Birleşmiş Milletler’in Taliban ile üçüncü kez Doha’da buluşmasına tepki gösteren Cumartesiler Hareketi, ‘Sadece Afgan halkı için değil, aynı zamanda küresel insan hakları standartları için de önemli tehlikeler oluşturmaktadır’ dedi
Mor Cumartesiler Hareketi, Taliban ve BM heyeti arasında 30 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında yapılacak görüşme ilişkin açıklama yaptı. BM’nin bir kez daha Taliban ile görüşmesinin kadınlara yönelik ağır baskının meşrulaştıracağı vurgulanan açıklamada, “Taliban’ı Doha Toplantısı’na davet ederek ve taleplerini dikkate alarak BM ve diğer uluslararası aktörler, baskıcı ve acımasız yönetimiyle bilinen bir rejimi onaylama riskini almış olurlar. Bu hareket Taliban’ı cesaretlendirebilir ve uluslararası tanınma arayışı kisvesi altında yaygın insan hakları ihlallerine devam etmelerine izin verebilir” ifadeleri kullanıldı.
Savaş suçları işledi
Taliban’ın yaklaşık 3 yıllık iktidarında birçok suç işlediği belirtilen açıklamada, “Taliban yaklaşık üç yıldır sistematik olarak kadın haklarını bastırmış, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı uygulamış, savaş suçları işlemiş ve savunmasız etnik gruplar ile dini azınlıkları zorla yerinden etmiştir. Bu ağır ihlallere rağmen, uluslararası toplumun Taliban ile etkileşime girmeye istekli olması rahatsız edici bir mesaj göndermektedir. Bu mesaj, insan haklarının siyasi çıkarlar uğruna tehlikeye atılabileceğini ve böylece Birleşmiş Milletler’in koruması gereken küresel insan hakları çerçevesinin altının oyulabileceğini göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
Taliban, Afgan halkını rehin almış
Açıklamanın devam ise şu şekilde: “Başta kadın aktivistler ve sivil toplum üyeleri olmak üzere Afgan halkının gerçek temsilcilerinin Doha Toplantısı’nın dışında bırakılması da bir başka kritik endişe kaynağıdır. Taliban, Afgan vatandaşlarını, özellikle de kadınları kendi ülkelerinde fiilen rehin almış, protesto etmelerini veya muhalefetlerini dile getirmelerini imkansız hale getirmiştir. Uluslararası toplumun bu meşru temsilcileri dahil etmeden Taliban’la angaje olması Afgan halkının haklı taleplerine saygısızlık etmekte ve Taliban’ın acımasız politikalarından en çok etkilenenleri marjinalleştirmektedir.
Taliban’la ilişki kurmak küresel güvenlik için de önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Taliban’ın El-Kaide gibi terör örgütleriyle bilinen bağlantıları, Afganistan’ın aşırılık yanlısı faaliyetler için güvenli bir sığınak haline gelme riskinin altını çizmektedir. Uluslararası toplum Taliban’ı meşrulaştırarak istemeden de olsa terörist ağları güçlendirebilir ve Afganistan sınırlarının ötesinde istikrarsızlığın ve tehditlerin artmasına yol açabilir.
Krizi daha da kötüleştirebilir
Afganistan’da devam etmekte olan ve şiddetli yoksulluk, gıda güvensizliği ve tıbbi malzeme eksikliğinin damgasını vurduğu insani kriz, milyonlarca Afgan’ın komşu ülkelere sığınmasına neden olmuştur. Bu acil insani ihtiyaçlar ele alınmadan Taliban ile uluslararası angajmana girilmesi bu krizi daha da kötüleştirebilir. Ayrıca ev sahibi ülkelerdeki kaynakları da zorlayabilir ve bölge genelinde dalgalanabilecek ek jeopolitik gerilimler ve insani zorluklar yaratabilir. Taliban ile ilişkiye girmenin etik sonuçları göz ardı edilemez. BM ve uluslararası toplum, insan haklarını açıkça ihlal eden bir rejimle müzakere ederek ve etkileşime girerek kendi etik standartlarından ödün verme riskini almış olur. Bu hareket, uluslararası toplumun siyasi çıkarlar uğruna korkunç insan hakları ihlallerini görmezden gelmeye istekli olduğunu düşündüren tehlikeli bir emsal teşkil etmektedir.
Ses çıkartın
Mor Cumartesiler Hareketi, başta sanat, kültür ve spor dünyasının önde gelen isimleri ve gazeteciler olmak üzere uluslararası toplumu sessizliklerini bozmaya ve Taliban’ın Doha Toplantısına davet edilmesine karşı protestolara katılmaya çağırıyor. Taliban’ın kendi kendini ilan eden hükümetinin tanınmasını engellemek ve Afganların sesinin duyulmasını sağlamak için Birleşmiş Milletler üzerindeki kamuoyu baskısının arttırılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca hareket, kararlı Afgan siyasetçileri ve küresel toplumu Taliban yönetimine alternatif bir yönetimi desteklemeye çağırmaktadır: Afgan halkını gerçekten temsil eden meşru, demokratik ve ademi merkeziyetçi bir hükümet. Uluslararası toplum ancak insan hakları ve demokratik ilkeleri kararlılıkla destekleyerek değerlerini koruyabilir ve Afganistan halkını hak, adalet ve özgürlük arayışlarında destekleyebilir. Doha Toplantısı’nda uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler ve Taliban arasındaki etkileşim tehlikelerle doludur. Mor Cumartesiler Hareketi’nin korkuları, baskıcı bir rejimin potansiyel olarak meşrulaştırılması, küresel insan haklarının baltalanması ve söz konusu etik tavizlerin altını çizmektedir. Dünya izlerken, uluslararası toplumun insan hakları ve adalete olan bağlılığını sürdürmesi ve bu süreçte Afgan halkının, özellikle de kadınların ve savunmasız grupların seslerinin susturulmamasını sağlaması zorunludur.”
DIŞ HABERLER