Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), dünya genelinde mülteci sayısının Nisan ayı sonunda 120 milyona ulaştığını açıkladı. Türkiye’deki düzenli göçmen sayısı ise 5 milyona yaklaştı. Geçici koruma statüsü verilen Suriyeliler kabul etmedikçe geriye gönderilemeyecekler
Hüseyin Aykol
Bugün, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Dünya Mülteciler Günü’nü öncesi açıklanan yeni veriler, savaş ve şiddetin küresel ölçekte tırmanması ve doğal afetlerin artmasıyla birlikte, ülkelerinden kaçan ya da kaçmak zorunda kalan insanların 2023 yılı sonunda 117,3 milyonu bulduğunu gösteriyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), bu yılın ilk dört ayında zorla yerinden edilme rakamlarının da eklenmesiyle bu sayının 120 milyona ulaştığını tahmin ediyor. Bu rakam 2022 yılı sonuna kıyasla yüzde 8’lik bir artış anlamına geliyor ve 8,8 milyon kişinin eklenmesiyle kuruluşun kayıt tutmaya başlamasından bu yana en yüksek orana ulaştı.
Zorla yerinden edilenlerin yaklaşık yüzde 40’ını çocuklar oluşturuyor. Her 69 kişiden biri ya da tüm dünya nüfusunun yüzde 1,5’i şu anda zorla yerinden edilmiş durumda. On yıl önce yerinden edilenlerin toplam nüfusa oranı her 125 kişiden 1’iydi. Yani on yılda neredeyse iki kat bir artış söz konusu. Bu rakam her dakika en az 20 kişinin çatışma, zulüm ya da şiddetten kaçmak için evi, tarlası dahil her şeyini geride bırakmak zorunda kaldığı anlamına geliyor.
Mülteciler nerelerden kaçıyor?
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi “Bu çarpıcı ve artan rakamların ardında sayısız insan trajedisi yatıyor” dedi ve uluslararası toplumu zorla yerinden edilmenin temel nedenleriyle mücadele etmek üzere acilen harekete geçmeye çağırırken; Rapora göre 2023’te mültecilerin yüzde 73’ü sadece beş ülkeden geldi: Afganistan, Suriye, Venezuela, Ukrayna ve Sudan…
Suriye, 12 yıldır süren müdahale nedeniyle 2023 yılı sonuna kadar ülke içinde ve dışında zorla yerinden edilen 13,8 milyon kişi ile dünyanın en büyük yerinden edilme krizinin merkezi olmaya devam ediyor. Dünya genelinde en fazla mülteci ise her biri 6,4 milyon ile Afganistan ve Suriye’den. Bu iki ülke birlikte UNHCR’nin yetki alanındaki tüm mültecilerin üçte birine denk geliyor.
Bunları Venezuela (6,1 milyon mülteci ve uluslararası korumaya muhtaç diğer kişiler) ve Ukrayna (6,0 milyon mülteci) takip ediyor. Küresel rakamlardaki bu yılki artış esas olarak Sudan’daki iç savaştan kaynaklandı. 2023 yılı sonuna kadar bu ülkede yaklaşık 11 milyon Sudanlı yerinden edildi.
Geçen yıl 6,4 milyondan fazla insan, Taliban’ın 2021’de yönetimi ele geçirmesinin ardından daha iyi bir yaşam arayışıyla Afganistan’dan kaçtı. Venezuela’nın ekonomisinin 2013’ten beri iktidarda olan Devlet Başkanı Nicolás Maduro döneminde çökmesiyle 6 milyondan fazla insan ülkeyi terk etti.
Rusya’nın Ukrayna’daki işgali ve iki ülke arasındaki savaş devam ederken, Ukrayna’yı terk eden mülteci sayısı 2023 yılı sonunda 6 milyona ulaştı. BM’nin Filistinli Mülteciler için Yardım Ajansı UNRWA’ya göre, Gazze’deki savaş nedeniyle, Gazze Şeridi’nde 1,7 milyon insan (nüfusun yüzde 75’i) çoğu zaman birden fazla defa yerinden edildi.
2023 yılı sonunda mültecilerin yüzde 69’u komşu ülkelerde barınıyor. Düşük ve orta gelirli ülkeler, dünyadaki mültecilerin çoğunluğuna ev sahipliği yapmaya devam ediyor; mültecilerin yüzde 75’i düşük ve orta gelirli ülkelerde konaklıyor.
Türkiye’deki durum
Mülteci, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan ve bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişidir.
Birleşmiş Milletler’in (BM) tanımı ile mülteci, “ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi”dir. Mültecilik, hukuki bir statüdür.
Mülteci olduğu iddiasıyla ülkesini terk eden ama mültecilik statüsü başvurusu henüz sonuçlanmamış kişiler “sığınmacı” olarak adlandırılır. Mülteci ise sığınma başvurusu kabul edilen kişidir. Sığınma talebi geri çevrilen kimseler, ülkelerine ya da üçüncü ülkelere gönderilirler.
