HDP Van il yöneticisi Nesime Akdağ, HDP’li kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalara ilişkin konuştu: ‘AKP hükümetinin kadınlara yönelik düşmanca politikaları açıkça görülüyor’ diyen Akdağ, mücadele vurgusu yaptı
Rengin Azizoğlu/Van-Jinnews
Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından ilk kez hayata geçirilen “eşbaşkanlık” sistemine Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk seçilmiş ancak YSK’nın aldığı karar doğrultusunda, eşbaşkanlık sistemine son verilerek, partinin genel başkanlığı görevine geçici olarak tek başına Ahmet Türk seçilmişti. 11 Aralık 2009 tarihinde ise DTP’nin kapatılması ile Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) eşbaşkanlık sistemini hayata geçirdi. OHAL kapsamında çıkarılan 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 11 Eylül 2016 tarihinden sonra 102 belediyesinden 95’ine kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) onlarca belediye eşbaşkanı tutuklandı. Kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın da aralarında olduğu 32 belediye eşbaşkanı tutuklu, 21 belediye eşbaşkanı ise hükümlü olarak cezaevinde tutuluyor. DBP’li 54 belediye eşbaşkanı ise tutuksuz yargılanıyor. Partinin Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan geçtiğimiz günlerde tahliye edilirken, Sabahat Tuncel ise hala tutuklu olarak yargılanıyor.
37 merkez kapatıldı
Kayyum atamaları ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği için kurulan her mekanizma ortadan kaldırıldı. DBP’li belediyelere bağlı ya da belediyeler ile birlikte projeler yapan 37 kadın merkezi de bu süreçte kapatıldı. İçeriği boşaltılan ve çalışanlarının çoğunun ihraç edildiği kadın merkezlerinin hizmet binaları da kayyumlar tarafından amacı dışında kullanıma açıldı. Kadın kurumları, AKP’nin parti çalışmalarına, yönetiminde Sümeyye Erdoğan’ın yer aldığı KADEM’e tahsis edilirken, bir kısmı da Kur’an kurslarına ya da evlendirme dairelerine dönüştürüldü. Son süreçte de yerel seçimler öncesinde kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonları devam ediyor.
‘Var olmak önemli’
Kadına yönelik saldırıları değerlendiren HDP Van il yöneticisi Nesibe Akdağ, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin zamanın en temel meselelerinden biri olduğunu ifade ederek, kadınların hem evde hem toplum içinde eşit bir yaşam kurma mücadelesinin sürdüğünü belirtti. Akdağ, “Yaşamın her alanının eşitlikçi düzenlenebilmesi için, toplumsal cinsiyet rollerinin ortadan kaldırılması, kadınların iş gücü piyasası ve ev içinde harcadıkları emeğin karşılığını alabilmeleri ve bu emeklerin görünürlüğünün sağlanması gerekiyor. Bunun için de hayatlarımız hakkındaki kararların verildiği siyaset alanında var olmak biz kadınlar açısından büyük önem taşıyor” diye konuştu.
‘Makul kadın’ istiyorlar
Erkek siyasetinin bir ürünü olan OHAL rejimiyle kadınların yaşam alanlarının bütünüyle hedef alındığını aktaran Nesibe Akdağ, sistemin kadınlar üzerinde yoğunlaştığını ve ‘makul, makbul kadını’ yaratmak istediğine işaret etti. Erkek iktidarın bu yüzden eşbaşkanlık sistemini asla kabul etmediğini ve en fazla da bu alana yöneldiğini dile getiren Akdaş, şöyle devam etti: “İl-ilçe yönetimlerimizde, belediyelerde birçok arkadaşımız, alanlarda çalışma yürüten kadın eşbaşkanlarımız şu an cezaevinde, birçoğunun da mahkemeleri sürüyor. Kadınları çalışamaz hale getirmeye çalışıyorlar. AKP hükümetinin kadınlara yönelik düşman politikası ve nefretinin açıkça görüldüğü bu dönemde biz kadınlara düşen buna karşı sonsuz mücadele etmektir.”
‘Direnmeye devam’
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin hukuksuzca düşürülmesinin başta kadına olmak üzere, çok boyutlu bir saldırı olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken Akdağ, 9 Ekim tarihinde gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarının yine kadın iradesine yönelik yapıldığına vurgu yaparak, iktidarların siyasette kadın iradesini bir tehlike olarak gördüklerini ifade etti. “Sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz” diyen Akdağ, şunları söyledi: “Yakın zamanda dünyanın gözü önünde gerçekleşen Rojava Devrimi, kadınların örgütlü gücünün açığa çıktığı muazzam bir deneyimdi. Biz kadınlar geçmiş deneyimlerin üzerine koya koya ilerleyen, asırlara yayılan özgürlük mücadelesinin yolcularıyız. Dün boyun eğmedik yenilmedik, bugün de boyun eğmeyiz, yenilmeyiz.”