İktidar, Türkiye’de 64 il coğrafyasında 4 milyar 83 milyon 770 bin m2 doğal alanı maden sahası olarak ihaleye çıkardı. Kürt coğrafyasında ihale edilen alanların 3 ilde 1 milyar 104 milyon m2 alanı kapsıyor olması dikkat çekici
Yusuf Gürsucu / İstanbul
AKP iktidarı düzenlediği politik saldırılarla gündem belirlemeyi sürdürürken, halkın yoksulluğunu ve özgürlük talepleri geri plana atılarak istediği biçimde tartışma konuları yaratırken diğer yandan özellikle Kürt coğrafyasında büyük yağmalara imza atıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), 64 şehrin 545 noktasında maden sahası olarak belirledikleri toplam 408 bin 377 hektar yani 4 milyar 83 milyon 770 bin metre kare doğal alanı madenlere peşkeş çekmek için ihaleye çıktı. Yaklaşık yüzde 1,5’luk bir devlet hakkı için büyük bir doğa yağması yaşatılırken, bu yağmayı yerli-milli sözleriyle süsleyen iktidar doğal yaşamdaki yağma üzerinden bir avuç sermayeye servet aktarmayı kesintisiz sürdürüyor.
Lisanslar Cumhurbaşkanlığı elinde
Yüzbinlerce hektar doğal alanı ihaleye konu edebilen iktidar maden alanları için yurt içi ve yurtdışından talep topluyor. Hazine adına kayıtlı ya da belediyelerin uhdesinde olan her türden arazi, maden ve varlıkların ‘Varlık Fonu’na devredilmesiyle birlikte, maden lisanslarının tamamını elinde toplamış olan Cumhurbaşkanlığı, MTA verileri üzerinden başta İngiltere, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde talep toplama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Madencilik sermaye yapıları açısından birikimlerini yeniden değerlendirebilecekleri özel bir alan olarak görülmektedir.
MTA talep topluyor
MTA bugüne kadar yaptığı yüz binlerce metre sondaj ile elde ettiği verileri ‘Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu’na (UMREK) göndererek uluslararası talep toplama işlevini üstleniyor. MAPEG ise bu talepler üzerinden ihaleler hazırlayarak hem talep noktalarını hem de olası talepleri içererek satışa çıkıyor. Tüm bu organizasyonun tepesinde ise Bakanlık yer alıyor.
Veriler pazarlanıyor
Ayrıca Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası’da (TÜVEK) bu sürecin bir parçası. Bir diğer kurulan kurum ise ‘Uluslararası Maden Arama ve İşletme AŞ (UMAŞ) ile yurtdışı yatırımlara sermayenin ilgisini topluyor. Dünya da ve Türkiye’de devletlerin sağladığı olanaklarla vergi ödemedikleri, saha temini giderleri sıfır olan, alt yapıları (enerji-su-yol vb.) devletçe karşılanan, ucuz ve uzun vadeli krediler sağlanan, doğa yıkımlarının önünde devletin her türden kurumu ile birlikte şirket çıkarlarının öncelendiği madencilik sermaye için önemli bir yatırım alanıdır.
Ağrı, Erzurum ve Sivas
Maden için belirledikleri parsellerin en büyükleri Kürt coğrafyasında kendini gösterirken, sadece Ağrı’da 41 bin 456 hektar, yani 414 milyon 560 bin metre kare doğal alanın ihaleye konu olması dikkat çekici. İhaleye konu edilen alanın 40 bin 986,6 hektarının 4.grup madenleri kapsıyor olması, bölgede başlayan altın madenciliğinin inanılmaz boyutlarda genişleyeceğine işaret ediyor. İhaleye konu olan doğal alanlar, Diyadin, Doğubeyazıt, Patnos, Eleşkirt, Hamur ve Taşlıçay ilçe coğrafyalarını kapsıyor. Öte yandan Erzurum coğrafyasında şirketlere ihale edilecek doğal alan miktarı ise 44 bin 396 hektar yani 443 milyon 960 bin metre kare.
3 ilde 1 milyar 104 milyon m2
Diğer yandan her ihalede rekor büyüklükteki doğal alanların ihale edildiği Sivas coğrafyasın da ihale edilecek alan miktarı 24 bin 550 hektar yani 245 milyon 500 bin metre kare. Bu üç ilde yağmaya açılan toplam alan miktarı 110 bin 402 hektar olurken, 64 şehrin toplamı olan 408 bin 377 hektar. Sadece üç il coğrafyasında ihaleye çıkarılan alan toplam alanın yüzde 27’sini yani 1 milyar 104 milyon 20 bin metre kare alanı kapsıyor olması, ihalelerin bölgeye dönük politikaların bir parçası olduğunu gösteriyor.
Yağma her koldan ilerliyor
AKP iktidarı ile birlikte çıkarılan torba yasalarla madencilerin ihtiyaçlarına göre 21 yıl içinde toplam 21 kez yasa ve yönetmeliklerde eklemeler ve değişiklikler yapıldı. ‘Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 5 Nisan 2023’te Resmi Gazete’de onaylanarak yürürlüğe girmişti. Kanunda “Madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine (Kamu kurumlarına) ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilecek” olması yağmanın her koldan ilerlediğini göstermekte.