Kuzey Suriye konusunda Beyaz Saray, ABD Dişileri Bakanlığı ve Pentagon arasında görüş ayrılığı olduğunu söyleyen Hişyar Özsoy, “Sahadakiler, yani askeri ve pratik olarak mücadele yürütenler, Rojava ile ilişkilerin artması, diplomasinin gelişmesi yönünde düşünüyor” dedi.
Suriye’de DAİŞ’e karşı yürütülen savaşın sonuna gelinmesiyle birlikte, egemen güçler de yeniden pozisyon almaya başladı. Almanya, Fransa, Rusya ve Türkiye’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği Dörtlü Zirve ardından Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik askeri müdahaleler gerçekleştirildi. İdlib gündemi sürürken, Türkiye-ABD arasında Minbiç pazarlığı sürüyor. Son olarak ABD, 3 PKK yöneticisi için ödül belirledi. HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, bölgedeki yeni gelişmeleri Mepotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
‘Türkiye Kobanê’ye girmeye çalışacak’
Türkiye’nin fırsat bulması halinde Kobanê ve Qamışlo’ya girmeye çalışacağını söyleyen Özsoy, “Türkiye, Fransa ve Almanya’yı İdlib meselesinde yanında tuttu ve bunun verdiği psikolojik üstünlük ile Kuzey Suriye’ye saldırı yaptı. Türkiye bir fırsatını bulursa Kobanê’ye de Qamişlo’ya da girmeye çalışacaktır. Hazırlıkları bu yöndedir. Efrin için ise Rusya’yı ikna etmişlerdi ancak Kobanê’den Irak sınırına olan bölgeye kadar girebilmeleri için ABD’nin pozisyon değişikliğine gitmesi lazım. Kısa vadede görünmüyor” diye konuştu.
‘Sahadakiler Rojava ile ilişkilerin artmasını istiyor’
Kuzey Suriye konusunda, Beyaz Saray, ABD Dişileri Bakanlığı ve Pentagon arasında görüş ayrılığı olduğunu söyleyen Özsoy, şunları aktardı: “Dışişleri Bakanlığı, önümüzdeki dönem İran ile ilişkiler gerileceği için Türkiye’yi yanlarında tutmak istiyor. ‘2-3 milyon Kürt için Türkiye ile ilişkileri bozmaya değer mi’ fikri ağır basıyor. Ama sahadakiler, yani askeri ve ve pratik olarak mücadele yürütenler, bambaşka bir yerde. Rojava ile ilişkilerin artması, diplomasinin gelişmesi yönünde düşünüyor. ABD’nin silah yardımının kesilmesi için zaten Türkiye 5 yıldır müthiş çaba harcıyor. ABD, Türkiye’den Kürtlerle iyi ilişkiler kurulmasını istiyor ancak Türkiye’nin talepleri çok geniş. Türkiye, Rovaja’ya saldırmak, Esad rejiminin Kuzey’e el koymasını ve eski sistemin devam etmesini istiyor. Ama NATO’nun üçüncü büyük ordusuna sahip, ABD ile 60-70 yıllık ittifakı olan Türkiye, bunlara rağmen ABD’yi istediği noktaya çekemiyor. ”
‘Kararın sembolik değil’
PKK yöneticilerinin ödül listesine alınmasına dair ise Özsoy, şu yorumu yaptı: “Türk yetkililer temkinli yaklaşıyor. PYD ile ilişkilerin kesilmesini istiyor. Yani çıta yükseltiyorlar. ABD, PKK lider kadrosuna yönelik önümüzdeki dönemde daha provakatif girişimlerde de bulunabilir. Kararı semboliktir diye düşünmemek gerekiyor. En nihayetinde sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye verilmesini ABD sağlamıştı. Uluslararası bir komplonun devamı olarak düşünmek lazım. Meselenin daha ciddi şekilde ele alınması gerekiyor.” En doğru yöntemin Türkiye’de yeniden barış sürecinin başlaması ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin Türkiye için tehdit olarak görülmemesi olduğunu belirten Özsoy, “PKK liderlerinin ödül listesine konulması ilişkileri daha da karmaşık hale getirecek. Listeye almak yerine, barış ve müzakere sürecinin başlaması için rol oynanmalıdır” dedi.
‘Diplomasi çok önemli’
Kuzey Suriye’deki yönetimin Suriye’nin üçte birinin askeri-siyasal alanda kontrol ettiğini belirten Özsoy, “Ama uluslararası tanıklıkları söz konusu değil. Hala Şam var ama Kürtler yok. Kürtlerin kazanımlarını uluslararası hukukun tanıyacağı şekilde kalıcı hale getirmek lazım. Bunun da yolu diplomatik ilişkilerden geçiyor. Siz en büyük savaşı kazanmış olabilirsiniz ancak Cenevre’de pekala kaybedebilirsiniz. Kürtlerin, Rojava konusunda ortak çaba harcamaları gerekiyor. Bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yoğun diplomasi gerekiyor” diye konuştu.