Soule’deki neredeyse tüm komünler Bask Bölgesi’nin bir parçasıdır. Doğaya yabancılaşmadan, doğa ile iç içe üretime dayalı doğal hayatın bütün güzelliklerini bu bölgede görmek mümkündür
Ercan Jan Aktaş
“İnsan sadece doğanın bir parçası olmakla kalmaz, o aynı zamanda uzun bir doğal evrim sürecinin ürünüdür.” M. Bookchin
Merkezlerden, devletin merkezinden, büyük şehirlerden uzaklaştıkça hayat da bir o kadar çok yönlü, farklı, çok dilli, çok kültürlü ve de üretken olabiliyor. Fransa’nın merkezi olarak kabul edilen Paris’ten yola çıktıktan iki saat sonra, nereye varırsan var mutlaka başka bir dil ve de kültür ile yolun çakışıyor. Benim de merkezden çepere yolculuklarımdan ilk fark ettiğim bu olmuştur. Bask’ın üç bölgesinin bulunduğu Pyrénées-Atlantiques’in büyük bölümü zamanında Bask’tı. Ancak günümüzde üç bölge Bask Bölgesi olarak geçiyor. Soule’da bu üç bölgeden biridir.
Soule, Fransa’nın Pyrénées-Atlantiques bölgesinde, nüfusu 15.000 civarında, doğa ile iç içe bir hayatın sürdüğü Bask’ın büyük kapitalist üretim ve şirketlerinden uzak, doğa ile iç içe bir bölgedir. Başkenti Mauléon-Licharre olan Soule, bölgenin en geniş ekonomik üretimin olduğu bölgedir aynı zamanda. Soule komünleri güçlerini birleştirerek Soule-Xiberoa komünler topluluğunu oluşturmuştur. Bugünkü Saint-Palais kantonunda yer alan Soule komünleri Amikuze komünler topluluğuna entegre edilmiştir. Soule’deki neredeyse tüm komünler Bask Bölgesi’nin bir parçasıdır. Doğaya yabancılaşmadan, doğa ile iç içe üretime dayalı doğal hayatın bütün güzelliklerini bu bölgede görmek mümkündür.
Kırsalı koruyan yaklaşım
Kapitalist hegemonya içinde büyüyen şehirlere karşıt olarak Bookchin, özgürlükçü ya da konfedere yerel yönetimciliğe dayalı bir sisteme işaret eder. İnsanlık tarihinin önemli bir bölümünü oluşturan kentleşmeyi yok saymak ya da görmezden gelmek mümkün değildir. Ancak bu yerleşimleri kırsalı tehdit eden konumundan çıkarmak mümkündür. İşte Bask’ın Soule Bölgesi bunu başarmış. Şehir, kasaba, köy, kırsal ile ezberlerinin tamamen bozulduğu bir bölgeden söz etmek mümkündür burada. Geldiğim coğrafyada kırsal yoksunluk, kırsal ‘cehalet’, kırsal yoksulluk demekti. Kırsal ve kentler arasında ciddi bir şekilde farklı kültürel kodlar vardı. Burada bunların hiç birisini görmek mümkün değildir.
Toplamda dört yıl olacak Soule bölgesi Tardets – Sorholus kasabasında yaşıyorum. Buraya adımımı atmam ile birlikte doğasına olan hayranlığım her gün biraz daha arttı. Dört mevsim kimyasal maddeler kullanılmadan doğal tarımın yapıldığı bir bölgedir Soule. Dört mevsim yoğun yağış alan bu bölgede çok güçlü olan bitki örtüsünü bozmadan irili ufaklı yerleşim yerleri kurulmuş. Dikey bir yapılaşmaya hiç denk gelmedim. Yaşamakta olduğum Soule bölgesinde üç kattan yüksek bir binaya denk gelmedim. Mimari yatay ve doğayı bozmadan planlanmış, doğayı kovmadan doğa ile iç içe yerleşimlerin en güzel halleri ile kurulmasını hayranlıkla gözlemlemek mümkündür.
Pragmatik mimari
Mimari kasaba merkezlerinden, kırsala, köylere ve tekli yapılara kadar geleneksel özelliklerini korumaktadır (1). Yapılar bugün benzer bir mimari ile yapılmaya devam etmektedir. Soule mimarisinin parolası pragmatizm, ancak bu pragmatizm katı anlamda bir faydacılık demek değil, toprağı, sahayı en verimli ve de üretken hali ile ihtiyaçlara göre değerlendirmektir. Şehir ve kasabaların merkezinde anlık çektiğin bir fotoğrafı bir asır önce çekilmiş bir fotoğraf ile karşılaştırdığında çoğu zaman o anki gökyüzünün farklı maviliklerinin farklı tonlarının dışında, gerisinin hemen hemen aynı olduğunu görebilirsin.
