Gazeteci-yazar Yusuf Karadaş, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın reform vaatlerinin rejimin sınırları içinde köklü bir değişikliğe yol açmasının kolay olmadığını belirterek, ‘Atılacak adımların Hamaney’in çizdiği sınırları geçemeyeceğini bilmek gerekiyor’ dedi
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin beraberindeki heyetle birlikte 19 Mayıs’ta helikopter kazasında yaşamını yitirmesinin ardından İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerı yapıldı. “Reformcu” aday olarak nitelendirilen Mesud Pezeşkiyan, ikinci turda oyların yüzde 53,7’sini alarak 9’uncu Cumhurbaşkanı oldu.
Ancak seçimler boykotun gölgesinde kaldı. Milyonlarca İranlı seçmen, sandıkları boykot ederek, seçimlere katılmadı. Seçimlerde katılım oranı yüzde 49,8 olarak açıklandı.
Reform vaatleri
Kampanyasında batı ile yakınlaşma, nükleer anlaşma ve başörtüsü ile ilgili vaatlerde bulunan Pezeşkiyan, etnik ve mezhebi ayrımcılık sorununa da vurgu yaptı. Ekonomi ile adalet sorunlarını çözeceği mesajı veren Pezeşkiyan, internet yasağını da büyük oranda kaldıracağını vaat etti. Önemli reformlar yapmayı vadeden Pezeşkiyan, Batı ile iyi ilişkiler kurma konusunda yeşil ışık yaktı. Pezeşkiyan, Eylül 2022’de 22 yaşındaki Jîna Emînî’nin katledilmesine ilişkin ise “Biz çocuklarımızın iffetli olmasını istiyoruz, ancak bu davranışlar onları dinden uzaklaştırıyorsa bu yöntemi sürdürmemeliyiz” ifadelerini kullanmıştı.
‘Atılacak adımlar Hameney’in sınırlarını geçemez’
Gazeteci ve yazar Yusuf Karadaş, reform vaadi konusunda içte ve dışta sıkışan İran’ın Pezeşkiyan’ın bazı adımlar atmasında önünü açabileceğini, ancak rejimin sınırları içinde köklü bir değişikliğe yol açmasının kolay olmadığı görüşünde.
Pezeşkiyan’ın seçimi kazanmasında ikinci turda sandığa giden muhaliflerin etkisi olduğunu belirten Karadaş, Pezeşkiyan’ın Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından 2021’de onaylanmayan adaylığının bu seçimde onaylanmasının rejimin sıkışıklığını gösterdiğini ifade etti.
İran’ın hem bölgedeki gelişmeler hem de iç muhalefetten dolayı sıkışmış bir durumda olduğunun altını çizen Karadaş, “Jina Amini’nin katledilmesinden sonra olan olaylar, toplumsal muhalefetin güçlü olduğu bir dönemde Pezeşkiyan’ın kazanması, bu durumdan rahatsızlığın bir sonucudur. Rejimin sıkışmışlığı ve Pezeşkiyan’ın reform vaatleri sınırlı da olsa İran içinde bazı adımların atılmasının önünü açabilir. Ama köklü bir değişikliği beklememek gerekiyor. Pezeşkiyan’ın başörtüsü yasağı, internet kısıtlamaları ve azınlıklara özgürlüklerle ilgili vaatleri vardı. Onların ne kadarın gerçekleşebileceğini biraz karmaşık. Rejimin merkezinde devrim rehberi olarak tanımlanan Hamaney var ve temel politikaları o belirliyor. Dolayısıyla cumhurbaşkanı kim olursa olsun atacağı adımların sınırının Hamaney’in çizdiği sınırları geçemeyeceğini bilmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Sınırlı bir yumuşama dönemine girilebilinir‘
Rejimin nefes almak için Pezeşkiyan’ın kazanmış olmasının fırsata dönüştürmeye çalışacağı tespitini yapan Karadaş, İran’ın “sınırlı bir yumuşama dönemine girebileceğini dile getirdi. Katılımın düşük olmasının “ciddi bir toplumsal huzursuzluğun birikmesi” olarak değerlendiren Karadaş, “Ama rejime karşı olan öfke ve tepkiyi örgütleyecek ve sürekli kılacak bir yapının olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. İran rejimi yaşanan patlamaları daha güçlü bir muhalefete dönüştürecek bir yapıya izin vermiyor. Bir de özellikle ülke içindeki protestolara ABD ve diğer ülkelerin destekler yönde açıklama yapması, rejim tarafından ‘dış güçler’ söylemleri ile şiddeti meşrulaştırmasının önünü açıyor. Önümüzdeki süreçte ne olacağı biraz da bunlara bağlı olarak belirlenecek. Bölgedeki dengeler, egemenlik mücadelesini ölçtüğümüzde çok kolay bir rejim değişikliği de beklememek gerekiyor. Bu muhalefetin bugünkü haliyle rejimi yıkarak demokratik bir dönüşüme evirmesi kolay değil. Abartılı analizlere itibar etmemek ve rejimin temel işleyişini sınırlarını bilerek değerlendirme yapmak gerekiyor” diye konuştu.
