15 insanın yaşamını yitirdiği yangında sorumluğu kabul etmeyen DEDAŞ bölgede üretimin önünde bir engel. Su zengini coğrafya da sular barajlara hapsedilip halka su verilmezken, çiftçiler yeraltı suyuna mahkum edilip DEDAŞ’ın oyuncağı yapıldı
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Geçtiğimiz günlerde 8 bin dekara yakın ekili arazi yanarak kül olurken 15 yurttaşımız ise yangına müdahale etmesi gerekenlerin etmemesi sonucu kendileri yangını söndürmek isterken yanarak can verdi. 1000’e yakın besi hayvanı ve binlerce adı sanı okunmayan canlı da yanarak yaşamını yitirdi. Yangının nasıl başladığını gören bir yurttaş, orta gerilim hatlarında rüzgar nedeniyle hattın fazlarının birbirine yaklaşmasıyla kıvılcım atarak yangına neden olduğunu ifade etmesine karşın, DEDAŞ yurttaş hakkında yalan beyanda bulunma iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Şirketlerin ana sözleşmesi
DEDAŞ yangının anız yakılmasından kaynaklandığını iddia ederek sorumluluktan kaçmaya çalışırken, yanan arazilerin ekili alanlar olduğu gerçeğini görmezden geliyordu. Evet, DEDAŞ gibi diğer tüm şirketler de asla sorumluluk almak istemezler. Çünkü onların varlık nedeni para kazanmaktır. Şirketlerden dürüstlük ve açıklık beklemek elbette ham hayal. Çünkü doğal yaşamı yerle bir etmek, vergi vermemek, işçisini sömürmek, yüksek faturalarla halkı soymak gibi uygulamalar şirketlerin ana sözleşmesidir.
Eksim Holding
DEDAŞ ise AKP’ye yakınlığı ile bilinen Eksim Holding’e bağlı bir şirket. Riha, Amed, Mêrdîn, Êlih, Sêrt ve Şirnex illerini kapsayan bölgede elektrik dağıtımını özelleştirme yoluyla alan Eksim Holding 17-25 Aralık sürecinde ismini çokça duyduğumuz hatta hakkında yakalama kararı da çıkarılan ve aynı zamanda Türk Telekom ve Kuveyt Türk Bankası’nın Yön. Kur. Üyesi Abdullah Tivnikli ve ailesinin bu ihaleyi alması tartışmalara yol açmıştı.
Tivnikli ailesi
2013 yılında yapılan özelleştirme ihalesini “İş Kaya-Doğu Hattı Enerji Yatırım girişim grubu” 387 milyon dolara kazandı. Grup daha sonra Dicle Enerji Yatırım AŞ’yi kurarak elektrik dağıtımını devletten devraldı. Kurulan şirkete 4 banka kredi verdi ve bunlar; Albaraka Türk, Kuveyt Türk, Halkbank ve Ziraat Bankası’ıydı. Özelleştirme töreninde pankart büyüklüğünde hazırlan bir çekle gösteri yapılırken, 2022 yılında DEDAŞ’ın ödenmemiş 197 milyon dolarlık borcu TL’ye çevrilerek yeniden yapılandırıldı.
Abdullah Tivnikli
DEDAŞ’ı kuran şirketlerin hisse oranları, Doğu Hattı yüzde 40.8, İş Kaya yüzde 10.2, Kök Makine yüzde 49’du. Tivnikli’nin hem Doğu Hattı’na hem de Kök Makine’ye ortak olması dikkat çekerken, o günlerde hem Türk Telekom hem de Kuveyt Türk’ün Yön. Kur. Üyesi olan Abdullah Tivnikli’nin bu durumu dava konusu da yapılmıştı. Bankacılık kanuna göre yönetim kurulu üyesi olduğu Kuveyt Türk’ten kredi almasının kanuna aykırı olmasına rağmen en büyük krediyi bu bankadan aldı. Abdullah Tivnikli 2018 yılında yaşamını yitirdi ve oğlu Ebubekir Tivnikli yönetim kurulu başkanı oldu.
