Yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bekir Kaya’nın eşi Aslı Kaya, Kaya’nın tutuklanmadan önce kendisine ”Bu koltuklara talip olduysak bunun bedelini de ödememiz gerekiyor. Kendimi aileme değil bu halka karşı sorumlu hissediyorum” dediğini belirtti.
Kürt siyasetçilerine dönük başlatılan tutuklama furyası ile cezaevine konulan önemli isimlerden biri Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bekir Kaya oldu. 17 Kasım 2016 tarihinde evine yapılan baskınla gözaltına alınmak istenen Kaya, evinde bulunamadı. Ancak O, birçok kişinin olası sonucu öngörerek “gitme” ısrarında bulunmasına rağmen hemen belediyeye giderek, burada yapılan aramalara katıldı. Belediyedeki arama sonrası gözaltına alınan Kaya, aynı gün içerisinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklanmasından 2 saat sonra ise İçişleri Bakanlığı tarafından belediyeye kayyum atandı. Hakkında hazırlanan iki ayrı iddianamede belediyenin yaptığı köprüden, yoksullara yapılan sosyal yardımlara kadar neredeyse her şey suç isnadı olarak yer aldı.
8 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti
Kaya, belediye çalışmaları nedeniyle yargılandığı Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Ekim günü görülen son duruşmasında Kararını açıklayan mahkeme heyeti Kaya’ya, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama”, “Örgüt üyesi olmak”, “Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma” ve “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” iddialarıyla 8 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Yine bu davadan birkaç gün önce görülen ve Kaya’nın sanıkları arasında bulunduğu “KCK Van Ana Davası”nda da 8 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
‘Bavulu bile hazırdı’
Bekir Kaya’nın tutukluluğunun ikinci yılında eşi Aslı Kaya, Mezopotamya Ajansı’nandan Adnan Bilen’e konuştu. Yapılan belediye baskınında Eşinin de tutuklanacağını çok iyi bildiklerini Aslı Kaya, “Sonu ne olursa olsun tercihini kalmaktan yana kullanacağını biliyorduk. Tutuklanmadan bir gün önce bana ‘Biz bu koltuklara talip olduysak bunun bedelini de ödememiz gerekiyor. Kendimi aileme değil bu halka karşı sorumlu hissediyorum. Ben bu halkı yalnız bırakıp gitmeyeceğim’ dediğini” aktardı. Kaya, öyle ki eşinin cezaevine götüreceği bavulunu bile öncesinde hazırladıklarını belirtti.
‘Böyle olacağını ikimiz de biliyorduk’
Nitekim 17 Kasım günü sabah erken saatlerde evlerine baskın yapıldığını hatırlatan Kaya, o gün ve sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Bekir’e eve baskın yapıldığını söyledim. O da kaldığı yerden gelerek belediyeye gideceğini söyledi. Ben ‘gitme’ dememe rağmen, o ısrarla ‘Belediyeye operasyon yapılıyor. Benim orada olmam gerekiyor’ diyerek belediyeye gitti. Zaten aramalardan sonra da gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarıldığında defalarca kez onunla görüşmek için izin istedim ama bana izin vermediler. Hatta ifadesinin alındığı kattan bile dışarı çıkarıldım. Sonra tutuklama kararı çıkınca Bekir’in de ısrarı ile ayaküstü onunla görüştüm. Bekir bana; ‘Deniz ve Rojar (çocukları) sana emanet. Ne yapalım böyle olacağını ikimiz de biliyorduk’ diyerek gitti.”
‘Deniz’i görmüyor ama nasıl büyüdüğünü görsün’
Eşi tutuklandığı gün 7 buçuk aylık hamile olan Kaya, bu nedenle uzunca bir süre eşinin görüşüne de gidemedi. Oğlu Deniz doğduktan sonra da yine bir müddet cezaevine gidemeyen Aslı Kaya, “Bekir, yeni doğan oğlunu iki yılda sadece 15 dakika gördü, o da camının arkasından. Ben de Deniz’in her halinin olduğu 60 fotoğraf gönderdim. Deniz’i görmüyor ama en azından nasıl büyüdüğünü görsün istedim. Ama cezaevi yönetimi o fotoğraflardan 10 tanesini seçmesini istemiş ve sadece 10 adet verilmişti” bilgisini verdi.
‘Hukuk yok ki düşman hukuku olsun’
Bekir Kaya’nın kolay kolay bırakılmayacağını bildiğini ama yine de hani belki bir hukuk işler diye az da olsa umutlu olduğum zamanlar olduğunu söyleyen Kaya, ancak verilen ceza kararlarının başından beri düşündüklerini doğruladığını kaydetti. Kaya, bu konudaki duygu ve düşüncelerini ise şu sözlerle dile getirdi: “Kime sorarsan böyle bir dosyadan cezanın çıkmayacağı yönündeydi hatta duruşmaya gelen birçok insan tahliye bile bekliyordu. Bazen düşman hukukundan söz ediliyor ama ben bunu kabul etmiyorum. Hukuk yok ki, düşman hukuku da uygulansın…”
‘Biz yalnız değiliz’
Sonuna kadar Bekir Kaya’nın bu kararının arkasında olduklarını ifade eden Kaya, “Evet, biz sıkıntı yaşayacağız, çocuklarım sıkıntılar yaşadı, yaşayacaklar ama ben de Bekir gibi bunun bu halk için kazanım olacağını düşünüyorum. Biz yalnız değiliz ki, binlerce aile aynı durumu yaşıyor. Bizim gibi ailelerin imkanları var ve en azından görüşe gidebiliyorlar. Bazı ailelerimiz maddi imkansızlıklar nedeniyle çocuklarının görüşüne bile gidemiyorlar. Bu kadar ağır mağduriyetlerin yanında bizim bu konuda söz söyleme hakkımız bile olmamalı” dedi.
‘Bekir’in yokluğunu hissediyorum’
Buna rağmen, “Van sokaklarına çıkınca hep Bekir’in yokluğunu hissediyorum” diyen Aslı Kaya, aynı zamanda her gün sokaklarda halkın yarattığı değerlerin nasıl heba edildiğine, halkın emeğine, alın terine el konulmasına şahitlik etmesinin de üzüntüsü içerisinde.
‘Büyük kazanmak için büyük direnmek gerekiyor’
Sokakta kendisini gören kent halkının eşinin durumunu sorup üzüntülerini paylaştığını söyleyen Kaya, son olarak şunları dile getirdi: “Bu duruşu onu çok daha saygın kılıyor. Biz de onun halkına karşı olan bu duygusuna saygı duyup, onur duyuyoruz. Bekir Kaya hiç şikayet etmeyen ve asla kendini tüketmeyen bir insan. Asla birileri onu alkışlasın diye bir şey söylemez ve yapmaz. Bekir Kaya’nın dediği gibi; ‘Büyük kazanacağız ve her şey çok güzel olacak’. Ama bunun için de direnmek gerekiyor. Ben güzel olacağına inanıyorum, inanmak istiyorum.”