şoku Sonrası Euro Bölgesi Enflasyonu: İthalat Fiyatları, Karlar ve Ücretler” başlıklı bir makale yayımladı. Avrupa’daki enflasyondaki artışın neredeyse yarısının, şirket kârlarındaki artıştan kaynaklandığını söylediler. Bu makalede, 2022 yılının birinci çeyreğinden 2023 yılının birinci çeyreğine tüketim deflatöründeki (enflasyon) ortalama değişimin yüzde 45’inden yurt içi kârların sorumlu olduğu, buna karşın artan ithalat fiyatlarının yüzde 40’lık katkısı olduğu ifade edildi.
Demek ki Avrupa’da da enflasyonun sebebi şirket kârları ve ithalat fiyatlarıymış.
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın açıklaması ve dört tane koskocaman kanıtı alt alta yazdım, daha ne diyeyim. Yine de karşı tez sunabilecek varsa dinleyeyim.