Üretimin önünde engel
Daha sonraki yıllarda DEDAŞ, bölge halkı ve özellikle çiftçiler üzerinde zulme varan uygulamalarla ortaya çıkarken, iktidarın bölgeye yönelik politikalarında bir kaldıraç görevi üstlendiği izlenmeye başlandı. Kürtlerin yaşadığı köylerin boşalması, Kürt çiftçisinin üretimden uzaklaştırılmasının amaçlandığını gösteren emareler özellikle 2013 yılından sonra ortaya çıktı. Bölgede bulunan devasa barajlardan kentlere, köylere ve özellikle çiftçilere suların verilmemesi ve halkı yeraltı suyuna mahkum edilmesiyle birlikte DEDAŞ bölgedeki üretimin önünde büyük engel oluşturdu.
Çiftçilerin elektriğini kesecek!
Özellikle 2022 yılı başından bu yana suya ve elektriğe gelen anormal zamlardan sonra bölgede özellikle küçük çiftçinin üretim yapması adeta tamamen yasaklandı. İktidarın sınırsız desteğine sahip DEDAŞ, halkın zaten ödeyemediği elektrik fiyatını sürekli arttırıp faturaları halka yolladı. DEDAŞ’ın uygulamalarıyla Türkiye’nin diğer bölgelerinde karşılaşılmıyor olması dikkat çekiciydi. Türkiye’nin dört bir yanında su birliklerinin tamamının enerji borcu olmasına karşı enerjileri hiç kesilmedi. Ancak bölgede su dağıtımının sadece yüzde 10’unu sağlayan su birlikleri sadece elektriğe dayalı su dağıtımını yaparken, birçoğuna kayyum atanarak çiftçiye çok yetersiz olan kanaletlerden su ulaştırılması engellendi.
24 bin çiftçi susuz kalacak
Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, Amed’de yaptığı bir açıklamada, borcu olan tarımsal sulama abonesine enerji vermeyeceklerini ve çiftçinin trafolarını sökeceklerini duyurmuştu. Riha, Amed, Mêrdîn, Êlih, Sêrt ve Şirnex illerinde elektrik satan Dicle Elektrik Dağıtım AŞ (DEDAŞ), Ocak ayı başında yaptığı açıklamada, bölge kentlerinde 30 bin tarımsal sulama abonesinin olduğunu belirterek, abonelerin yüzde 81’inin borçlu olduğunu iddia etti. Ve yaklaşık 24 bin çiftçinin elektriğini keseceklerini duyurmuştu.
Arvas’ın itirafı
Arvas, “Bölgemizdeki elektrik değil, sulama sorunudur. İlgili kurumların çözüm önerilerini ivedi olarak hayata geçirmeleri hayati önem arz ediyor” ifadelerini kullandı. Yaptığı bu açıklama ile ‘sorunun kaynağının çiftçiye su taşımayanlar’ olduğunu belirtirken, çiftçi üzerinde sürdürdükleri baş kesen uygulamalarına gerekçe üretmeye çalıştığı izlendi.
Türkiye’nin yüzde 10’u
DEDAŞ, elektrik satışı yaptığı bölgede 2023 yılı içinde yaklaşık 33 milyar Kwh elektrik sattı. Bölgede 33 milyar Kwh elektrik tüketilirken, Türkiye’de 2023 yılında tüketilen enerji miktarı ise 330 milyar Kwh oldu. 6 ilde sulamada kullanılan elektrik miktarı ise 7,25 milyar kilovatsaat olduğu ve bu durumda ise bölgede satılan elektriğin yaklaşık yüzde 23’ünün sulamada kullanıldığı ortaya çıkmakta. Bunun yanında 6 il coğrafyasında 28 adet baraj-HES mevcut. Bu barajlardan sadece Atatürk Barajı ve Karakaya Barajının tam kapasite çalışması halinde üretim kapasiteleri yıllık 42 milyar Kwh’tır. Yani bu durumda 2 barajla 6 ilin tüm elektrik ihtiyacı karşılanabilecek durumda.
Sulamanın yüzde 70’i elektrikle
DEDAŞ verilerine göre, bölgedeki 130 bin çiftçinin yüzde 70’i tarımsal sulama için elektrikle çalışan motopomplar kullanılırken, yılda ortalama 7,25 milyar kilovatsaat elektrik tüketimiyle, Türkiye’deki tarımsal sulamada kullanılan elektriğin 2 katı elektrik kullanılmakta. DEDAŞ ayrıca tarımsal faaliyetler için kullanılan yeraltı sularının yarısının bu bölgede tüketildiğini iddia ediyor. Yaklaşık 4 milyon 708 bin 730 dekar Rîha’da, 1 milyon 428 bin 87 dekarı ise Amed’de olmak üzere bölgede toplam 7 milyon 313 bin 614 dekar alanda sulu tarım yapılıyor.
