İran’da bugün yapılan seçime dair değerlendirmelerde bulunan kadın hakları aktivisti Shaghayegh Noruzi, bütün adayların kadın hakları konusunda söz kurmasının kadın hareketinin bir kazanımı olduğunu ifade etti
“Jin jiyan azadî” eylemleri sonrası baskıların arttığı İran’da 19 Mayıs’ta yaşanan helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin hayatını kaybetmesi üzerine alınan seçim kararı doğrultusunda bugün seçimler yapılan. Bugün yapılan seçimlerde Mesud Pezeşkiyan, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Said Celili ve eski İçişleri Bakanı Mustafa Purmuhammedi yarışıyor.
İranlı kadın hakları aktivisti Shaghayegh Noruzi, seçimler ve ülkedeki genel gelişmelere dair JINNEWS’in sorularını yanıtladı.
Rejim reformistlerle göstermelik işbirliği yapıyor
Seçimlerin nasıl geçeceğine dair öngörüsünü paylaşan Noruzi şu sözleri sarf etti:
“Toplumu gözlemlediğimize göre, rejimde değişiklik isteyen insanların çoğunluğu, kesinlikle boykot stratejisini izleyecek ve sandığa gitmeyecek. Ancak, diğer yandan rejimin bu sefer yaptığı seçim oyununu kazanma şansını yakalamamız önemli. Bildiğiniz gibi, rejim bu kez de İran içinde reformist olarak adlandırdıkları kısmen reformist diyebileceğimiz kesimle iş birliği yapıyor. Bu tür bir reformistleri kendi rejimlerinin bir parçası olabilecek şekilde konumlandırmak istiyorlar ve rejimin yapısı içinde sadece küçük değişiklikler yaparak var olmak istiyorlar. Bu bize şunu gösteriyor, ‘jin jiyan azadî/ kadın yaşam özgürlük’ devriminden sonra rejimin sarsılmış ve kendini yeniden güçlü şekilde kurmaya çalıştığını.”
Bir stratejimiz olmalı
Boykot kararına da değinen Noruzi, “Bence eksik olan şey bu durumu yeni bir ayaklanma dalgası yaratmak için kullanmak gibi bir stratejimiz olmadan seçimleri boykot ediyor olmamız. Örneğin, başka bir dalga yaratmak için kullanılabilirdi yoksa İran içindeki direnişi tamamen doğal bir şekilde boykot ederek güçlendiremeyiz. Bu, sadece iş birliği yapmak istemediğimizi ve asıl kararlara dahil olmak istemediğimizi söylemek olur. Ancak bana göre, rejimin yüzüne karşı işbirliği yapmak istemediğimizi haykırdığımız zaman çıkardığımız bu gürültüyü nasıl kullanmamız gerektiğini de düşünmeliyiz” dedi.
Reisi diktatörlüğün aranan yüzüydü
Reisi’nin sistemin devamındaki rolüne de değinen Noruzi, “Reisi ilginç bir karakter. 20 yaşından beri bu sistemin içinde ve çok genç yaştan beri rejimi kurmak için öldürmeye ve idam cezalarını imzalamaya başladı ve hayatının sonuna kadar da bu rolünü yaptı. Bir diktatörlük için tam da aranan bir hizmetkarın yüzüydü. İran’da İslam Devrimi’nin ilk yıllarında binlerce, yüzbinlerce kişinin ölümünden sorumluydu” diye aktardı.
Asıl sorun sistemin sürdüğü sorunu
Reisi hayatını kaybettiğinde birçok insanın sevinç gösterileri yaptığını hatırlatan ancak sistemin sürdüğüne işaret eden Noruzi, “Diktatörlük, Humeyni olan ana diktatör, o yaşıyor ve sadece Reisi’nin yerine başka birini koydular, koyacaklar ve hepsi bu. Sistemin çökmesi gerektiğini ve asıl sorunun sistem olduğunu biliyoruz. Kişiler değil, hatta sadece Humeyni bile değil sistem asıl karşı durduğumuzdur, Humeyni bile bir gün ölürse, ki o da ölecek, sorun çözülmeyecek çünkü sistem var. Sistemin ekonomik desteği var, ideolojik ayağı var. Tüm yapı hala mevcut, ayakta ve asıl sorun da bu” dedi.