‘Tablo rejime olan güvenin azaldığını gösteriyor’
Katılımın düşük olmasının yarattığı meşruiyet krizine de değinen Karadaş, “Molla rejimi seçime katılımın yüksek olmasının kendisi bakımından bir referandum olacağını düşündü. Katılımın yüksek olmasının rejime güven duyan insanların sayısının fazla olduğunu göstereceği yönünde ciddi bir propaganda yaptı. Fakat ortaya böyle bir tablo çıktı. Bu da rejime olan güvenin ne kadar azaldığını gösteriyor. Bu rakamlar bile bazı yönleriyle tartışmalı ve katılımın daha düşük olduğu yönünde değerlendirmeler yapılıyor. İran bakımından zor bir durum olduğu ortada, Molla rejiminin kendisini tartıştırmaktan kurtarması kolay görünmüyor” şeklinde konuştu.
‘İçinde bulunduğu durum uzlaşıya yakın durmaya zorluyor’
Önümüzdeki süreçte İran’ın bölgesel tutumunda da bir değişiklik yaşamasının zor göründüğünü kaydeden Karadaş, “İran en önemli bölgesel rakibi olan Suudi Arabistan’la uzlaşıyı muhafazakar çizgiyi en iyi temsil eden Reisi döneminde yaptı. Aslında İran bölgede gerilimin artmasının kendi lehine olmadığının farkında. Suriye savaşının yol açtığı nedenlerden kaynaklı İran’ın bölgesel hegemonyasının arttığı bir dönemde bunu koruyacak bir uzlaşıya açık duruyor. Bunun açık bir savaşa dönüşmemesini istiyor. Hem siyaseten hem ekonomik olarak yaşadığı durum İran’ı uzlaşıya yakın bir yerde durmaya zorluyor. ABD’de de İsrail’in Gazze’deki saldırganlığa onay vermekle bunun bölgesel bir savaşa yol açacak noktaya varmasını istemiyor” dedi.
Pezeşkiyan kimdir?
Rojhilat’ın Mahabad kentinde 29 Eylül 1954’te kentinde doğan Pezeşkiyan, Tebriz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1980-1988 yıllarında yapılan İran-Irak savaşında hem muharip hem de doktor olarak görev yaptı. Savaştan sonra Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde genel cerrahi alanında eğitimine devam eden Pezeşkiyan, Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden 1993 yılında kalp cerrahisi uzmanlığını alarak, 1994-1999 yılları arasında Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı.
Eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde 1997 yılında Sağlık Bakanı Yardımcısı olarak atanan Pezeşkiyan, 2001-2005 arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. 2008’de seçimde Tebriz Milletvekili seçilen Pezeşkiyan, o tarihten bu yana 5 dönem milletvekili olarak görev yaptı. Hükümetin muhaliflere karşı tutumuna sert eleştiriler getiren Pezeşkiyan, 2013’te, yaptığı cumhurbaşkanı adaylığını geri çekti. 2016’da, 4 yıl İran Meclis Başkan Yardımcılığını yapan Pezeşkiyan, bu süreçte nükleer anlaşma ve Batı’yla iyi ilişkileri savundu.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı 2021’teki seçimlerde Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından reddedilen Pezeşkiyan, 2005’ten sonra İran’da cumhurbaşkanı seçilen ilk reformcu isim oldu.
Haber: Tolga Güney\MA