15 yılın ardından cezaevinden tahliye edilen Bekir Kaydu, 2015’ten sonra İmralı tecridinin tüm cezaevlerine yayıldığını belirterek, ‘Direnişle tecridin ortadan kalkacağına inanıyoruz’ dedi
Amed’de 2010 yılında tutuklanan Bekir Kaydu, sırasıyla Amed, Edirne, Bandırma, Mereş’te bulunan cezaevlerinde kaldı. Kaydu, en son sevk edildiği Manavgat S Tipi Kapalı Cezaevi’nden 22 Haziran’da tahliye edildi. 18 yaşındayken tutuklanan ve 15 yılı cezaevinde geçen Kaydu, cezaevlerindeki ihlaller ve buna karşı verilen direnişe dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Şilan Çile’e konuştu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin 2015 yılından sonra tüm cezaevlerine yayıldığını ifade eden Kaydu, “Bu şartlarda tutukluların imkanları oldukça sınırlı. Onları şuan ayakta tutan şey moral, motivasyon ve bilinçtir” dedi.
‘Sağlık en önemli sorun’
Kaydu, 2015-2016 yıllarında sürdürülen “diyalog süreci”nin sonlandırılması sonrası cezaevlerinde şartların daha da ağırlaştığını ve özellikle hasta tutsakların durumunun ağırlaştığını söyledi. Bulunduğu cezaevinde Servet Kaya adlı hasta tutsağın kalp, şeker ve tansiyon hastası olduğunu aktaran Kaydu, “Tabi birçok tedavisi engellenen arkadaşımız var ama bu arkadaşımızın durumu ağır bir an önce ameliyat olması, tedavi görmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.
Tedavilerin cezaevinde zamanında yapılmadığını ifade eden Kaydu, kendisinin de cezaevi sürecinde iki ameliyat geçirdiği bilgisini verdi.
Hastaneye giderken yaşanan sorunlar
Bu ihmaller nedeniyle hasta tutsakların sağlık sorunlarının ağırlaştığını ifade eden Kaydu, doktorların olmadığı zamanlarda gardiyanların hastalara baktığını dile getirdi. Tutsakların “Bir şeyin yok” denilerek koğuşa geri gönderildiklerini kaydeden Kaydu, acil müdahale edilmesi gereken hastaların da 3-4 ay bekletildiğini ifade etti.
Hastaneye giderken yaşanılan sorunlara değinen Kaydu, “Hastaneye götürülürken kelepçeyle götürülüyoruz. Kelepçe dışında insana yapılmayacak muamelelerle hastaneye götürülüyoruz. ‘Başını kaldırma, esas duruşa geç, başını eğme, arkanı dön’ gibi bir insana yapılmayacak tavırlar sergilenerek, hastaneye götürülüyoruz. Bu sorunlar yüzünden hastaneye gitmeyen, gitmek istemeyen birçok hastanın hastalığı ilerliyor” diye konuştu.
‘Örgütlü mücadeleden vazgeçelim diye uğraşıyorlar’
Cezaevlerinde tutsakların birbirleriyle iletişim kurmalarının engellendiğini söyleyen Kaydu, “Siyasi tutsakların telefon hakkı da engelleniyor. Bilinçli bir şekilde aktivitelere çıkarmıyorlar” dedi.
Kaydu, tutsakların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulu kararlarını da değindi. Kurulların kendilerini mahkeme yerine koyduğunu ve tutsakların bu kararlarla yeniden yargılandığını söyleyen Kaydu, “Çıkardıkları yasalarla birlikte senin tahliye olmanın önünde duruluyor. Örgütlü mücadeleden vazgeçmen için uğraşıyorlar. Tahliyeler keyfi olarak engelleniyor. Neredeyse bütün cezaevlerinde aynı politika hüküm sürüyor” diye kaydetti.
Tutsakların tecridin kaldırılması için eylemlerine devam ettiğini ve sonuç alınıncaya kadar durmayacaklarını kaydeden Kaydu, “27 Kasım’da siyasi tutsaklar açlık grevine başladı. 4 Nisan’da telefon ve görüşe çıkmama kararları alındı. Tutsakların elinden gelen tek imkan bu. Taleplerin karşılanması, sorunların ortadan kaldırılması hayati önem taşıyor. Tutsaklar tecridin kaldırılması için bir bütün oldu ve kaldırılması için direnişlerine devam ediyorlar” dedi.
‘Tecrid kalkmadan eylemler son bulmaz’
Tutsakların eylemlerine sahip çıkmanın önemine değinen Kaydu son olarak şunları söyledi: “Direnişle tecridin ortadan kalkacağına inanıyoruz. Tecrit kırılmayana kadar siyasi tutsaklar eylemlerinden vazgeçmeyecek. Tecrit kalkmadan eylemler son bulmayacak, yol ve yöntem değişse de tecridi kırmak için verilen direniş devam edecek. Tutsaklar yaşanılan bütün zorluklara rağmen tecridi kırmakta kararlı” dedi.
AMED