AKP iktidarı doğal yaşamı sermaye çıkarına bağlayıp yerle bir edilmesinde hız kesmiyor. Temiz enerji iddiası ile büyük yıkımlara neden olan nadir element ve mineral madenciliğinde Eskişehir ilk hedef
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Eskişehir Beylikova’da bulunan dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri (NTE) rezervine sahip olduklarını belirterek, “Türkiye bu rezerviyle dünyada ilk 5 ülke arasına girebilecek bir potansiyele sahip. Bu, Eskişehir’in önünde çok ciddi bir hedeftir. Sanayinin gelişmesine imkân verecek bir alan. Şu andaki yoğun mesaimiz de bunu artık madene dönüştürecek, yani üretime geçilecek çalışmaları yürütmek” sözleri dikkat çekmişti.
Suudilerle ortaklık
Bakan Alparslan Bayraktar, 2023 Ağustos ayında Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bandar bin İbrahim Alkhorayef ile görüştüklerini ve madencilik alanında işbirliğinin önünü açacak bir mutabakat zaptına imza attıklarını söylemişti. Bayraktar, anlaşmanın elektrikli araçlar, güneş paneli gibi alanlarda yeni teknolojilerde ihtiyaç duyulan kritik madenlerle ilgili işbirliğini içerdiğine işaret etmesi Eskişehir ve diğer bölgelerde madenciliğin körfez şirketleriyle kolkola yürütüleceğini ortaya koymuştu.
BAE ile NTE madenciliği
Alparslan Bayraktar ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri Yatırım Bakanı ve Abu Dabi Kalkınma Holdingi CEO’su Mohamed Hassan Alsuwaidi ile bakanlıkta bir araya gelmiş ve daha önce imzalanan: kömür, GES, RES, HES, Hidrojen, Doğalgaz ve Nükleer enerjiyi içeren toplam 24 bin 500 MW’lık anlaşma ile madenler ve yeni teknolojiler kapsamında, ‘nadir toprak elementleri’ için (NTE) yapılan anlaşmaya hız verdiklerini açıklamıştı.
NTE ve Mineral madenciliği
Kapitalizmin neden olduğu iklim sorununu fırsata çevirip yeniden yüksek büyüme olanaklarını yaratma hedefi aralıksız sürüyor. Nadir Toprak Elementleri (NTE) ve mineral madenciliği, kapitalizmin ortaya çıktığından bu yana doğayı yerle bir eden madencilik düzeyini katbekat aşarak, ekolojik krizi çöküşe taşıyacak özelliğe sahiptir. Elektrik üretmek için rüzgar türbinleri ve güneş panelleri ile elektrikli araçların bugün tüketim oranıyla kıyasladığında aynı miktarda enerji sağlamak için konvensiyonel üretimlere göre doğal yaşamı yıkıma uğratacak 10 kat daha fazla madenciliğe ihtiyaç duyulacağı bir gerçekken, dünya da yaşanan yıkımları hatırlamak gerekiyor.
Eskişehir’i bekleyen bir örnek
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin güneyindeki Lubumbashi’de 2011’den bu yana Çinli Jinchuan Grubu’na ait olan Ruashi kobalt madenine karşı ayaklanmaya liderlik yapan Christophe Kabwita, kapısının 500 metre uzağında bulunan açık maden ocağının, kayaları haftada iki veya üç kez patlatmak için patlayıcılar kullanarak hayatlarını mahvettiğini söylüyor. BBC’ye konuşan Kabwita, patlama başlamak üzereyken sirenler, herkese elindeki işi bırakıp siper almaları için bir işaret olarak çaldığını söylüyor. Kabwita, “Sıcaklık ne olursa olsun, ister yağmur yağsın ister fırtına essin, evlerimizden çıkıp madenin yakınındaki bir sığınağa gitmek zorundayız” diyor. Bunun herkes için geçerli olduğunu, hastalar ve yeni doğum yapmış kadınlar da dahil olmak üzere başka hiçbir yerin güvenli olmadığını ekliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