Avrupa Parlamentosu seçimleri sona erdi. Bugün seçim sonuçlarıyla ilgili ilk veriler gelmeye başlayacak. Ancak sonuçlarla ilgili resmi açıklama ise 19 Haziran günü yapılacak. Avrupa Parlamentosu’nda sağcıların iktidarını sosyal demokrat ve liberaller yerine faşist gruplarla paylaşması beklenirken; seçim sonrasında ismi en çok geçecek kişilerin başında İtalya Başbakanı Meloni olacağa benziyor. Sadece Avrupa’da değil, neredeyse tüm dünyada pek çok kişiyi şaşırtan Meloni, aslında birdenbire ortaya çıkmış bir siyasi figür değil. Gelin onu biraz daha yakından tanıyalım:
Giorgia Meloni, 15 Ocak 1977 günü Roma’da doğdu. Babası, 1978’de Giorgia bir yaşındayken aileyi terk ederek Kanarya Adaları’na taşındı ve yeniden evlendi.
Meloni, Roma’nın işçi sınıfı mahallesi Garbatella’da büyüdü ve bebekken ailesiyle birlikte yaşadığı daha varlıklı evin, babasının ayrılmasından birkaç yıl sonra bir yangında yok olmasının ardından buraya taşındı. Yetiştirilme tarzı ailesi tarafından yoksul olarak tanımlanmakta.
Meloni, İtalya’da İkinci Dünya Savaşı sonrasında yasaklanan faşist partinin ilk örgütlenme girişimi 1946 yılında kurulan İtalyan Sosyal Hareketi’nin (MSI) gençlik kolu Gençlik Cephesi’ne -15 yaşındayken- 1992 yılında katıldı. İtalyan Sosyal Hareketi’nin 1995 yılında dağılması üzerine kurulan Ulusal İttifak (AN) isimli faşist örgütün gençlik hareketi olan Öğrenci Eylemi’nin ulusal lideri olduğunda takvimler 1995 yılını gösteriyordu.
Buradaki faaliyetlerinin ilk meyvesini 1998 yılında Roma Eyalet Meclisi’ne seçilmesiyle aldı. Geçimini sağlamak için garson ve barmen olarak çalışmaya başlayan Meloni, AN’nin ilk gençlik kadın lideri seçildi. Yine partisi AN’den 2006 seçimlerinde İtalya Temsilciler Meclisi’ne seçildi.
İtalyan meclisindeki parlamenterliğinin sadece üçüncü yılında -2008 yılında- dördüncü Berlusconi hükümetinde Gençlik Bakanı olarak atandı. AN’nin dağılması üzerine yeni bir faşist örgütlenmeye gidildi ve Meloni böylece 2012 yılında kurucuları arasında yer aldığı “İtalya’nın Kardeşleri” partisinin liderliğine 2014 yılında seçildi.
Ancak ne 2014 yılında katıldığı Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ne de 2016 yılında katıldığı Roma Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarılı olamadı. Bu başarısızlıklar onu yıldırmadı ve 2018 yılında katıldığı genel seçimlerde yine Temsilciler Meclisi üyeliğini kazandı ve dahası mecliste muhalefet lideri oldu.
2019 yılında katıldığı Avrupa Parlamentosu seçimlerinde nihayet başarılı oldu. Dahası orada da 2020 yılında kurulan “Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular” grubunun lideri oldu. Şimdi AP’de biri Fransa’dan Le Pen’in başını çektiği, diğerinin de Meloni’nin başını çektiği iki faşist grup var.
İtalya’da 2022 yılında yapılan genel seçimlerinde İtalya’nın Kardeşleri partisi birinci oldu. İki sağcı partiyle, seçim öncesi yapılan anlaşma gereği, Meloni başbakan oldu. 2022 yılının Ekim ayından bu yana Meloni, İtalya’nın ilk kadın başbakanı olarak görev yapıyor.
Başbakan olmasına rağmen, partisinin daha fazla üye kazanması amacıyla bu yıl da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olan Meloni, seçim sonrasında yeniden daha da sağcı şekillenecek AP yönetiminde Fransa’dan Le Pen ile birlikte ağırlığını koyması bekleniyor.
Meloni, kendisini Hristiyan ve muhafazakâr olarak tanımlarken ve “Tanrı, vatan ve aileyi” savunduğunu iddia ediyor. Ötanaziye, eşcinsel evliliğe ve LGBT ebeveynliğine karşı çıkıyor ve çekirdek ailelerin yalnızca erkek-kadın çiftler tarafından yönetilmesi gerektiğini söylüyor. Söyleminde femonasyonalist retorik ve küreselcilik eleştirisi yer alıyor. Meloni göçü durdurmak için deniz ablukasını destekliyor ve bu yüzden yabancı düşmanı ve İslamofobik olarak görülüyor.
NATO’nun bir destekçisi olan Meloni, Avrupa Birliği’ne ilişkin Eurorealist olarak tanımladığı Avrupa şüpheci görüşlerini sürdürüyor ve 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önce Rusya ile daha iyi ilişkilerden yanayken, işgalden sonra Ukrayna’ya silah göndermeye devam edeceğini taahhüt etti. Meloni, 2020’de Mussolini’nin İtalyan Sosyal Cumhuriyeti’nde ırkçı propaganda yapan ve MSI’nin kurucularından olan kabine şefi Giorgio Almirante’yi övmüştü.
2022 seçimlerine girerken, sağcı partiler seçim sonrası sağcı bir koalisyon hükümeti kurma ve bu koalisyonun başbakanının en çok oy alan partinin lideri olması konusunda anlaştıkları için Meloni’nin başbakanlığı hiç tartışılmadı. Kendisinin faşist bir partinin lideri olmadığını iddia eden Meloni, kendi partisinin ABD’deki Cumhuriyetçi Parti ya da İsrail’deki Likud Partisi’ne benzetiyor. AP’de işbirliği yaptığı parti ise Polonya’daki aşırı sağcı Hukuk ve Adalet Partisi.
Meloni 2015 yılında, Mediaset TV kanalları için çalışan bir gazeteci olan Andrea Giambruno ile bir ilişkiye başladı. Çiftin, 2016 yılında doğan bir kızları var. 20 Ekim 2023’te Meloni, Striscia la notizia adlı televizyon programı tarafından yayınlanan ve bir kadın meslektaşına üçlü seks teklifinde bulunmak da dahil olmak üzere cinsiyetçi ve şovenist yayın dışı açıklamalarının ardından Giambruno’dan ayrıldığını duyurdu.
Kendisi bir Katolik ve dini kimliğini kısmen ulusal markasını oluşturmaya yardımcı olmak için kullanıyor. 2019 yılında Roma’da düzenlenen bir mitingde yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Ben Giorgia’yım. Ben bir kadınım, ben bir anneyim, ben İtalyan’ım, ben Hristiyan’ım.” Ancak Hristiyan inançlarına ve geleneksel aile değerlerini savunmasına rağmen Meloni, çocuğunun babasıyla evlenmemişti.
Günümüzde faşistlere pek “faşist” denmiyor! “Aşırı sağcı”, “popülist” bu konuda kullanılan sıfatlardan ikisi. Hatta açıkça faşist olduğu konusunda hemfikir olunan partiler için bile genelde “neofaşist” sıfatı tercih ediliyor. Meloni de, açıkça faşistlerin tarihine sahip çıktığı halde, kendisini faşist olarak görmediğini belirtirken, Katolik olması beklenen kendi aile anlayışı da oldukça ‘neo’…