Kürt yazarlar, Kürtçe’nin resmi dil olması talebiyle oluşturulan Kürt Dil Platformu’na destek açıklamasında bulundu. Yazar ve okurlara büyük görev düştüğünü belirten yazarlar, ‘Yaşamımız yüzde yüz Kürtçe olmalı’ diyor
Lezgin Akdeniz /Bilal Güldem Diyarbakır-MA
Kürt Dil Platformu’nun çalışmalarına destek verenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Kürt dili üzerinde devam eden asimilasyon politikalarına karşı bir araya gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokrat Partisi- Bakur (KDP-B), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi ile Azadi İnisiyatifi’nden oluşan 9 Kürt partisi, “Kürt Dili Platformu” oluşturduktan sonra kampanya başlattı. Kürtçenin eğitim ve resmi dil olması talebiyle başlatılan kampanya kapsamında yol haritasının belirlemek için 10-11 Kasım’da Diyarbakır’da bir çalıştay düzenleyerek 3 çalışma grubu kurdu. Platformun Kürt halkında heyecan yarattığının altını çizen Kürt yazarlar, destek açıklaması yaptı.
Katkı sunmaya hazırım
Kürtçenin böyle bir oluşuma uzun süredir ihtiyaç duyduğunu ve geç kalınmış bir refleks olsa da olumlu sonuçlar vereceğini kaydeden şair Herdem Kırtay Tatlısoy, platformun kuruluşunu deklare etmesinden sonra gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Tatlısoy, “Bir Kürt kadını olarak bu konuda üzerime düşen görevi yapmaya hazır olduğumu söylemek istiyorum. Kürtçe yazan herkesin önceliği bu çalışmaya katkı sağlama arayışı olmalı” dedi. Kürt PEN üyesi Yazar Şeyhmus Sefer de, Kürt siyasetinin daha önce de dile yönelik kararlar aldığını ancak kararları alan parti yöneticilerinin siyasi çalışmalarını Türkçe ile yaptığını hatırlatarak bundan vazgeçilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kürt dilinin içinde bulunduğu mevcut koşullarda bundan sonra iktidara dönük istek ve taleplerin dile herhangi bir katkısının olmayacağını vurgulayan Sefer, “Bu saatten sonra değerlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalıyız. Ve yaşamımız yüzde yüz Kürtçe olmalı” dedi. Kürt sorununa yönelik bir çözüm modeli olarak sunulan, kendi dili ve hakları ile özel bir statüde olan Bask Bölgesinde geliştirilen eğitim modeli önerisinde bulunan Sefer, Birleşmiş Milletler (BM) ve UNESCO’ya çağrıda bulunarak Kürtçenin bir ulus dili olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sahip çıkılmalı
Yazar Mehmet Akdoğan da, “Kürtlerin açık olan tüm kurumları da aynı hassasiyetle Kürtçeye sahip çıkmalı” diye belirtti. Akdoğan, devletin uzun yıllardır bölgede sistematik olarak yürüttüğü asimilasyon politikalarının Kürtçenin nefesini boğma aşamasına geldiğine vurgu yaparak kamusal alanda Kürtçenin hakim kılınmasıyla bu Kürt dilini öldürme teşebbüsünün önünü kapatacağını ve dilde bir gelişmeye yol açacağını hatırlattı. Yayıncı ve Yazar Mehmet Çakmak ise, platformun Kürtçe için endişesi ve arayışı olanların aktif bir şekilde pratikler sergilemesi için gerekli zemini yaratacağına inandığını söyledi. Kürt yayınevlerinin platforma ayrıca sevindiğini belirten Çakmak, Kürt yayıncılarının böyle bir atağa ihtiyacın olduğunu anımsattı. Uluslaşmanın olmazsa olmazı dil olduğunu sözlerine ekleyen Çakmak, dilin yok olmasıyla bir ulustan bahsedilemeyeceğini ifade etti. Kürtçe için radikal kararların alınmasının zamanı geldiğini aktaran Çakmak, “Kürt yayıncılar, yazarlar, okuyucular ve bu platforma çok güçlü bir destek vermeli” dedi.