Madımak Katliamı’nın 31’inci yıldönümü için basın toplantısı düzenleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, ortak mücadele çağrısı yaptı
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Madımak Katliamı’nın 31’inci yıldönümü dolayısıyla Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi. Üzerinde katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu “Madımak utanç müzesi olacak” pankartının asıldığı toplantıda Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe konuştu.
Madımak Oteli’nde insanlık tarihinin en korkunç katliamlarından birinin yaşandığını belirten Erçe, “Bu topraklarda direncin simgesi ve Alevi inancının temel direklerinden biri olan Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerinin dördüncüsünün düzenlendiği Sivas’ta, semah dönen gençlerimiz, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, 33 canımız yani aydınlık geleceğimiz vahşice katledildi” dedi.
‘Katilleri savunan avukatlar ödüllendirildi’
31 yıl hukuk mücadelesi verildiğini ancak sonucunda katillerin affedildiğini söyleyen Erçe, diğer davaların da zaman aşımından düştüğünü hatırlattı. Erçe, “Başta ailelerimiz, Pir Sultan Abdal örgütlülüğümüz ve tüm Aleviler olarak bu mahkeme kararını tanımıyoruz. Herkes bilmelidir ki Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenmiş zamansız suçlardan biridir ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olamaz” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Örgütlülüğünün, Alevi kurumlarının ve özelde de ailelerin demokratik, insani ve vicdani taleplerinin bugüne kadar herhangi bir karşılık görmediğini söyleyen Erçe, “Madımak Davası’nda katilleri savunan avukatlar devletin önemli görevlerinde boy göstermeye, belediye başkanlıkları, milletevekil yapılarak ödüllendirildi. Sivas Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması, davanın ‘İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlar’ kapsamına alınması talebimiz ise hiç duyulmadı” diye konuştu.
‘Binlerce canımız düşüncelerinden dolayı tutsak’
Toplumun artık demokrasiden eser kalmamış ‘tek adam’ rejimiyle yönetildiğine işaret eden Erçe, şunları belirtti:
“Yaşamın her alanı dinselleştirilmeye çalışılıyor. Güçler ayrılığı ve halk iradesi neredeyse tamamen ortadan kalkmış, parlamento işlevini yitirmiş, kendi yazdıkları yasalar ve anayasa ayaklar altına alınmış durumda. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları dikkate bile alınmıyor, seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanları hapistedir. Eğitim ve eğitim kurumları tümüyle tarikat ve cemaatlerin kontrolüne terk edilmiştir. Gerici, tekçi bir müfredat ve akıldan, bilimden uzak bir eğitim sistemiyle karşı karşıyız. İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ortadan kaldırılmak istenmekte ve ceberut devlet anlayışı baskıyı ve şiddeti her geçen gün artırmaktadır. Cezaevleri, demokrasi, emek, barış, hak ve hakikat mücadelesi verenlerle doldurulmuş durumdadır. Binlerce canımız düşüncelerinden dolayı içeride tutsaktır. Muhalefet edenler gözaltı ve tutuklama terörü ile karşılaşmakta, uyduruk gerekçelerle hakkında dava açılanlar hukukla açıklanamayacak ağır cezalarla cezalandırılmaktadır. Gezi ve Kobanê davaları başta olmak üzere onlarca dava ve en son 1 Mayıs tutukluları buna verilebilecek en önemli örnektir.”
Ortak mücadele çağrısı
Madımak Katliamı’nı unutmayacaklarını ve mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Erçe, “2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı’nın 31’inci yıl dönümünde katledilen 33 canımızı anmaya, katliamları ve katliamcı zihniyeti lanetlemeye devam edeceğiz. Ta ki gerçek ve murat ettiğimiz adalet sağlanıncaya dek. Söz verdik, ikrar verdik ve ikrarımıza sonuna kadar bağlı kalacağız. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Halkımızı, emekten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan bütün kurumları çağrımıza destek vermeye ve alanlarda kol kola mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA