Boğazlıyan Cezaevi’ne sevk edildikten 2 ay sonra 22 kişilik koğuşta kendisini astığı iddia edilen Okan Özgül’ün ailesi intihara inanmıyor. Abla Gamze Doğru, ‘Benim kardeşimi darp ettikten sonra boğdular. Sonra da intihar süsü verdiler’ dedi
Yozgat Boğazlıyan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 31 yaşındaki Okan Özgül, 2 Mart’ta A-2 koğuşunda şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Cezaevi yönetimi, Özgül’ün kendisini astığını ileri sürdü. Özgül’ün cenazesi, 4 Mart’ta Aliağa Mezarlığı’nda defnedildi. Görüşe gitmeye hazırlandıkları gün çocuklarının cansız bedenini alan aile ise intihar iddiasına inanmıyor.
Sevkten iki ay sonra ölüm haberi geldi
“Uyuşturucu bulundurma ve kullanma” gerekçesiyle hakkında açılan davada 1 yıl 8 ay hapis cezası alan ve cezası onana Özgül, 25 Ekim 2023’te tutuklanarak Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. Ancak “Koğuşta yer olmadığı” gerekçesiyle Boğazlıyan T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Özgül, Boğazlıyan T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildikten 2 ay sonra, 2 Mart’ta sabah saat 06.45’de 22 kişinin bulunduğu koğuşta merdivenlerin korkuluklarına asılı halde bulundu.
Herkesin ifadesi alınmadı
Boğazlıyan Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya dair soruşturma başlattı. Soruşma kapsamında 8 gardiyandan 3’nün ifadesine başvurulurken, ifadelerin olaydan 24 gün sonra alınması dikkati çekti. Alınan ifadelerde tutuklu ve gardiyanlar, Özgül’ün psikolojisinin bozuk olmasından kaynaklı intihar ettiğini öne sürdü.
‘Uykudan sıçrayarak uyandı’
Tutuklu L.S., ifadesinde şunları belirtti: “Olay tarihinde saat 04.00 sıralarında teheccüd namazı kılmak için uyanmıştım. Okan Özgül koğuşta yerde yatan hükümlüler arasındaydı. Ben namazı Okan’ın yatağının yan tarafında kılacaktım. Okan uykulu bir vaziyette iken ben namaz kıldığım esnada sıçrayıp ‘bismillah, bismillah’ deyip geri uyudu. Okan bu esnada kendine gelmemişti. Hala uykulu bir haldeydi. Ben namazımı kılıp üzerine kuran okudum. Okan bu süreçte bir daha uyanmadı. Ben tekrardan yatarken Okan hala yatağındaydı. Saat 06.00 civarında sabah namazı için uyandığımda Okan’ı asılı vaziyette ben buldum. Ben uyandığımda herkes yatar vaziyetteydi. Abdest almak amacıyla aşağı katta bulunan lavaboya indim. Aşağı kısımda hiç kimse yoktu. Okan’ı nevresiminden lavabonun karşısında bulunan merdiven tırabzanlarına kendisini astığı vaziyette buldum.”
‘Okan’ı iyi tanımam’
L.S. de, panik butonuna basarak memurlara haber verdiklerini belirterek, “Öncesinde Okan’ı tanımam. Son zamanlarda iyi olmadığını ve psikolojisinin bozulduğunu hissetmiştik. Okan Özgül’ün ölümünde herhangi bir şüphe uyandıracak durumun olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Tutukluların yanı sıra gardiyanlar da benzer ifadelerde bulundu.
‘Psikolojisi bozuk diye duyum aldım’
Gardiyanlardan Ö.B., “Ölen şahsın psikolojisinin bozuk olduğu yönünde duyumlarım vardı. Onun dışında başkaca şüphe uyandıracak herhangi bir duruma şahit olmadım” erken, gardiyan İ.S.Ö., diğer gardiyanlarla benzer ifadeler vererek Özgül’ün psikolojisinin bozuk olduğunu savundu.
‘Kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi
Savcı, 2 Mayıs’ta soruşturmada “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi. Kararda, koğuş dışını kayda alan cezaevi kamera kayıtlarının incelendiği ancak “şüphe uyandıran herhangi bir durumun” olmadığı kaydedildi.
Kararda, Özgül’ün “intihara yönlendirildiği hususunda herhangi bir delil elde edilemediği” kaydedildi. Savcı, ayrıca adli emanetler arasında yer alan fermuarlı kesik battaniye kılıfının da imhasına karar verildi.
Özgül’ün otopsi raporunda ölüm nedeni, “Kişinin ölümünün asıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatine varıldı” olarak açıklandı. Raporda, 1 metre 80 santim boyundaki Özgül’ün kendini astığı yerin 2 metre 20 santim olduğu kaydedildi. Özgül’ün ayağının altına koyduğu taburenin de 45.5 santim olduğu belirtildi.
Aile intihara inanmıyor
Kardeşinin şüpheli ölümüne ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Semra Turan’a konuşan Özgül’ün ablası Gamze Doğru, kardeşinin intihar etmesi için herhangi bir nedenin olmadığını kaydetti.
Cezaevinde kötü oldu
Kardeşinin sevk edildikten bir ay sonra durumunun iyi olmadığını söylediğini belirten Doğru, “Kardeşimin hiçbir sorunu yokken orada kötü oldu. Kardeşimi cinayetten müebbet almış insanların yanına koymuşlar. Nasıl iyi olsun. Kardeşimin intihar ettiğine inanmıyorum, öldürüldü” ifadelerini kullandı.
22 kişinin görmemesi imkansız
Yaşanan ölümde ihmal olduğunu kaydeden Doğru, “Kardeşim sabaha karşı nevresimi demire bağlayıp tabureye çıkarak kendisini asmış. Ama kardeşim kendisini astığında ayaklarının altına bıraktığı tabure bile düşmüyor. Bunu bizzat cezaevi müdürü bize söyledi. Koğuşta kimsenin görmemesi imkansız” diye kaydetti.
Boğup intihar süsü verdiler
22 kişilik koğuşta sadece 2 kişinin ifadesine başvurulduğunu kaydeden Doğru, “Benim kardeşimi darp ettikten sonra boğdular. Sonra da intihar süsü verdiler” dedi.
Müdür konuyu kapatmaya çalıştı
Olaydan 3 gün sonra cezaevi müdürü ile görüştüklerini aktaran Doğru, “Müdür bize ‘ilahi adalet’ diyerek kardeşimin durumunun iyi olmadığını, psikolojik sorunları olduğunu, 2 kez psikiyatrist servisine çıktığını, yemek yemediğini söyledi. Ben de bütün bunlar yaşanırken bize neden haber verilmediğini sordum. Hiçbir şekilde cevap vermedi. Açıkçası konuyu kapatmaya çalıştı” şeklinde konuştu.
Zorla namaza kaldırıyorlar
Doğru, bazı gardiyanların olaydan önce cezaevinde büyük bir kavganın yaşandığını ancak detay vermediklerini aktardıklarını paylaştı. Doğru, bu kavganın da kardeşiyle ilgili olabileceğini söyledi. Doğru, 5 kişinin ifadelerinin olaydan 22 gün sonra alınmasının da şüphelerini arttırdığını belirterek, “Savcı koğuştakilere müddet tanımış. Planınızı, programınızı yapın öyle ifadeleri alırım demiş. Bunların hepsi şüphe. Benim kardeşime zulüm yaptılar. Bunun sebebi de Kürt, Dêrsim ve Alevi kimliğinden kaynaklı. Çünkü cezaevi müdürü bize, ‘tutuklulara teravih namazı kıldırtıyoruz. Herkes burada oruç tutuyor, Kuran okuyor’ dedi. Benim kardeşime zorla namaz mı kıldırdılar? Baskı mı uyguladılar?” diye sorarak adalet istediklerini belirtti.
