DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü İhsan Seylan, ’11 yılda en az 689 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Her 6 günde bir çalışan çocuk hayatını kaybetmekte, sorumlular ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamakta’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü İhsan Seylan, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği Günü’ne ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Sorumlular cezalandırılsın
Seylan konuşmasında, çalıştığı işyerinde asansöre sıkışarak yaşamını yitiren 11 yaşındaki Ahmet Direk Turan Haskiro ve Ankara Şereflikoçhisar’da yaşamlarını yitiren mevsimlik tarım işçisi 2 çocuk için sorumluların yargılanması gerektiğini kaydetti.
Çocuk işçiliği giderek artıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 12 Haziran 2002’de ilan ettiği “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü”nün 22’nci yılını geride bıraktığını hatırlatan Seylan, dünyada ve Türkiye’de işçileştirilen çocuk sayısında belirli dönemlerde azalma olsa da bu sayının arttığını dile getirdi.
Her 5 çocuktan biri işçi!
ILO verilerine göre dünyada 160 milyondan fazla çocuk işçi olduğunu vurgulayan Seylan şu bilgileri verdi: “Güvenilirliği ziyadesiyle şüpheli olan TÜİK’in verilerinde dahi çocuk işçi sayısının 850 binden fazla olduğu görülmektedir. Bu sayı, sendikaların verilerine bakıldığı takdirde ise 2 milyonu, yaz aylarında 4 milyonu, geçmektedir. Yani Türkiye’de her 5 çocuktan biri, oğlan çocuklarının ise 3’ünden birisi işçileştirilmiş durumdadır. Bu veriler yalnızca 15-17 yaş arasındaki çocukları kapsarken, 15 yaş altında çalışmak zorunda bırakılan çocuklara dair ise kamu otoriteleri tarafından 2020’den beri herhangi bir veri paylaşımı yapılmamaktadır. Ayrıca bu verilere mültecileştirilmiş çocuklar dahil değildir.”
Oy yaşı 18 iken işçilik yaşı 15
Çocukların işçileştirilmesinin esas sebebinin kapitalizm olduğunu belirten Seylan, “Türkiye’de işçileştirilen çocuklar, üretimi ayakta tutan bir olgu olarak varlığını korumaktadır. Türkiye’nin en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimi, çalışmak zorunda bırakılan çocuklardan oluşurken ‘çocuk işçilik’ sorunu yokmuş gibi bu alan, görünmez kılınmaktadır. Oy kullanma yaşı 18 iken çalışma yaşının 15 olduğu bir yerde çocukların işçileştirilmesi, bu sorunu ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
11 yılda en az 689 çocuk öldü
İktidarın politikalarının çocukların tehlikeli işlerde, kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda çalıştırılmasına zemin oluşturduğunu ifade eden Seylan yine cezasızlık politikalarının bu durumu arttırdığını belirtti. Seylan, “Sonuç olarak İSİG’in son açıklamasında son 11 yılda en az 689 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. AKP iktidarları döneminde bunun iki katıdır. Bu neye tekabül ediyor? Her 6 günde bir çalışan çocuk hayatını kaybetmekte, sorumlular ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamakta” şeklinde konuştu.
2 milyona yakın çocuk emek sömürüsüne maruz
Eğitimde 2012’de, 4+4+4 düzenlemesinin uygulamaya geçirilmesiyle çıraklık ve stajyerlik uygulamaları gibi düzenlemelerin yapıldığını hatırlatan Seylan, “2 milyona yakın öğrencinin bulunduğu MESEM’lerde çocuklar, ‘Bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ adı altında sermayedarların bir ‘memleket meselesi’ olarak gördükleri meslek liseleri vasıtasıyla yoğun emek sömürüsüne maruz bırakılmaktadır. Devlet bunu yasallaştırıyor, çocukları güvencesiz bırakarak sermayedarların hizmetine gönderiyor” dedi.
Atılması gereken adımlar
Seylan son olarak, “Bizler çocukların işçileştirilmediği, toplumsal üretim ilişkilerine sermayenin ihtiyaçları için değil; eşit ve toplumsal özneler olarak özgürleşmek için dahil olmalarını destekleyeceğiz” diyerek çocuk işçiliğine karşı atılması gereken adımları şu şekilde sıraladı:
“*Çocukları ucuz işgücü olarak gören ve bunun altyapısını oluşturan eğitim politikalarına son verilmelidir.
*Çocuk yoksulluğuna ve çocukların işçileştirilmesi ile ilgili bilimsel ve güvenilir düzenli veriler kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
*Çocuk çalıştıran kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.
*Yasadışı çocuk çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.
*Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, çocukların sağlık hakkı gasp edilmemelidir.
*Çocukların toplumsal özneler olarak özgürleşme mücadelesini sürdüreceğiz.”
Kaynak: MA