Kadınları araç olarak kullanıyorlar
Kadın adayların veto edilme gerekçelerinin de gerçekçi olmadığın ifade den Noruzi, “İslam Cumhuriyeti dikkat çekmek istediğinde her zaman bir araç olarak kadınların durumunu kullanıyor. Neyse ki biz bütün bu oyunları biliyoruz, kadınların hakları üzerine oynuyorlar. Yalanlarıyla ortaya çıkıp, ‘hadi kadınlar aday olabilir izin veriyoruz, zorunlu başörtüsü takmadıkları için tutuklamayacağız’ gibi ama ertesi gün bu oyunlarının gerçek yüzünü görüyoruz tabi” dedi.
Kadınların aday olmasın asla izin vermeyecekler
Buna rağmen kadın hareketlerinin gücünü gösterdiğini belirten Noruzi, “Ve bu nedenle zorlanıyorlar ve seçimlerde bile kadın hakları hakkında bir şeyler söylemek zorunda kalıyorlar. Elbette sözünü ettikleri hiçbir adım gerçekleşmeyecek, kadın hakları hakkında söyledikleri şeylerin hiçbiri olmayacak, cumhurbaşkanlarından biri kadın olmayacak ve hiçbirine izin vermeyecekler” dedi.
‘Sistem insan hakları için çalışamaz’
Seçimlerin kadın hakları için bir değişiklik yaratıp yaratmayacağına dair soruya ise Noruzi, “Seçimlerde bizim lehimize herhangi bir değişiklik olmayacak ya da rejim içindeki herhangi bir iç sistem insan hakları için çalışamaz. Sistemin tüm yanları ve parçaları kadınları ne kadar ezebileceğine bağlı çünkü kadınlar için biraz özgürlük, kadınlar için biraz şans bu sistem için büyük bir tehdittir. Bu yüzden evet, bu sadece kullandıkları araçlar ve oyundan ibaret, kadınlara oynuyorlar” diye cevapladı.
Kendimizi yeniden organize etmek için en iyi zaman
Kadınların hakları için izlemeleri gereken mücadeleye de değinen Noruzi şu sözleri kullandı:
“Genel olarak Ortadoğu’da, yıllar ya da aylar önce Rojava’nın farklı bölgelerinde, Türkiye’de, İran’da sisteme karşı bazı ayaklanmalar ve mücadeleler oldu. Bence bu hareketlerin hiçbiri maddi bir kazanım elde etmedi ve daha sonra anlamlarını yerine ve gerçek birçok şeyi ortaya koydu, işbirliğinin ve birlikte çalışmanın yanında, aslında konuştuğumuz, birbirimize gönderdiğimiz ve birbirimizi tanıdığımız şekilde birçok şeyle çok daha iyi tepki veriyoruz. Fakat maddi olarak, örneğin sistemi geri itmek veya ciddi yasaları değiştirmek olsun bölgemizde hiçbirimizin çok ciddi bir başarı elde ettiğini düşünmüyorum. Bu yüzden bence hepimiz biraz yorgunuz ve temelde kendimizi organize etmek ve tekrar kendimizi kurmak için en iyi zaman bu. Ancak diğer yandan, özellikle bu direniş ve ayaklanma aşamasında, kadın ve LGBTQ’nun birer hareket olduğunu unutmamamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve biz sadece bu şekilde gücümüze sahip çıkabilir ve bu tür çok büyük bir ayaklanmayı ve çok büyük bir değişimi gerçekleştirebiliriz.”
Haber: Melek Avcı / JINNEWS