İhmali olanlardan şikayetçiyim
Anne Fethiye Taşkın da, olaydan 20 gün önce yaptıkları telefon görüşmesinde oğlunun iyi olmadığını söylediğini ifade etti. Bunun üzerine 2 Mart’ta görüşe gitmek için bilet kestiklerini ancak o gün ölüm haberi aldıklarını söyleyen anne Taşkın, “Cezaevinde tutukluları zorla teravihe kaldırıyorlar, namaz kıldırıyorlar. Biz Aleviyiz. Benim çocuğuma bunu yaptıramazlar. Oğlumun kendisini asması mümkün değil. İhmali olan herkesten şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Tutuklular çelişkili ifade verdi
Dosya avukatı Sertuğ Köybaşı da, şüpheli ölüm sonrası Yozgat’a iki kez gittiğini, ancak detaylı bilgi alamadığını söyledi. Köybaşı, ifadeleri alınan 2 tutuklu ile yaptığı görüşmeyi de şu şekilde anlattı: “L.S.’nin çelişkili beyanları dikkat çekmiştir. L.S., görüşmenin bir bölümünde asılı bulunduğu çarşafın tek kişi tarafından o şekilde bağlanamayacağı, bunu ‘metafizikli varlıklar’ tarafından yapıldığını düşündüğü söylemiştir. Sürekli uykusundan uyanıp ‘bismillah’ diye konuştuğunu aktarmıştır. Bu beyanlardan çıkarılan sonuç Okan Özgül’ün apaçık bir konudan bir şeyden ya da birinden korktuğudur.”
‘Özgül’ün durumu iyiydi’
Menemen Cezaevi’nde Özgül ile birlikte kalan kişilerin anlatımları da ailenin şüphelerini güçlendiriyor. Güvenlik nedeniyle isminin farklı bir kodla haberde yer almasını isteyen koğuş arkadaşlarından A.A., cezaevinde Özgül’ün psikolojik durumunun iyi olduğunu söyledi. A.A., Özgül’ün sorumluluk sahibi olduğunu ve herkesle iyi geçindiğini kaydetti.
Psikolojisi bozuk değildi
Okan’ın psikolojisinin iyi olmadığına dair tespitlere ise A.A., “Cezaevi her tutukluyu psikoloğa çıkarır. Oda tutuklunun psikolojisinin kötü olmasından kaynaklı değil, psikolojisinin durumunun nasıl olduğunu öğrenmek için. Okan’ın psikolojisinin bozuk olduğuna dair hiçbir emare yoktu. Menemen Cezaevi bu teşhisi nasıl koydu?” diye cevapladı.
Ailesi ona bakıyordu
Ailesinin Özgül’e iyi baktığını ifade eden A.A., “Bizde her hafta 2 bin TL kantine harcayan insan, Yozgat’ta ailesinden para istememiş. Yemek yemiyormuş. Okan’ı orada nasıl bir ortama soktular bilmiyorum. Okan’ın kendisini intihar edeceğine inanmıyorum. Okan’ın ailesi ile bağı da çok güçlüydü. Böyle bir insan neden canına kıysın ki?” diye sordu.
Kendini öldürecek biri değildi
Özgül’ün bir başka koğuş arkadaşı M.M. ise, Özgül’ün kimseyle herhangi bir sorun yaşamadığını ve iki ay birlikte kaldıklarını aktardı. M.M., “Sadece boşandığı eşi çocuğa dair kendisine bilgi vermiyor diye üzülüyordu. Onu da sonradan çözdü. Haber alabiliyordu. Kendini öldürecek biri değildi” diye konuştu.
İddialar üzerine aranan cezaevi ise bilgi vermekten kaçındı.
İZMİR