Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed, Suriye’de çözümün ülke genelini kapsaması halinde mümkün olabileceğini, bunun ilk şartının ise Türkiye’nin bölgeden çekilmesi olduğunu söyledi
Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed, Türkiye’nin Suriye hükümeti ile diyalog kurmak istemesine dair çabalarını değerlendirdi. ANF‘nin sorularını yanıtlayan Ehmed, Şam ve Ankara arasında bir anlaşmanın sağlanabilmesi için Türkiye ve bağlı paramiliter grupların kontrolündeki bölgelerdeki işgalin son bulması gerektiğini ifade etti.
Ehmed, Türkiye ve Suriye’deki hükümetlerin anlaşma çabalarında Rusya ve Irak’ın rol oynadığına dikkati çekti. Ehmed, “Suriye halkının onurunu zedeleyecek her görüşme ve anlaşma pazarlık konusu oluyor. Türk devleti Suriye krizinin ilk süreçlerinde Suriye dosyasına farklı farklı yöntemlerle müdahale etti. Türk devleti askeri saldırılarla Adana mutabakatının sınırlarını da aştı. İşgal ve ilhak politikasını yürütüyor” dedi.
‘Türkiye’nin çekilmesi birinci şart olmalı’
Suriye’nin üzerindeki yükü hafifletmek, Türkiye’nin de göçmenlerden kurtulmak istediğini söyleyen Ehmed, “Bunun için de eski ittifakları tekrar hayata geçirmek istiyor. Ancak ikisinin anlaşmaları önünde engeller olduğu açıktır. Çünkü Türk devleti de Şam hükümeti de kendi kararlarını verme bağımsızlığına sahip değiller. Suriye sorunu artık devletler arası bir sorun haline gelmiş ve onlar demografik değişimde ısrar ediyorlar. Bu nedenle her şeyden önce Suriye halkının güvenliğinin ve çıkarlarının düşünülmesi gerekir. Bu anlamda Türk devletinin Suriye topraklarından çekilmesi, anlaşmanın birinci şartı olmalıdır. Onun dışında yapılacak anlaşmalar sadece Kuzey ve Doğu Suriye halkı değil, tüm Suriye halkının lehine olacaktır” ifadelerini kullandı.
Ehmed, Türkiye’nin işgaline dair şunları söyledi:
“Öncelikle Türk devleti işgal ettiği Suriye alanlarını terk etmesi gerekir. Öyle görünüyor ki rejim bu şartında ısrar ediyor. Şimdi bu iki rejim anlaştıkları zaman, bunların ilk önce ele aldıkları ortak sorunlar var. Bu ortak sorunlardan biri de halkların sorunudur. Bu sadece Kuzey ve Doğu Suriye sorunu değil, Kuzey ve Batı Suriye de bunun içine giriyor. Yani Türk devletinin işgali altındaki bölgeler, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesidir. Şimdi Türk devletinin işgalindeki alanların bir kısmı da Şam hükümeti alanlarından gidenlerdir. Bu sorunları her iki devletin kendi aralarında çözmesi aslında ağır bir yüktür.”
‘Eski ilişkileri halkların haklarını yok sayma çerçevesindeydi‘
Devletler arası ilişkilerde halkların çıkarlarının dikkate alınmadığına dikkati çeken Ehmed, “Özellikle kendilerine karşı muhalif olarak gördükleri kesimler için bu daha da geçerlidir. Türk devleti kendisine karşı Kuzey ve Doğu Suriye’yi muhalif görüyor, Şam hükümeti ise hem Kuzey ve Doğu Suriye’yi hem de Kuzey-Batı Suriye kendisine karşı muhalif olarak görüyor. Bu temelde eğer zihniyetleri tekrardan eskiye dönmek ise, bunun elbette çok fazla tehlikeleri var. Eski ilişkileri halkların haklarını yok sayma çerçevesindeydi. Rejimin çıkarları burada çok daha öndedir” diye konuştu.
‘Çözüm Suriye’nin temelini kapsamadan olmaz’
Olası bir çözümün Suriye’nin genelini kapsaması halinde mümkün olabileceğini vurgulayan Ehmed, “Elbette biz rejimin yeni adımlar atmasını ve değişime gitmesini istiyoruz. Rejim tarafından suçlu olarak görülen kişilerin evlerine dönmeleri, tüm mültecilerin kendi evine dönmesi, Türk devletinin işgal ettiği bölgelerden çıkması, eğer yaklaşım buysa elbette Suriye sorunu da çözüme ulaşmış olacaktır dedi.
HABER MERKEZİ