SKM, kadın katliamlarının politik olduğunu belirterek, “Öz savunma haktır, engellenemez. Yaşasın kadın dayanışmamız” dedi
Sosyalist Kadın Meclisi (SKM), “Kadın cinayetlerine karşı isyanı yükseltiyoruz” şiarı ile İstanbul Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. ”Haziran’da 30 kadın öldürüldü. Erkek vuruyor devlet koruyor” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atıldı.
Kitle adına açıklamayı yapan Fatma Gülseren, kadın katliamların her geçen gün arttığını belirtti. Gülseren, “Geçtiğimiz yıl 315 kadın erkekler tarafından katledildi, 248 kadının ölümü de şüpheli kadın ölümü olarak kayıtlara geçti. 2024 yılında kadın cinayetlerinin verilerine baktığımızda ise 6 ay içerisinde 207 kadının erkekler tarafından katledildiği, 79 kadının ölümünün de şüpheli kadın ölümü olarak kayıtlara geçtiğini görüyoruz. Kimisi evde eşi tarafından, kimisi boşanmak istediği erkek tarafından, kimisi sokakta hiç tanımadığı bir erkek tarafından, kimisi ise sevgilisi tarafından katledildi. Erkek yargı ise kadınlar katledilirken cezasızlık politikaları ile fail erkekleri ödüllendirdi, kadın cinayetlerini meşrulaştırdı. Katledilen kadınların ardından fail erkeklerin değil kadınlar mahkeme salonlarında yargılandı” ifadelerini kullandı.
‘Vazgeçmeyeceğiz’
“Fail erkek yargıdır, devlettir” diyen Gülseren, katledilen kadınların çok önemli bir kısmının ev içerisinde katledildiğine dikkati çekti. Gülseren,“Biz kadınlara ‘makbul kadınlar olun, aileden kutsal başka bir şey yoktur’ diye öğütler verenler; evlerde katledilen yüzlerce kadını görmezden geliyor. Çünkü AKP-MHP iktidarı için kadın evde erkeği bekleyen, çocukların bakımıyla ilgilenen, hasta ve yaşlı bakımından sorumlu olan bir ev kölesidir. Biz kadınlar ücretsiz ve güvencesiz olarak evlerde işçi olarak çalışıyoruz. Ev içerisinde emeğimizin bedenimizin sömürülmesine, yaşamlarımıza, hayatlarımıza saldırılmasına müsaade etmeyeceğiz. ‘Ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi eylem planı’ ile biz kadınların yaşam tarzına doğrudan saldırılar örgütlenmek istenmektedir. Kaç çocuk doğuracağımızdan, kaç yıl okuyacağımıza, soyadımıza kadar her şey erkek- devlet merkezli planlanmıştır.
Biz tek tek kadınlarız, sadece aile içerisinde tanımlanmak isteyen kadınlar değiliz. Bizi kimliksizleştirmeye çalışan erkek-devlete karşı ‘Vardık, varız, var olacağız’ sloganını yükseltmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Şef tipi aileye karşı eşit ve özgür yaşam mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
‘Öz savunma hakkımızdır’
Gülseren sözlerine şöyle devam etti. “Erkek- devlet, şiddet faili erkekleri korumak için yargısıyla, medyasıyla, kolluk güçleriyle var gücüyle yaşamlarımıza saldırırken bizlerde yaşam hakkımızı savunmaktan asla geri durmayacağız. Kadın cinayetlerini engellemek istemeyenlere söylüyoruz; Öz savunma hakkımızı kullanarak yaşayacağız, yaşatacağız. İstanbul sözleşmesinden çekilen, 6284 sayılı kanunu uygulamayan, cezasızlık politikaları ile fail erkekleri ödüllendirenlere karşı susup oturmayacağız. Bugün burada kızıl sopalarımızla birlikte eylemdeyiz.
Yaşamak İstiyoruz, şiddet faili erkeklere karşı öz savunma hakkımızı kullanarak yaşayacağız. Kadın cinayetleri politiktir. Öz savunma haktır, engellenemez. Yaşasın kadın dayanışmamız.”
İSTANBUL