Bazı insanlar vardır ki; isminin geçtiği yerde zihinlerde sevgi ve saygıya dair bir imge oluşur hemen, yürekte ferahlatıcı bir abi sıcaklığı hissedilir. Sevgili Dr. Mahmut Ortakaya böyle bir değerimizdir. Ona çevresince atfedilen ‘Abi’ sıfatı yaştan öte, birikimi, donanımı, bilgeliği ve duruşundaki muhkemliğiyle ilintilidir.
Yakın zamanda onunla ilgili biyografik bir kitap yayımlandı.
Bir vefa örneği olarak arkadaşlarının görüş ve anılarını da içeren bir kitaptan söz ediyorum… “TTB’ye Adanmış Bir Ömür” adıyla yayınlanan bu biyografik kitabı doktor–hukukçu Ö. Özkan Özdemir kaleme almış. (Ayrıntı Yayınları-2024-İstanbul)
Kitabın sadece TTB’ye değil, bir coğrafyaya, barışa, insan haklarına adanmış bir ömür olarak okunması gerek aslında.
Evet. Bu kitap başta yazarı olarak Ö. Özkan Özdemir ile arkadaşlarının, meslektaşlarının Mahmut Ortakaya’ya gösterdikleri vefanın bir belgesi… Aynı zamanda bilgeliğin, yüce gönüllülüğün, iyi hekimliğin, insan hakları ve barış savunuculuğunun, insan onurunun hak ettiği bir hürmetin vefası…
Bu kitap sadece biyografik bir kitap değil aynı zamanda yakın tarihle ilgili bilgiler de barındırıyor.
Mahmut Hoca, nevi şahsına münhasır dedikleri türden özgün bir kişiliktir. Özgürlük, eşitlik, adalet, hak ve hukuk sevdalısı. Her konuda evrensel düşünce perspektifinde, insan hakları ve demokrasiden yana bir duruş gösterdi hep.
İnsanı temel alan ve barış konularındaki duyarlığıyla her ortamda doğrularını ifade etmekten geri durmaz. Söylemi özgün, ufuk açıcı ve derinliklidir. En olumsuz anlarda bile umut aşılayan bir retorik kullanır. Sohbetlerinde kendinizi arınmış hissedersiniz.
***
Onun yaşam öyküsü de dersler alınacak mücadeleler içerir: Mahmut Ortakaya 1938 Siverek doğumlu. İlk ve ortaokulu Siverek’te okumuş. O dönemde Siverek’te lise olmadığı için parasız yatılı sınavını kazanarak lise öğrenimini Antep’te bitirmiş, ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra mecburi hizmet gereği ve kendi tercihiyle Mardin– Cizre’ye tayin olur. Orada muayene sırasında Türkçe bilmeyen hastalarıyla anadillerinde (Kürtçe) konuştuğu için bir ay sonrasında isteği dışında Erzincan –Kemah ilçesi 14 haneli Alp Köyü’ne sürgün edilir.
Mecburi hizmetini tamamlayıp Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ve Tüberküloz Kliniği’nde ihtisasını tamamladıktan sonra çeşitli yerlerde çalışır.
1976-2003 yılları arasında Diyarbakır Verem Savaş Derneği Başkanlığı, 1990-1994 yıllarında Diyarbakır Tabipler Odası Başkanlığı görevlerinde bulunur.
***
Meslek yaşamı ve insan hakları alanında yapmış olduğu başarılı hizmetlerinden dolayı birçok ödül sahibi.
Meslek etiği ve sosyal yaşam içindeki duruşuyla çevresinde sevilen ve saygı duyulan bir halk bilgesi konumunda olan Ortakaya, bilgi ve birikimini toplum için en yararlı biçimde kullanmış, bunu hem kuşakdaşları hem de sonraki kuşaklara aktarabilmiştir.
Olay ve olgulara evrensel bazda filozofik bir bakış açısıyla bakması bilgeliğinin temelini oluşturur.
İnsanı merkez almayan hiçbir yapının insanlığa mutluluk getiremeyeceği görüşünden hareketle evrensel düşünce sistematiğini rehber edinmiş bir düşünce insanı, bir bilge olarak sorunların çözümünde her zaman barışçıl bir dil kullanmıştır.
Ona göre, asimilasyon politikası bir zulüm politikasıdır. Diline, kültürüne, eşitlik ve özgürlüğe sahip çıkmak bir onur meselesi ve en temel haktır. Bu yüzden Kürt sorununu bir onur meselesi olarak görür ve değerlendirir.
Olay ve olguları kendi bağlamında analiz etme yeteneğinin yanında oluşturduğu aforizmaları günümüzde anonim hale dönüşerek kullanılmaktadır.
İş hayatındaki mesleki etik alanındaki duruşuyla dönemindeki, çevresindeki ve sonraki kuşak meslektaşlarına örnek olmuş bir hekimdir O. Bunu en iyi meslektaşları ve hastaları bilir.
Son cümlemiz Ona bir selam uçurmak olsun.
Bize ve hayata kattığınız değerler için sonsuz teşekkürler Mahmut Abi. İyi ki varsınız.