İlticacı-Mülteci sözleşmesinin temel dayanağı 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir. Türkiye de bu beyannameyi 1961 yılında -coğrafi çekinceli olarak- kabul etmiştir. Buna göre, Avrupa dışındaki ülkelerden hiç kimse Türkiye’ye sığınma başvurusunda bulunamaz.
Türkiye’de 4,6 milyon düzenli göçmen
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Aralık 2023’te yaptığı açıklamada Türkiye’deki düzenli göçmen sayısının 4,6 milyon olduğunu söyledi. Bakan Yerlikaya, “1 Aralık 2023 tarihi itibarıyla ülkemizde 3 milyon 237 bin 585’i geçici koruma altındaki Suriyeli, 1 milyon 113 bin 761’i ikamet izni ile kalanlar, 262 bin 638’i uluslararası koruma kapsamında kalanlar olmak üzere toplam 4 milyon 613 bin 984 düzenli göçmen bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. Aynı tarihli açıklamada 2023’ün ilk 11 ayında 234 bin düzensiz göçmenin yakalandığı bildirildi.
Suriye’den gelenlerin durumu
Suriye’de Beşar Esad yönetimini devirme amaçlı uluslararası operasyonun başlatıldığı 28 Nisan 2011 tarihinden itibaren Türkiye’ye gelen Suriye vatandaşları ile Suriye’den gelen vatansız kişiler ve mülteciler Türk hükümeti tarafından geçici koruma kapsamına alınmaktadır. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM), geçici koruma da dâhil olmak üzere, Türkiye’deki tüm iltica usullerinden sorumlu olan resmi organdır.
Türk makamlarından koruma talebinde bulunan Suriye vatandaşları, Suriye’den gelen mülteciler ve vatansız kişiler geçici koruma rejimi kapsamında Türkiye’ye kabul edilirler ve böylece Türk hükûmeti tarafından sağlanan geçici korumadan yararlanabilirler. Kendileri talep etmedikleri sürece, normal şartlar altında Suriye’ye geri gönderilmezler.
Türkiye’de geçici koruma talebinde bulunan bireyler, Türkiye’ye girdiklerinde Türk makamları tarafından tespit edilirlerse veya makul bir süre içinde kendileri Türk makamlarına başvurur ve Türkiye’ye düzensiz (yasadışı) girişleri ve ülkede düzensiz (yasadışı) kalışları konusunda geçerli bir sebep sunarlarsa, Türkiye’ye düzensiz (yasadışı) yollarla girdikleri veya Türkiye’de düzensiz olarak kaldıkları için cezalandırılmazlar (idari para cezası gibi).
Suriyelilere yönelik yardım
Türkiye’ye bir şekilde ulaşan Suriyeliler, bulundukları ildeki Göç İdaresi Başkanlığı’na başvurması gerekiyor. Koruma talep eden tüm Suriyeli mülteciler geçici koruma kapsamına alınmaktadır. Bu kişilere Suriye’den herhangi bir kimlik belgesi sunamayan kişiler de dâhildir.
Geçici koruma faydalanıcılarına Türkiye’de koruma ve yardım sağlanmaktadır. Bu koruma ve yardım, Suriyelilerin durumuna yönelik daha kalıcı bir çözüm bulunana kadar Türkiye’de kalmalarını, zorla geri dönüşe karşı korunmalarını ve en temel hak ve ihtiyaçlara erişimlerini kapsamaktadır.
Geçici Koruma Yönetmeliği, geçici koruma faydalanıcılarına sunulan çeşitli hakları, hizmetleri ve yardımı teminat altına almaktadır. Bunlar, diğerlerinin yanında, sağlık hizmetleri, eğitim, sosyal yardım, psikolojik destek ve işgücü piyasasına erişimi kapsamaktadır.
Düzensiz göçmen ne demek?
‘Düzensiz göç’, “Bir ülkeye yasa dışı giriş yapmak, bir ülkede yasa dışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip yasal süresi içerisinde çıkmamak” olarak tanımlanıyor.
Son yıllarda yakalanan Afganistan uyruklu düzensiz göçmen sayısı 651 bin kişidir. İkinci sırada 388 bin ile Suriyeliler var. (Söz konusu Suriyeliler, koruma talep etmek üzere yetkililere başvurmamış yani) 222 bin ile Pakistan uyruklular üçüncü sırada bulunuyor. Ardından Irak (102 bin), Filistin (43 bin) ve İran (32 bin) geliyor. (Geçici koruma talep etmeyen Suriyelilerin amacı bir yolunu bulup, Avrupa ülkelerine gitmektir)
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre yakalan düzensiz göçmen sayısı yıllara göre değişiyor. 2014-2022 yıllarına bakıldığında rekor 2019’da görüldü. Bu senede 454 bin düzensiz göçmen yakalandı. 2018’de ise 268 bin düzensiz göçmen yakalanmıştı. 2022’de ise 10 Kasım itibariyle sayı 248 bine ulaştı. 9 senenin toplamı ise 1,8 milyonu aştı.
