MA ve JINNEWS muhabirlerinin yargılandığı davada 3 gazeteci hakkında beraat kararı verilirken, 8 gazeteci hakkında 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi
Mezopotamya Ajansı (MA) ve JİNNEWS muhabirlerinin de içinde bulunduğu 11 kişinin gazetecinin yargılandığı davanın karar duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya, yargılanan gazeteciler katılmazken avukatları hazır bulundu.
İddia makamı, bir önceki celsede ceza istemiyle verdiği mütalaasına karşı savunma yapan MA muhabiri Berivan Altan’ın avukatı Resul Temur, dosyada soruşturmanın istihbari bilgi üzerine açıldığını ancak dosyada buna dair belge bulunmadığını belirterek, dosyanın sadece gizli tanık beyanı üzerine açıldığını kaydetti. Soruşturmanın şaibeli bir şekilde açıldığını yargılama süresince ortaya herhangi bir delilin çıkamadığını kaydeden Temur, hiçbir delil olmaması nedeniyle gizli tanık beyanları ile dosyaya vücut verilmeye çalışıldığını kaydetti. Müvekkillerinin Kürt kimliği ve gazetecilik kimliği üzerinden beyanlar verdiğini dile getiren Temur gizli tanığın verdiği beyanların iftiradan ibaret olduğunu ve teyit edilebilir bilgiler de olmadığını ifade etti. Temur, “Bu beyanlarını ajans bünyesinde çıkan haberler üzerinden somutlaştırmaya çalışıyor. Yüz tane beyanda bulunmuş gizli veya açık tanık ifadelerini getirin matbu bir ifade göreceksiniz. Ayrıca Hüseyin Durudeniz’in müvekkilleri tanımadığını söylüyor. Kerem Gökalp’in de aynı kapsamda beyanları var. Bu beyanların dosyadan çıkarılması gerekiyor” dedi.
İtibarsızlaştırılmaya çalışılıyor
Daha önce tutuklanan MA muhabirleri hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararlara işaret eden Temur, haberlerin eleştiriler olduğunu ve bu nedenle iktidarın hoşuna gitmediğini davanın bu nedenle açıldığını ifade etti. Gazetecilerin ve haberlerin sansürlendiğini de dile getiren Temur, “Müvekkillerimizin gazeteci olmadığı iddia ediliyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. MA’nın daha önce yaptığı haber sayısını dosyaya sunmuştuk. MA’da o sürece kadar en az 110 bin haber yayınlanmıştı ve dosyada yaklaşık 60 haber var. Söz gazeteci ifadesi üzerinden müvekkillerimiz itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Yargıtay’ın ortaya koyduğu kıstasları ortaya koyuyor. İddia makamı örgütün ajandasına dair haber yaptığını söylüyor. Ancak Yargıtay gerçekten söz ediyor. Görünen gerçeğe dair bilgi vermek, haber yapmak yeterlidir” diye konuştu.
Beraatini istedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ile ilgili yapılan haberlere de dikkat çeken Temur, tecridin boyutunu anlatarak bu haberlerin de gerçeği yansıttığını belirterek tecridin hala devam ettiğin ifade etti. Temur, tüm gazetecilere beraat verilmesini talep etti.
Aynı beyanlara karşı beraat kararı var
Söz alan Avukat Hülya Yıldırım, dosyada yer alan açık tanık Özgür Baran’ın beyanlarına dikkati çekti. Yıldırım, savcının duruşmada verdiği beyanları yerine daha önceki beyanlarını esas aldığına işaret ederek, bunun hukuken mümkün olmadığını ifade etti. Yıldırım, Berivan Altan’ın daha önce aynı tanığın ifadelerine maruz kaldığını ve dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, bu nedenle aynı ifadelerden yargılamanın yapılmasının doğru olmadığını söyledi. Altan’ın açık ve meşru yurt dışı çıkışlarının suçlama konusu yapıldığını paylaşan Yıldırım, “Bu tanığın ifadeleri ile Adıyaman 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir dava var. Mahkeme kişinin beyanlarına itibar edilemeyeceğine dair karar veriyor ve yargılanan hakkında beraat kararı veriyor” diye konuştu.
