Cezaevlerindeki siyasi tutuklulara darp ve kötü muamele artarak devam ediyor. Manisa Cezaevi’nde kalan tutuklular kendilerine her sabah kafaları duvara vurularak işkence edildiğini söyledi. Elazığ Cezaevi’ndeki tutuklular ise “İnsan hakları savunucularının acil girişimlerde bulunmalarını talep ediyoruz” dedi.
Ayakta sayım dayatmasını kabul etmedikleri için gardiyanların saldırısına maruz kaldıkları kamuoyuna yansıyan Manisa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan siyasi tutuklulara dönük baskı ve şiddet son bulmuş değil. Yakınlarının görüşüne giden ailelerin aktardığı bilgilere göre, C-16 koğuşunda kalan 13 siyasi tutuklu maruz kaldıkları şiddet nedeniyle konuşamaz ve yürüyemez halde. Ailelerine gardiyanların kendilerini kamerasız bölgeye çekip dövdüğünü anlatan tutuklular, yine ‘Sizden birini öldürelim mi? kimsenin ruhu duymaz’ diye ölümle tehdit ettiklerini aktardı. Avukat Mazlum Demirbağ da, cezaevindeki durumu aktardı. Elazığ E Tipi Cezaevi ve Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde kalan siyasi tutuklular, yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şubesi’ne birçok mektup gönderdi.
‘Tutukluların kafaları duvara vuruyorlar’
C-16 koğuşunda kalan 13 siyasi tutuklunun 5 Kasım’dan bu yana her sabah darp edildiğini belirten Av. Demirbağ, müvekkili Zahir Aslan’ın kafasının duvarlara vurularak kırıldığını kaydetti. Darba maruz kalan müvekkili Aslan’ın kafasında kanların kuruyup, kabuk tutuğunu anlatan Demirbağ, şu bilgileri paylaştı:
“Orada bulunan tutuklular her sabah ayakta sayım vermedikleri için darp ediliyor. Cezaevi yönetimi Zahir’i dövüp kafasını kırdıktan sonra hastaneye götürüyor ama ne yazık ki her sabah aynı şiddet sarmalı devam ediyor. Gardiyanlar koğuşa girip siyasi tutuklulara ‘ayakta sayım vermek zorundasınız’ diyor. Öte yandan A-24 koğuşunda kalan siyasi tutuklular da Ekim ayının ilk haftasından beri ayakta sayım dayatılarak darp ve işkence uygulanıyor. Bu koğuşta yüzde 52 engelli polio sekeli (çocuk felci) olan hasta tutuklu Özgür Bektaşoğlu (43) ve beyninde tümör bulunan Mehmet Tekin hasta bulunuyor. Bunlar hasta tutuklu listesinde bile yer alıyor. Özgür Bektaşoğlu engeli durumundan dolayı yemeği masada oturarak yemek zorundadır.”
Önce darp sonra disiplin cezası
Demirbağ, “Tutuklular yapılanlara karşı tepkilerini dile getiriyorlar, fakat her sabah darp edildikten ayakta sayım vermedikleri için disiplin soruşturmaları başlatılıyor. Bu soruşturmalar kapsamında tutuklular 3 ay aile ile görüştürülmeme ve telefon kısıtlamaları gibi yasaklar getiriliyor. Her iki koğuşa uygulanan politika aynıdır.” diye belirtti. Av. Demirbağ, müvekkilleri ile görüştüğü 1,5 saate yakın süre boyunca ‘Ölürüm Türkiye’ şarkısı çalındığını kaydetti. Demirbağ, 21 Kasım’da Manisa Adliyesi önünde yapacakları basın açıklaması sonrası suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
‘Güneşi görmemiz dahi engelleniyor’
Elazığ E Tipi ve 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan siyasi tutuklular, İnsan Hakları Derneği (İHD) gönderdikleri mektupta karşılaştıkları baskı ve hak ihlallerini anlattı. Tutuklular can güvenliklerin olmadığını söyledi. Cezaevi yönetimi ile yaptıkları tüm görüşmelerin sonuçsuz bırakıldığını belirten tutuklular, insan hakları savunucularına harekete geçme çağrısında bulundu. Tutuklular gönderdikleri mektuplarında içerisinde bulundukları durumu şöyle aktardı:
Sağlık haklarından mahrum bırakılıyorlar
“Yaptığımız yer değişimi taleplerimiz her seferinde farklı, keyfi gerekçeler ile reddediliyor. Normalde yaklaşık 8 saat havalandırma hakkımız olması gerekirken, günde 2 kez kapılarımız havalandırma için açılıyor. Bu da bizim bulutları, güneşi görmemizi, volta atmamızı engelliyor. 3 kişilik hücrelerde kalıyoruz. 1 yıla yakındır 50’e yakın tutuklu ve hükümlü arkadaşlarımız zorla tek kişilik hücrelerde tutuluyor. Bu arkadaşlarımız insanlık onuruna aykırı olan ‘çıplak arama’ dayatmasını kabul etmedikleri için hücrelere atılıyor ve burada tutulan arkadaşlarımızın birçoğu yaşlı ve hasta tutukludur. Arkadaşlarımıza yönelik uygulamalar psikolojik işkence başta olmak üzere darp ve kötü muamele boyutuna varmıştır. Yine sağlığa erişim hakkımız da engellenmektedir. Başta kelepçe ile tedavi edilme uygulaması olmak üzere, ağır hasta tutukluların hastane sevkleri geç yapılmaktadır. İç posta ve mektup hakkımız OHAL nedeniyle kaldırılmıştı. OHAL kaldırılmasına rağmen bu kez ‘güvenlik’ gerekçesi ile iletişim hakkımız ihlal ediliyor.
İnsan hakları savunucularına çağrı…
Bazı cezaevi personellerinin tutumu ve davranışları, sürekli gerilim yaratma ve psikolojik işkenceye dönüştürme, şiddet kullanma eğilimindedir. Cezaevi idaresi tarafından A Takımı olarak bilinen kişilerin tutumu ve davranışları can güvenliğimizi tehlikeye sokuyor. Ailelerimizin getirdiği kıyafet ve ayakkabılar daha önce kullanılmış diye verilmiyor. Nerede, ne zaman başımıza neyin geleceğinden endişeliyiz. Bu nedenle siz değerli insan hakları savunucularından acil girişimlerde bulunmalarınızı talep ediyoruz.” Konuya ilişkin cezaevi müdürüne ulaşmak isteyen Mezopotamya Ajansı’na hiçbir bilgi verilmedi.
Kaynak: MA