Bu dokuyu korumak için yoğun bir mücadele de devam ediyor. Bölgede toprak, arsa, ev, kira spekülasyonuna karşı etkili bir mücadele var. Bölge insanları kendi değer ve kültürleri olarak gördükleri bu yapıların kapitalist piyasanın birer aracı olmaması için zaman zaman eylemler, kampanyalar ve de işgaller örgütlüyorlar. Uzun yıllardır sahipleri tarafından kullanılmayan yaşam alanları ve çiftlikler işgal edilerek buralarda yeni yaşam ve üretim alanları örgütlenmektedir. Fransa’dan, dünyanın başka ülkelerinden, zenginlerin buralara gelip büyük paralar ile ev, çiftlik ve toprak almalarına karşılar. Bu anlamda ‘profesyonel’ turizme karşı da eylemler yapılıyor. Turistlerin gelip para harcayarak kendi topraklarını, doğal yapılarını kirletmelerini istemiyorlar. Birileri gezmeye, görmeye, tanımaya gelecekse onlara kapılar açık, ancak turistler için aynı şeyi söylemek mümkün değildir.
Soule’de Newroz kutlaması
Gene Bookchin’in ifade ettiği kent ve yurttaşlığın iç içeliğini burada hayatın hemen hemen bütün alanlarında görmek mümkündür. İrili ufaklı bütün yerleşimlerin kendi meclisleri var. Bu meclisler zaman zaman o toplulukların toplumsal meselelerini çözen bir halk mahkemesi, zaman zaman kültürel festivalleri düzenleyen bir sosyal organizasyon, üretimdeki kolektivizmi örgütlemek için de adeta yerel minik sendikalar gibi çalışmaktadırlar. Yönetimlerde karşında bir hiyerarşi görmen mümkün değil. Bir yurttaş olarak doğrudan yaşadığın yerele dair bütün taleplerini doğrudan istediğin kurul ile paylaşıp çözümler üretebiliyorsun.
Mesela bizler Soule bölgesinde yaşayan dört Kürt bireyi bu yıl kasabamızda Newroz’u yapmak istedik. Bunun için öncelikle kendi aramızda bir toplantı aldık, toplantıda aldığımız karar ve talepler ile kasabamızın belediye başkanı ile görüştük, birlikte bu bölgede ilk Newroz’u örgütledik (2). Newroz’da geleneksel Kürt yemekleri eşliğinde Kürt ve Bask halklarının müzikleri ile insanlar danslar ettiler, govendler çektiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde gelecek Newroz’un daha da güçlü kutlanması için ilk sohbetler de başlamıştı. Bütün bu hayat, kutlamalar, buluşmalar asırlık meydanlarda, yapılarda yeni deneyimler üretmeye devam ediyor.
Yerel üretimi korumak
Yapıların hemen hemen tamamında duvar işçiliği yerel kaynaklara bağlı olarak çeşitlilik göstermekle birlikte temel malzemeler taş, çakıl, ve ahşaptır. Bu asırlık binaların içi, geniş ailelerin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmiştir. Hala taşlı şöminelerin olduğu geniş mutfaklar, yemek salonları sosyalleşmenin en işlevsel alanları olmaya devam ediyor. Aile, dost, yoldaş davetleri ile kurulan ve saatleri bulan yemekler, yaşamlarının en temel ritüellerinden birisi olmaya devam ediyor. Bu buluşmalar zaman zaman aile, zaman zaman bölge ve ülke, dünya sorunlarının tartışıldığı heyecanlı platformlara da dönebiliyor.
Bölgedeki yerel üreticiler her zaman büyük kapitalist üreticilerin bölgeye girişlerini bir şekilde engellemişler. Kendi aralarında yerel örgütlenmeler ile birlikte Fransa genelinde etkili olan sol çiftçi sendikası La Confédération Paysanne/Çiftçiler Konfederasyonu ve de Bask Çiftçi Derneği olan Euskal Herriko Laborantza Ganbara’da örgütlüler. Bu dernek Ocak 2005 tarihinde kurulmuş bir tarımsal ve kırsal kalkınma derneğidir. Amacı, Bask Bölgesi’nde uyumlu yerel kalkınma çerçevesinde sürdürülebilir köylü çiftçiliğinin geliştirilmesine, kırsal mirasının korunmasına katkıda bulunmaktır.
