İmralı’da devam eden tecride ve cezaevlerindeki boykota dair konuşan MED TUHAD-FED yöneticisi Sedat Esin, ‘Gerek cezaevleri önünde, dışarıda annelerin bu tecride karşı eylemsellikleri devam ediyor. Tecridin kırılması yönünde sonuç alana kadar mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz’ diye konuştu
İmralı’da ağır tecrit altında bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 39 aydır haber alınamıyor. PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması için çeşitli kampanyalar ile eylem-etkinlikler ise sürüyor. Buna ilişkin dünya genelinde 74 merkezde “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası başlatıldı. Kampanyaya Türkiye ve Kurdistan kentlerinde bulunan 106 cezaevinden binlerce tutsak 27 Kasım 2023’te süreli-dönüşümlü açlık grevi başlatarak katıldı. Tutsaklar açlık grevi eylemlerini 4 Nisan’da aile, telefon görüşüne çıkmama ve mahkemeleri boykot etme eylemine çevirdi. Tutsakların kararıyla birlikte yakınları öncülüğünde başlayan Adalet Nöbetleri de cezaevleri önünde “Özgürlüğe ses ver” ve AKP binaları önünde “Tecride son ver”, Adalet Bakanlığı önünde “Adaleti sağla, hukuku uygula” eylemlerine çevirdi.
Cezaevlerinde çok ağır bedeller ödeniyor
Tutsakların ailelerinin çatısı altında bir araya geldikleri Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’nun (MED TUHAD-FED) yöneticisi Sedat Esin, tecride karşı başlatılan eylemleri sürdüreceklerini ifade etti. Süren tecride karşı “eylem ve direnişlerin” de sürdüğünü ifade eden Esin, “Cezaevlerinde hak ihlallerinden kaynaklı çok ağır bedeller ödeniyor. Özellikle de hasta tutsaklarımızın ciddi sağlık problemleri yaşıyorlar. Bu güne kadar onlarca arkadaşımız cezaevlerinde şehit düştü” dedi.
Tecridi kıracağımıza inanıyorum
Esin, PKK Lideri Abdullah Öcalan ve beraberinde kalan, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar’ın üzerinde yürütülen ağır tecride değinerek, “Sayın Abdullah Öcalan’dan yaklaşık 40 aydır haber alınamıyor. Veysi Aktaş’ın geçenlerde tahliyesi söz konusuydu, ama bir yıl daha uzatıldı” dedi. Federasyonun ve tutsak ailelerinin amacının tecridin son bulması olduğunu belirten Esin, “Tecridin kırılması yönünden sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin daha duyarlı olmalarını bekliyoruz. Sesimizi ne kadar güçlü çıkarırsak tecrit politikalarını da o kadar çabuk kıracağımıza inanıyoruz Federasyon olarak biz de üstümüze düşeni yapıyoruz” diye konuştu.
Tecrit her yere yansıyor
Tecridin tüm topluma ve kurumlara sirayet ettiğinin altını çizen Esin, “Özellikle seçilmiş belediye başkanlarımıza yönelik görevden alma durumları bir tecrit politikasıdır. Yani tecrit topyekûndur. Tecrit politikasını yansıması belediyelere halka bütün bölgelere yansıması oluyor, bunun bir an önce giderilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Herkes sorumluluk almalı
Tecridi kırmak için halkı duyarlılığa çağıran Esin, sözlerini şöyle noktaladı: “Gerek cezaevleri önünde, dışarıda annelerin bu tecride karşı eylemsellikleri devam ediyor. Tecridin kırılması yönünde sonuç alana kadar mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz. Özellikle meclisteki parlamentodaki siyasi partiler başta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olmak üzere diğer siyasi partilerin de bu konuda devreye girmelerini istiyoruz” diyerek duyarlılık çağrısı yaptı.
AMED