Geri Gönderme Merkezleri
Geri Gönderme Merkezleri (GGM), Türkiye’de kalış hakkı bulunmayan ve ülkesine geri gönderilecek kişilerden haklarında idari gözetim kararı verilenlerin tutulduğu yerlerdir. Adli işleme karışan kaçak göçmenler de buraya konur. (Suriye dışındaki ülkelerden gelenlere uygulanıyor)
Geri Gönderme Merkezlerindeki idari gözetim süresi altı aydan uzun süremez. Ancak bu sürenin, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması halinde, altı ay daha uzatılması mümkündür.
Deport (sınırdışı etme) kararının kaldırılması için, idare mahkemesinde sınır dışı kararına karşı iptal davası açılması gerekmektedir. Sınır dışı kararı, bir idari işlem olduğu için idarenin eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir. Bu nedenle, deport kararına karşı da yargı yolu açıktır.
Yakalanan ve Geri Gönderme Merkezlerine konulan düzensiz göçmenlerin geldikleri ülkelerine geri gönderilmesinde, kilit mesele geri gönderilecek ülkenin söz konusu kişiyi geri almayı kabul etmesidir. Bu yüzden örneğin Afganistan’a geri gönderme işlemleri çok kısa sürebiliyor.
Ancak şu ya da bu şekilde tutuklanıp yıllarca cezaevlerinde yatırılan Suriye uyruklu kişilerin cezası sona erdiğinde Geri Gönderme Merkezlerinden birine konuyor. Genelde Rojavalı olan söz konusu Suriye vatandaşları, Rojava’ya değil, İslamcı grupların denetimindeki topraklara iade ediliyor.
Türkiye’nin birçok yerinde GGM bulunmaktadır. Sayıları 28’e ulaşan Geri Gönderme Merkezleri şu illerde bulunmaktadır: Adana, Aydın, Ankara Akyurt, Çankırı, Edirne, Gaziantep, Iğdır Geçici, İzmir Harmandalı, İstanbul Silivri Selimpaşa, Binkılıç, Tuzla, Ağrı Aşkale, Erzurum 1-2, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Malatya 1-2, Muğla, Niğde, Şanlıurfa, Van…
GGM’deki hizmetler
Bir nevi yarı açık hapishane olarak nitelendirilen Geri Gönderme Merkezlerinde: 1. Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir; 2. Yabancıya; yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır; 3. Yabancıya; ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülke konsolosluk yetkilisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme imkânı sağlanır; 4. Çocukların yüksek yararları gözetilir, aileler ve refakatsiz çocuklar ayrı yerlerde barındırılır; 5. Çocukların eğitim ve öğretimden yararlandırılmaları hususunda, Millî Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır.
Göç alanında uzmanlığı bulunan ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Genel Müdürlüğün izniyle geri gönderme merkezlerini ziyaret edebiliyorlar; ancak ne kadar çözüm sağlayabildikleri şüpheli.
Geri Kabul Anlaşması
Geri Kabul Anlaşması, Türkiye’den ayrılarak Avrupa Birliği (AB) topraklarına geçen düzensiz göçmenlerin yakalandıktan sonra Türkiye’ye iade edilmesini düzenleyen bir anlaşmadır. Anlaşma Ahmet Davutoğlu’nun başbakan iken 16 Aralık 2013 günü imzalandı ve 1 Ekim 2014 günü yürürlüğe girdi.
Anlaşma, iade edilen her bir düzensiz göçmen karşılığında karşılığında Türkiye’den bir düzensiz göçmenin AB ülkelerine yerleştirilmesini öngörmüş olsa da, uygulamada anlaşmanın tam olarak işletilemediği ve AB’nin mali destek taahhütlerini yerine getirmediği yönünde eleştirilerin hedefi oldu. Niteliksiz işgücü durumdaki insanlar, Türkiye’ye iade edilecek ve Türkiye’de bulunan mühendis, doktor gibi kimi nitelikli düzensiz göçmenlerin kimi Avrupa ülkelerine sığınma süreci başlatılacaktı.
Avrupa ülkelerinin çoğunun kendisine ayrılan kotalar kadar sığınmacı kabul etmeye yanaşmaması yüzünden söz konusu anlaşma, sıkça tartışılan ve eleştirilen bir konu haline geldi. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği paranın transferi konusunda da Ankara’nın ilgili konularda proje üretememesi sorun oldu. Yani AB, paranın gerçekten ve doğrudan düzensiz göçmenlere harcanması hususunda kararlı olduğunu gösterdi ve parayı projesiz ödemek istemedi.