Baskça hayatın temeli
Asırlar öncesinin toprak ve çiftlik deneyimlerini teknik ile buluşturan bölgede transhumance dedikleri yaylacılık hayatın en temel üretim alanlarından birisi olmaya devam ediyor. Her yıl 25 Mayıs civarında çiftçiler, süpürge çiçekleriyle süsledikleri ineklerini, koyunlarını, atlarını boyunlarına taktıkları çanlar ile Pyrenees dağlarının zirvelerine doğru bütün yazı geçirmek için yola çıkarlar. ‘La Cabane du Berger’ (3) dedikleri tek katlı, süt ürünlerinin de değerlendirildiği bölümlerden olduğu taş ve ahşaptan yapılmış asırlık mekânlarda hayat bütün yaz devam eder. Eylül’de büyük bir şölen ile sürüler geri getirilir.
Burada üretim ve de pazarın dili Baskçadır. Biz Kürtlerin sloganlaştırdığı ‘Bé Ziman Jiyan Nabe!’(Ez Dago Hizkuntzarik Bizitzarik Gabe) burada da yaşamsal bir reflekstir. Baskça burada gündelik hayatın olmazsa olmazıdır. Baskça bilmiyorsan bile cümlene en azından ‘Egun on’ – Baskça merhaba/günaydın demek – karşındaki insanı sana karşı daha duyarlı ve dikkatli bir hale getirecektir.
Festivaller ve dil
Bask dilini yaşatmak için yıl içinde hemen hemen bütün yerleşim yerlerinde yerel festivaller yapılır.
Bask dili için yapılan en büyük festival ise Korrikadır (4), Bask ülkesini 11 gün 10 gece boyunca kesintisiz olarak kat eden bir bayrak yarışıdır. Yetişkinler için Baskça dil kurslarını koordine eden AEK tarafından düzenlenmektedir. Etkinliğin amacı Bask dili için yerel desteği genişletmek ve güçlendirmektir. İspanya tarafında özerk iki bölge dışında kalan beş bölgedeki Bask okulları ve de dil kursları tamamen yerel halk tarafından finanse edilmektedir.
Gündelik hayat içinde çoğu zaman unutmuş da olsak, doğal evrimde insanların nasıl bir yer işgal ettikleri sorusu, bilimcilerin karşılaştıkları en temel toplumsal meselelerin bazılarını gündeme getirir. Bunlar; insan emeğinin kullanılma yolları, tekniğin çevrenin yanı sıra insan ruhunu da değiştirmedeki rolü, insanların insan dışı doğayla başa çıkarken meydana getirdiği sosyal ilişki biçimleri ve insanların oluşturmuş olduğu ve çevrelerindeki dünya ile etkileşimlerinde onlara yol gösteren etik değerlerdir. Sokaklarında akan gündelik hayatı, kırlarında, dağlarındaki özgürce dolaşan atları, ‘La Cabane du Berger’leri, pazarlarındaki dost canlısı sohbetleri ile Soule’de başka bir hayat kendi doğal ritminde akmaya devam ediyor.
*****
(1) <https://www.caue64.fr/wp-content/uploads/2016/03/23-habitat-traditionnel-soule-livret.pdf>
(2) Newroz Independentea.eus <https://independentea.eus/erran-nizuen-igorriko-nizuekela-artikulu-bat-newroz-ospakizunari-buruz/>
(3) Bilhères?: un berger ??évincé?? dune cabane destive, la commission syndicale se justifie – La République des Pyrénées.fr (larepubliquedespyrenees.fr) <https://www.larepubliquedespyrenees.fr/pyrenees-atlantiques/vallee-d-ossau/bilheres-un-berger-evince-d-une-cabane-d-estive-la-commission-syndicale-se-justifie-11366987.php>
(4) Après sa traversée du Pays Basque Nord, la Korrika est entrée en Navarre (mediabask.eus) <https://www.mediabask.eus/fr/en-direct/20240314/direct-la-23e-korrika-s-elance-d-irun>
Murray Bookchin’in İzleğinde Bask’ta Yolculuk – 2 Bulutların ve dağların ülkesi Euskal Herria