İSİG Meclisi, 2018 yılının ilk on ayında en az 62 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, bunun bir nedenin de sorumlulara ve faillere dönük cezasızlık politikası olduğunu belirtti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi çocuk işçiliği ile ilgili Türkiye’de çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine dair açıklamalarda bulundu.
İktidarın çocuk işçiliğini denetlemekten kaçındığını belirten İSİG Meclisi, çocuk işçilerin iş yerlerinin “görünmeyen” özneleri olduğunu ifade etti. 2018 yılının ilk on ayında en az 62 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken İSİG Meclisi’nin hazırladığı rapora göre;
* Çocuk iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı üç il sırasıyla Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin’dir. Bu şehirlerde tarım işçiliği ve kırsalda yoksulluk had safhadadır. Yine en fazla çocuk iş cinayeti yaşanan illerin aynı zamanda mülteci nüfusun da yoğun olduğu illerdir.
* Yaşamını yitiren 62 çocuk işçinin 10’u mülteci-göçmen çocuklardır. Mülteci çocukların ölüm oranının tüm göçmen işçilerin ölümünün 3-4 katı olması hem çalışma koşulları bakımından çok daha tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını hem de çalışan mülteci çocuklara yönelik şiddetin ne denli büyük olduğunu göstermektedir.
* Çocuk iş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının oranı ise yüzde 11 ile genel iş cinayeti verilerindeki kadın işçi oranının neredeyse iki katıdır. Bu durum kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklanmaktadır.
*Çocuk işçiler en çok ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektöründe ölmüştür. Her zaman söylediğimizi tekrar edelim: ‘Çocuk işçilik olmazsa mevsimlik işçilik olmaz.’ Tarımdaki çocuk iş cinayetlerini yüzde 11 ile inşaat sektöründeki çocuk işçi ölümleri izlemektedir. Sanayide, madenlerde, küçük atölye ve işletmelerde, tamirhanelerde ve sokaklarda çalışan çocuk işçiler trafik kazalarında, boğularak, yüksekten düşerek ya da ezilerek hayatlarını kaybetmektedir.
* İş cinayetinde yaşamını yitiren 62 çocuğun 22’si 14 yaş ve altındadır. 14 ve altı yasal olarak çalışması tamamen yasak olan bir yaştır. Çalışması ‘yasal’ olan 15 yaşın üstündeki çocuklar ise kimya, metal gibi ağır ve tehlikeli olup çalışması kanunen yasak işlerde de çalıştırılmaktadır.”
Çıraklık ve stajyerlik
Türkiye’de çıraklık ve stajyerliğin “mesleki eğitim” adıyla çocuğun emeğini sömürdüğüne dikkat çeken İSİG Meclisi, çıraklık ve stajyerlik yapan çocukların, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinden ve sosyal güvenlik korumasından uzak bir biçimde çalışmaya mecbur bırakıldığını kaydetti. Çocuk işçilerinin asgari ücretin çok altında ücretlerle çalıştırıldığını aktaran İSİG Meclisi, “Bugün sayısı 1,5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırak sömürüsüne ve çocukların diğer alanlarda çalışmasına 4+4+4 eğitim sistemi ile de kan taşınmaktadır. İşçi çocuk sayısındaki artış hem devletin patronlara teşvikinin bir sonucu hem de 4+4+4 eğitim sisteminin çocukları işçileştirme üzerine kurulu politikasının bir göstergesidir” dedi.
‘Hukuki önlemler alınmıyor’
Çocuk işçiliğinin ve çocuk iş cinayetlerinin önlenememesinin bir nedeninin ise sorumlulara ve faillere dönük cezasızlık politikası olduğunun altını çizen İSİG Meclisi, “Yapılan soruşturmaların eksikliği, yargılama sürecinde yargı organlarının yanlış ve yanlı değerlendirmeleri, asıl sorumluların yargılanmaması, baskı ve yıldırma süreçleri ile yaşamını yitiren, zarar gören çocukların ailelerinin anlaşma yolunu seçmek zorunda bırakılmaları ve yargı sürecinin uzunluğu da çocuk emeğinin sömürüsünü daha da katmerleştirmektedir. Konuya dair verilen önergeye, Bakanlığın verdiği yanıt durumu özetliyor: ‘2013 yılında 49 işyerine 59 bin 22 TL, 2014 yılında 52 işyerine 69 bin 286 TL, 2015 yılında 33 işyerine 47 bin 273 TL, 2016 yılında 95 işyerine 146 bin 626 TL, 2017 yılında 27 işyerine 44 bin 601 TL, 2018 yılının Haziran ayına kadar 23 işyerine 39 bin 343 TL idari para cezası verildi’” diye belirtti.
HABER MERKEZİ