Bölgedeki sular kimin için?
Diğer yandan sadece Atatürk Barajı 48,7 milyar metreküp su depolama hacmine sahip ve bu miktardaki su, aynı zamanda Türkiye’nin 1 yıllık su ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir kapasiteyi ifade ediyor. Sadece DEDAŞ’ın yetkili olduğu bölgede diğer 27 barajın varlığı ise bölgeye dönük politikaları ortaya seriyor. Kürt coğrafyasındaki 100’ü aşkın barajları eklediğinizde bütün Ortadoğu’ya ve Türkiye’ye yetecek düzeyde su varlığı mevcut. Ancak hem çiftçiler ve hem kentler ve hem de köylerde yaşayan halk su ve elektrik borçları nedeniyle susuz ve elektriksiz bırakılabiliyor.
DEDAŞ’ın elektrik sattığı 6 il de 16 milyon dekar ekili tarımsal alanda, 123 bin kayıtlı çiftçi üretim yapmaya çalışıyor. DEDAŞ, sulanan 7,3 milyon dekar alanın 5.6 milyon dekarında elektrik enerjisi kullanılarak üretim yapıldığını, sulama birliklerinin de 1.7 Milyon dekar alan için elektrik enerjisi kullandığını söylüyor. Sadece 10 yıl önce 100-150 metreden su çeken çiftçiler, artık yer yer 600-700 metre derinliklerden su çekmek zorunda kalırken, çiftçiler için üretimde en büyük mali girdi halini alan ve çiftçinin ödeyemeyeceği tutarda elektrik faturalarıyla yüz yüze kalıyor.
Tarım destekleri DEDAŞ’a
Çiftçiler suya erişmek için yeraltına sondaj vurdurarak enerji ile elde ettikleri suyu kullanmaya mahkum edilmiş durumda. Sondaj kuyularından su çekmek için DEDAŞ’tan elektrik talebinde bulunduklarında ise DEDAŞ elektrik vermiyor.
DEDAŞ, elektrik talep eden çiftçiye elektriği kendisinin inşa edeceği direkleri temin edip dikmesi gerektiğini ve kendi trafo tesisi ile enerji nakil hattını kendisinin yaptırmasını istiyor.
DEDAŞ bu şekilde çiftçilerin enerjiyi kilometrelerce uzaktan getirmeleri halinde elektrik abonesi yapmayı taahhüt ederken, çiftçilere verilmesi gereken tarımsal destekler ise hükümet eliyle DEDAŞ’a aktarılıyordu!
Tarımsal destekler kaldırıldı
DEDAŞ şirketinin bölgede elektrik pazarlama şirketi olan DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, yaptığı açıklamada, borcunu ödemeyen abonelerin icra ve haciz yoluyla tahsilat süreçlerinin etkin yürütüleceği ve aboneliklerin iptal edileceğini duyurmuştu.
Karagüzel, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılmakta olan yüzde 35 oranındaki desteğin 2023 yılı sonu itibariyle bittiğini ve çiftçilerin buna göre tedbirlerini alması gerektiğini söylerken, yaşanan süreç aynı merkezden bölgeye dönük politikaların nasıl yürütüldüğünü ortaya koymaya yetiyor.
15 insanımızın öldüğü yangında bölgede elektrik direklerimiz yok diyen DEDAŞ yalanla sorumluluk almaktan kaçıyor.
Bölgede kaçak elektik kullanıldığı iddiasıyla elektrikleri kesmeye gelen DEDAŞ’ın en büyük destekçisi devlet kollukları olurken, halk saldırılara uğramakta.
Hasankeyfi suya gömüp inşa edilen Ilısu Barajı’nda hiçbir çiftçiye su ulaştırılmaması dikkat çekerken, Türkiye’nin 1 yıllık tüm su ihtiyacını Atatürjk barajı tek başına karşılayabilecek kapasiteye sahip.