Şemzînan ilçesinde tecavüze maruz kalan ve faillerin adını vermesine rağmen köy toplantılarında ‘suçlu’ bulunan ve intihara sürüklenen 11 yaşındaki Esra Yücel’in ölümüne dair davada verilen kararın gerekçesi 7 aydır açıklanmadı
Colemêrg’in (Hakkari), Şemzînan (Şemdinli) ilçesine bağlı Oğlaklı köyünde 27 Mayıs 2016 yılında Nihat Yılmaz Veysi Yılmaz ve Zahir Yılmaz isimli 3 kuzen, 11 yaşındaki Esra Yücel’e tecavüz etti. Olayın ortaya çıkmasının ardından tutuklanan 3 sanığın bir süre sonra tahliye edilmesinin ardından Esra Yücel, intihara sürüklendi.
7 yıl sonra dosyadaki 3 sanık da beraat etmesinin ardından aile bireyleri Yücel’in ölümüne dair gözaltına alındı, tutuklandı.
11 yaşındaki çocuk tecavüze uğrayıp, toplumsal baskı sonucu intihara sürüklenirken, ardında birçok delile rağmen koskoca bir cezasızlık örneği bıraktı.
3 Kasım 2023’te görülen son duruşmanın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen gerekçeli karar açıklanmadı. Avukatlar, bu nedenle dosyayı istinafa taşıyamadı.
Esra Yücel’i ölüme götüren cezasızlık politikası ve toplumsal baskılarla dolu süreci Mezopotamya Ajansı derledi.
Yücel’in ifadesi
27 Mayıs 2016’da 11 yaşında olan Esra Yücel, köylüler tarafından bir uçurum dibinde yarı baygın halde kanlar içinde bulundu. Yücel, kaldırıldığı hastanede kendine geldikten sonra ilk ifadesinde, gece çöp dökmek için evden dışarı çıktığında 3 erkek tarafından kaçırıldığını ve tecavüze uğradığını söyledi.
Yücel, tedavisinin ardından 6 Haziran 2016’da verdiği ifadede aynı beyanları tekrarlayarak, bu kez kendisine tecavüz edenlerin isimlerini de verdi. Yücel, Nihat, Veysi ve Zahir Yılmaz tarafından evin önünden kaçırıldığını, alıkonduğunu, darp edildiğini, tecavüze uğradığını görüntülerinin çekildiğini ve bir uçurumdan atılarak ölüme terk edildiğini belirtti.
3 fail tutuklandı
Nihat, Veysi ve Zahir Yılmaz, “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamasıyla gözaltına alındı.
8 ay sonra sanıklar, istinaf ve temyiz yolu açık bırakılarak “delil yetersizliğinden” tahliye edildi. 3 sanığa yargılama aşamasında yaklaşık bir yıl sonra 42’şer yıl hapis cezası verildi.
Toplumsal baskı
Sanıkların serbest bırakılmasının ardından Esra Yücel, 6 Mart 2017’de intihara sürüklendi. Yücel’in yaşadığı evde ateşli silahla intihar ettiği iddia edildi. Ancak daha sonra Yücel’in yakınlarının anlatımları çocuğun gördüğü psikolojik ve toplumsal baskı nedeniyle nasıl ölüme sürüklendiğini gözler önüne serdi.
Aynı zamanda köyün ileri gelenleri başta olmak üzere muhtar ve köy imamının da ailenin şikayetlerinden vazgeçmeleri yönünde baskı kurduğu belirtildi. Son olarak Yücel’in yaşamını yitirmeden önce herkesin önünde yemin etmeye zorlandığı, yaşadıklarını anlatmasına rağmen köylüler tarafından suçlandığı öğrenildi.
Yeniden yargılama
42 sene ceza ile kurulan hüküm üzerine sanık avukatları tarafından dosya Van Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındı. Bölge mahkemesi, Esra Yücel’in mezarının açılarak, cenazenin yeniden incelenmesi ve tanıkların yeniden dinlenmesi gibi usul eksikliklerinin olduğunu belirterek, davayı bozarak yeniden görülmesi için dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi. Tekrar yargılanma kararının ardından davanın ilk duruşması 27 Mayıs 2021 tarihinde Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti ilk duruşmada, Yücel’in kemik yaşının tespiti ve kemik incelemesi gerekip gerekmediğine dair talebin değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 30 Eylül 2021 tarihine erteledi. 17 Temmuz 2022’de görülen 9’uncu duruşmada ise mahkeme, “faillerin duruşmalara katıldıkları ve adli kontrol tedbirlerini ihlal etmediğini” ileri sürerek tutuksuz yargılanmalarına karar verdi.
Karar duruşmasına vali yardımcısı katıldı: Beraat!
3 Kasım 2023 tarihinde Yüksekova 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz hakkında beraat kararı verildi. Karar duruşmasına vali yardımcısının da katılması dikkat çekti. Dosyada faillerin tecavüzde bulunduklarına ilişkin somut bilgi ve belge olmasına rağmen Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararının gerekçesinde “kadın DNA’sının erkek DNA’sına nazaran baskın çıkması ve sanıkların kimliklerinin tespit edilmemesini…” gösterdi.
