PKK Lideri Abdullah Öcalan, Şêx Seîd’in idam edilişinin yıl dönümünde kendisi hakkında da benzer bir kararın verilmesinin tesadüf olmadığına işaret ederek, ‘Kürtlere yönelik soykırım 1925’te başladı’ değerlendirmesi yapmıştı
Uluslararası komployla Türkiye’ye getirildikten sonra İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulmaya başlanan PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında 29 Haziran 1999 tarihinde idam kararı verildi. Üzerinden 25 yıl geçen karar, 29 Haziran 1925 tarihinde Şêx Seîd ve arkadaşlarının idam edilmesinin yıl dönümüne denk getirildi. 74 yıl aranın ardından Kürtlerin “önderim” dediği Abdullah Öcalan’a benzer bir kararın verilmesi devletin Kürtlere yönelik politikalarından herhangi bir değişimin olmadığını gösterdi.
Abdullah Öcalan, hakkında verilen kararı sonraki süreçlerde detaylı bir şekilde ele alarak, sık sık Şêx Seîd ve arkadaşlarının idam edilmesine işaret etti. Abdullah Öcalan, “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü” kitabında, idam kararını “tarihsel bir döngü ve Kürt halkına yönelik sistematik bir politikanın parçası” olarak değerlendirdi. Abdullah Öcalan, Şêx Seîd’in idam edilmesi ve kendisi hakkında benzer bir kararın verilmesinin tarihlerinin aynı olmasının tesadüf olmadığını vurguladı. Abdullah Öcalan, Şêx Seîd İsyanı’nı “Kürtlere yönelik siyasal soykırımın başlangıcı” olarak nitelendirdi.
‘Sex Seîd onurlu biri’
Abdullah Öcalan, 2010-2011 yılları arasında yapılan görüşmelerde de 29 Haziran tarihine dair değerlendirmelerde bulundu. Öcalan, kendisine dönük uluslararası komploya işaret ederek, “Bana göre Kürtlere yönelik geliştirilen siyasal soykırımın başlangıç tarihi 15 Şubat 1925’tir. Neden böyle diyorum? 15 Şubat 1925’te Şêx Seîd hiç de hazırlıklı olmadığı halde aslında planlanan tarihten çok önce ayaklanmaya zorlandı. Şêx Seîd’e Dicle’nin bir köyündeyken, köye aranan birisi gelip sığınıyor. Ardından silahsız-tesisatsız askerler gönderilerek, ‘Bu adamı bize verin’ diyorlar. Şêx Seîd, onurlu biri, kendisine sığınan adamı verir mi? Direniyor, vermiyor, vermeyince çatışma çıkıyor, askerler ölüyor. Böylece Şêx Seîd hiç hazırlıklı olmadığı halde bu olay gerekçe gösterilerek isyana zorlanıyor. Bu olay ne zaman başlıyor? 15 Şubat 1925’te. Ne kadar ilginç değil mi? Benim de komployla teslim edilmemin tarihi 15 Şubat 1999. Bana verilen idam cezası da Şêx Seîd’in idam edildiği tarih olan 29 Haziran tarih, çok ilginç. Bütün bunlar tesadüf değil. 15 Şubat 1925 komplosuyla siyasal soykırım tarihi başladı ve daha sonra Kurdistan’ın bütün geneline ta Amed’den Dêrsim’e kadar her yerde ve günümüze kadar uygulandı” diye kaydetti.
‘Soykırım planları devam ediyor’
Görüşme notlarında “Ermeniler için 24 Nisan 1915 ne anlama geliyorsa, Kürtler için de 15 Şubat 1925 (Şêx Seîd İsyanı’nın başladığı tarih) aynıdır” diyen Abdullah Öcalan, şunlara belirtti: “15 Şubat’ı Kürtler için soykırım günü ilan ediyorum. Bir taraftan Kurdistan’ın büyük parçası Kuzey’deki Kürtler topyekûn imha edilmeye çalışılırken Güney’de bir güç oluşturulmak isteniyor. Yani bir tarafta imha planları hayatı geçirilirken diğer tarafta Güney’de bir güç yükseltiliyor ve bugüne kadar getiriliyor. Ta 1925’ten bu yana uygulanan plan, strateji budur. 10 Mart 1922’de Kürtlere ilişkin bir özerklik yasası çıkarılıyor ancak bu gizlenerek hiç uygulanmıyor. 1921 anayasası da önemli ve demokratik bir anayasadır. Ancak daha sonra Kürtlere karşı 1925’teki komployla birlikte bu yasalar hiç uygulanmıyor.”
‘Tarihe doğru bakmak gerekir’
Devletin Kürtlere karşı inkar ve imha politikasının cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devam ettiğine dikkati çeken Abdullah Öcalan, “1950’lerden itibaren de 60 yıllık gırtlağına kadar NATO Gladio’suna batma durumu yaşandı. Ama şimdi Kürtlerin varlığını kabul eden bir noktaya geldi. Yapılan mücadele neticesinde artık devlette bir algı değişmesi meydana gelmiştir, diyebiliriz. Benim de buradaki çabalarımın da katkısıyla Kürtlerin imha ve inkârı durduruldu. Kürt varlığı artık kabul ediliyor. Artık çözüm döneminin gelişmesi gerekiyor. Tabi 80-90 yıllık bir algıdan vazgeçmek öyle kolay değildir. Ama gelinen aşamada devletin bu inkâr politikasından vazgeçme noktasına geldiği anlaşılıyor. Biz de bu imha ve inkâr politikasından kurtulmak istiyoruz. Devletteki bu algı değişmesi de öyle kolay olmadı. Bu algının ne kadar köklü olduğunu anlamak için tarihe doğru bakmak gerekir. Daha önce de ben 15 Şubat 1925 tarihini Kürt soykırımının başlangıç tarihi olarak ilan etmiştim. Aynı şekilde Şêx Seîd’in 29 Haziran’da idam edilmesiyle bana aynı tarihte idam cezasının verilmesi de tesadüf değildir. Bunları bilmeden Kürt sorununu anlamak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