Kürt coğrafyası, dünyanın birçok sömürge ülkesi gibi sermaye çıkarları uğruna yok oluşa bağlanırken, Şirnex’te süren petrol üretimleri ile Nijerya’da yok edilen Nijer Deltası arasındaki benzerlik dikkat çekiyor
Yusuf Gürsucu
Şirnex’te sömürge uygulamalarının tipik örnekleri yaşanırken, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bölge coğrafyasını delik deşik edip adeta yok oluşa bağlıyor. Sondaj çalışmalarını aralıksız sürdüren TPAO elde edilen veriler doğrultusunda petrol üretimleri için dünya petrol tekelleriyle de kol kola girerek bölgeyi yerle bir etmeyi sürdürüyor. Bölge halkına hiçbir katkısı olamayan ve yaşam alanlarının işgali ile süren petrol sondajlarıyla bölgenin ekosistemi büyük bir yıkım yaşıyor. Nijerya ile Kürdistan coğrafyasının benzer sonuçlarla yüz yüze olması dikkat çekiyor. Nijerya Afrika’nın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi. Ancak bu üretimlerin şirketler eliyle yurtdışına taşınıyor. Ve işlenerek benzin ve motorin olarak yeniden ithal ediliyor. Nijerya Afrika’nın en büyük ithalatçı ülkesi olurken, petrolün çıkarıldığı Nijer Deltası’nda 70 km2 doğal alan yok edildi.
Gabar cehenneme dönüşüyor
İktidarın basın yayın organlarında, Türkiye’nin enerji üssü olması hedefi doğrultusunda adımlar atıldığı Gabar Dağı’nda petrol üretiminin giderek arttırıldığı reklamları yapılıyor. Bu yayınlarda, geçmişte ‘Cehennem Deresi’ olarak nitelendirilen bölgenin ‘Cennet Deresi’ olarak anılmaya başlandığı iddia edilirken, bölgenin sermaye için bir ‘cennet’ doğal yaşam ve halk içinse tam bir cehenneme dönüştüğü izleniyor. Günlük petrol üretiminin 42 bin 500 varile yaklaştığı ve üretimin Haziran sonuna kadar 50 bin varile çıkacağı ve yılsonu hedeflerinin de 100 bin varil olduğu ifade ediliyor. Bölgeden Hezex’e (İdil) kadar sevkiyat için 37 kilometrelik boru hattının inşasının başladığı ve petrolün bu yeni hat ile Hezex’ten Adana Dörtyol ve Ceyhan’a ulaştırılacağı belirtiliyor.
Dünya tekelleriyle kolkola
Kolonyalist anlayışla doğal yapısı yerle bir edilerek insansızlaştırılmaya çalışan bölge sermaye iktidarı AKP’ye yetmiyor ve eli tüm Kürt coğrafyası üzerinde dolaşırken, uluslararası sermayeyi ortak ederek yağma sürecini genişletiyor. Bu bağlamda Kanada merkezli enerji devlerinden Trillion Energy petrol çıkarmak ve petrol alanlarını geliştirmek için Şirnex’te çalışmaya başlaması yağmanın boyutunu gösteriyor. Diğer yandan Irak Federe Kürdistan Bölgesinin’de Türkiye ve diğer birçok yabancı şirket eli ve KDP ortaklığıyla sömürgeleştirilmiş olması dikkat çekiyor.
Sermaye için dikensiz gül bahçesi
Şirnex’te yapılan yerel seçimlerde taşıma seçmenle halkın iradesini gasp eden iktidarın bölgeye dair bu planlarında belediyeye kolaylaştırıcı rol verilerek Şirnex’te sömürgecilik uygulamaları büyütülerek genişletiliyor. Gabar Dağı, 4 yıla yakın süredir korucular eliyle 68 orman alanında ağaçların kesilip ekolojik yıkım yaratıldı ve bu yıkımlara son 3 yılda 41 ayrı ormanda eklendi. Besta Bölgesi ile Cudi ve Gabar dağlarında 4 yıldır asker gözetiminde ve tüm adımların bölgede Kürt halkının yaşadığı coğrafyayı terk etmesini sağlayıp, sermaye için dikensiz gül bahçesi yaratılmak istendiği artık gizlenemiyor.
‘Sizin refahınız, bizim ölümümüz’
Afrika’nın petrol ve doğal gaz zengini ülkesi olarak nitelenen Nijerya’da, üretilen tüm petrol ve doğal gaz şirketler eliyle ihraç ediliyor. Ülkede çok yetersiz olan rafineri nedeniyle petrol ürünleri ithalatına yıllık 25 milyar dolar harcandığı bildirildi. Nijerya ulusal basındaki haberlere göre, ülkenin ticari şehri Lagos’ta düzenlenen “Öncü Ekonomi Söylemi” başlıklı programda, Nijerya Devlet Başkan Yardımcısı Kashim Shettima’nın açıklaması okunurken, 2022 yılında Nijerya hükümeti devlet tarafından işletilen Nijerya Ulusal Petrol Şirketi’ni (NNPC) özelleştirmiş olması bölgedeki yağmanın nedenlerini ortaya koyuyor.
25 milyar dolar benzin ithalatı
Shettima, açıklamasında, Nijerya’nın petrol ürünleri ithalatına yılda 25 milyar dolar harcadığını kaydetti. Hükümetin Nijeryalıların hayatını kolaylaştırmak için çaba sarf ettiğini belirten Shettima, hükümetin desteği ve devlete ait rafinerilerin yenilenmesi sayesinde ülkenin petrol ürünleri ithalatına yakında son verileceği iddia edildi. Nijerya, Afrika’nın en büyük petrol üreticisi olmasına rağmen rafineri sayısının yetersizliği nedeniyle akaryakıtın neredeyse tamamını ithal ediyor olması bölgenin sömürge ülkelerinden biri olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
70 bin km2 alana kıyıldı!
Nijerya’nın zengin petrol yatakları bulunan bölgesi Nijer Deltası’nda yaşanan büyük yoksulluğun nedeni çevre kıyımının doğrudan sonucu olarak nitelenmekte. Petrol çıkarımı halkın gelecekteki refahına bir temel olacak vaadiyle 1958 yılında başlanmış, ancak vaat edilen nimet lanete dönüştü. Bölge halkının 1958 yılından bu yana “Bizim petrolümüz, sizin refahınızken, petrolümüz bizim ölümümüz ve imhamızdır!” sloganını kullanıyor Nijer Deltası’nın yaklaşık 70.000 km² büyüklüğündeki alanı dünyadaki en kirli bölgelerden biri olurken, bunun sonuçları ise yıkım, istimlak, yoksulluk ve sosyal dışlanma olarak büyümeye devam ediyor.