Dosyanın avukatı aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi üyesi Nükeyf Onursal, 3 Kasım’da görülen karar duruşmasından bu yana 8 ay geçmesine rağmen gerekçeli kararın hala yazılmadığına dikkat çekerek, “Mahkeme heyeti yazılı ve sözlü tüm taleplerimize rağmen kararı yazmamakta. Fakat asıl nedenin böylesi bir dosyada verilen beraat kararı ile birlikte aileye yönelik soruşturma hükümlerine dair herhangi bir gerekçe bulunamadığıdır” değerlendirmesinde bulundu.
HTS ve baz istasyonu kayıtları
Bu süreçte Yücel’in beyanlarını destekleyen tecavüz bulgularına dair detaylı inceleme yapılmadı. Yapılan Arama Trafiği Geçmişi (HTS) ve baz istasyonu verileri faillerin birlikte hareket ettiğini ve tecavüz olayının yaşandığı yerde olduklarını ispatlamasına rağmen beraat kararı verilmesi, dosyaya siyasi bir elin uzandığı tartışmalarını beraberinde getirdi.
Öte yandan adli tıp uzmanları, mahkemenin beraat kararına gerekçe yapılan “kadın DNA’sının erkek DNA’sına nazaran baskın çıkması ve sanıkların kimliklerinin tespit edilememesinin” mümkün olmayacağı yönünde görüş bildirdi.
Aileye gözaltı
7 yıl geçtikten sonra mahkeme, Yücel’in yaşamını yitirdiği gün evde bulunan aile bireyleri hakkında inceleme yapılması talimatı verdi. Bu karar sonrası, Yücel’in babası Bazit, ağabeyi Ömer Yücel ve diğer aile bireyleri “kasten öldürme” şüphesiyle 3 Nisan 2024’de gözaltına alındı. 5 gün süren gözaltının ardından ağabey Ömer Yücel, 8 Nisan’da “kasten öldürme” iddiasıyla tutuklandı.
Ömer Yücel’in tutuklanmasına “swap raporu” gerekçe yapılırken, bu raporun 7 yıl boyunca dosyada olmaması ve 7 yılın ardından gizlilik kararı getirilerek dosyaya eklenmesi dosyadaki “siyasi el” iddiasını daha fazla güçlendirdi.
Baba: ‘Ölmüş bir çocuk için 42 yıl ceza olmaz’ dediler
Esra Yücel’in babası Bazit Yücel, her duruşma öncesi köylüler tarafından “olay çığırından çıkmadan şikayetinizi geri çekin” şeklinde baskı gördüklerini belirtti. Yücel, “Ölmüş bir çocuk için 42 yıl ceza olmaz, vazgeçin, dediler. Köy muhtarı ve imam ise sık sık köyde mahkeme kurdu” ifadelerinde bulundu.
Yücel, “Oğlum Ömer’i öldürmekle tehdit ettiler. Kızımı kaybettim, oğlumu da kaybetmemek için şikayetimi geri çektim. Dava süreci boyunca baskılar nedeniyle iki kez şikayetimden vazgeçtim” dedi.
Baba Yücel, Esra yaşamını yitirdikten sonrası için, “Cenazeyi köye getirdik, muhtar dahil tüm köylüler cenazeyi camiye getirmemem şartı koştu. Ancak faillerin aileleriyle barış sağlamam durumunda cenazeyi camiye götürmeme izin vereceklerini söylediler. Kızımın cenazesi saatlerce ortada kaldı. Dini vecibelerin yerine getirilmesine ve defnedilmesine izin vermediler” şeklinde konuştu.
Savcılıkta ‘Ömer’in ismini verin’ baskısı
Abi Ömer Yücelin eşi, “Tüm aile bireyleri jandarma ve savcılık tarafından tehdit edildi. Eşimin ifadesi alınırken polisler ‘Ayağınızdaki beyaz ayakkabıyı geçen hafta nereden aldığına kadar biliyoruz. Bize yardımcı olun, biz de size yardımcı olalım. Ömer’in Esra’yı öldürdüğünü bize söyleyin biz de sizi bırakalım’ demiş. Aynı tehditler Esra’nın ablasına da yapıldı. Jandarma ‘Oğlundan ayrı kalmak ister misin? Ömer öldürdü, biz biliyoruz. Bunu söyle, yoksa hepinizi içeri atarım, aklınız başınıza gelir’ şeklinde baskı yapmış” dedi.
‘Swap izi kesin delil niteliği taşımamakta’
Avukat Onursal ise Ömer Yücel’in tutuklanmasına dair alınan swaplarda atış artığına rastlandığına ilişkin raporu hatırlatarak, “Rapor ve tutanaklara rağmen 7 sene sonra yürütülen ve gizlilik kapsamındaki soruşturmada, ‘yalnızca Ömer Yücel’e ait swap örneği bulunduğu’ öne sürülmüş olup, bu dayanak delillerin karartılması suçuna bir yenilik katarak, delillerin apaçık aksini yansıtmaya çalışmak ile eşdeğer bir usulsüzlüktür” dedi.
Onursal, “Seneler önce evraklar arasında ve intihara ilişkin dosya kapsamında yalnızca Ömer Yücel’e ait swap izinin bulunduğuna dair bir rapor yer almamışken, elimizde bulunan dosyada böylesi bir raporun sureti yokken Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararda ve gizlilik kapsamındaki soruşturmada böylesi bir rapora ne saikle yer verilebildi” diye ekledi.
Haber: Mazlum Engindeniz