Özgür basın hedef alınıyor
“Neden bu gazeteciler cezalandırılmak isteniyor? diyen avukat Şevin Kaya, müvekkili Selman Gözelyüz ile ilgili dosyada herhangi bir delilin olmadığını dile getirdi. Gözelyüz’ün katıldığı bir piknikte halay çekmesinin de dosyada yer aldığını paylaşan Kaya, “Suçlama konusu yapılan haber yapma biçimidir. Bu biçim iktidar tarafından da yargı tarafından da belirlenemez. Tecridin bir karşılığı var. Toplumsal karşılığı olan konularda haber yapması neden suç olsun? Haber yapma biçimi hedef alınıyor. Özgür basın hedef alınıyor. Hiç kimsenin baskısı olmadan özgürce haberlerini yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
Meşrudur
Gazeteci Habibe Eren’in avukatı Ebru Akkal, gazetecinin eyleme katıldığına dair iddianame ve mütalaada ifadeler yer aldığını, ancak bu eylemlere dair somut bir bilgi ve bulgunun bulunmadığına dikkati çekti. Eren’in JİNNWES’te çalıştığını, ancak MA muhabiri olduğunun iddia edildiğini hatırlatan Akkal, “JİNNEWS meşru bir ajanstır ve hala açık yayınlarına devam etmektedir. Bütün haberleri de basın özgürlüğü kapsamındadır” dedi.
Dosyada yer alan “K8Ç4B3L1T5” adlı kişinin duruşmada dinlenildiğini ve devlet adına çalıştığını itiraf ettiğini paylaşan Akkal, bu beyanların esas alınamayacağını ifade etti.
Ortaya koyuyor
JİNNEWS muhabiri Öznur Değer’in avukatı Çiğdem Kozan da müvekkilinin JİNNEWS muhabiri olduğunu ancak MA muhabiri olduğuna iddia edildiğini belirterek, sadece bu bilgi ile dosyanın ne şekilde hazırlandığının ortaya koyduğunu belirtti. Kozan, “Ajans, gazeteciler iktidardan farklı düşünebilir. Bu herhangi bir suç konusu yapılamaz. Gizli tanık beyanları da dosyada ayrıca ajansların örgüt ile bir ilişkisinin olmadığını ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Gazetecilik hedef alınıyor
Gazeteci Deniz Nazlım’ın avukatı Sipan Cizreli, müvekkili hakkında somut bir delil olmadığını söyledi. Nazlım’ın “Ankara sorumlusu” olduğuna dair gizli tanık beyanlarına işaret eden Cizreli, bu beyanların dönemin MA İmtiyaz Sahibi Gazeteci Ferhat Çelik’in tanık olarak dinlediği ve MA’da böylesi bir pozisyon olmadığını paylaştığını vurgulayarak, gazetecilik faaliyetlerinin illegalize edildiğini kaydetti. Cizreli, gazetecilerin hedef alındığını söyleyen Cizreli, müvekkilinin beraatini istedi.
Bu ne demek?
MA Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever’in avukatı Özgür Erol, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden (DGM) yargılamalarından bu yana iddianamelerde yargılananların ailesi ile ilgili bilgiye rastlanmadığını belirterek, Yurtsever’in iddianamesinde “kardeşi örgütte” ifadelerine tepki gösterdi ve suçun şahsiliğinin yerle bir edildiğini söyledi. İddianamede eylemlerden söz edildiğini ancak bu eylemlere dair bilgi olmadığını ifade eden Erol, “Bu ne demek?” diye sordu. Dosyada yargılanan Gazeteci Zemo Ağgöz’ün kardeşi ile ilişkisinin dosyaya konulduğunu ve illegalize edildiğini paylaşan Erol, “Kardeşi ile ilişkisi olamaz mı? Kardeşinin illegal faaliyeti var mı? Yok” dedi.
Erol, K8Ç4B3L1T5’nin beyanlarına da değinerek, “Niye ikinci duruşmadan önce dinlemediniz? Bu kişinin beyanları usulen de sorunlu” ifadesini kullandı.
Duruşmaya ara verildi
Açık tanık Özgür Baran’ın hiçbir gazeteciyi dinlemediğini belirten Erol, Baran’ın ajansı tehdit ettiğini, kendisinin duruşmada bunu itiraf ettiğini ve anlattıklarının ajansta bulunanlar ile husumetli olduğunu gösterdiğini dile getirdi. Erol, Baran’ın daha sonra tüm ifadelerini reddettiğini ve geri çektiğini kaydetti. Yurtsever’in yaptığı programların Medya Haber de yayınlanmasının da suçlama konusu yapıldığını vurgulayan Erol, müvekkilinin bu yayınları bir prodüksiyon şirketine yaptığını aktardı.
6 yıl ceza verildi
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, verilen aranın ardından karar açıklandı. Mahkeme, “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanan gazeteciler Habibe Eren, Ceylan Şahinli ve Mehmet Günhan hakkında beraat kararı verdi. Diğer gazeteciler hakkında ise 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi.
ANKARA