PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin insan hakları ihlali olduğunu belirten Prof. Marco Sassoli tecridin sorumluluğunun AK Bakanlar Komitesi’nde olduğunu belirtti
25 yılı aşkın bir süredir İmralı Ada Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 39 aydır haber alınamama hali devam ediyor. İmralı’da yaşanan mutlak iletişimsizlik karşısında ise başta Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) olmak üzere yetkili kuruluşlar sessizliğini koruyor.
Uluslararası hukuk çalışmalarıyla dünyaca isim yapmış Uluslararası Hukukçular Komiseri ve Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Profesörü Marco Sassoli, tecridin hukuksal boyutuna ilişkin Fırat Haber Ajansı’ndan (ANF) Serkan Demirel’e konuştu.
AK Bakanlar Kurulu sorumlu
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarına ilişkin konuşan Sassoli, “Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de belirttiği gibi insan haklarının ihlalidir, çünkü hüküm giymiş mahkumların bile insani muamele görme hakkı vardır. Tecrit altında tutulmak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Benzer şekilde, mahkumların aile ziyareti ve avukat görüş hakları vardır. AİHM, daha önce zaten Öcalan’ın durumunda bazı noktalarda ihlaller tespit etmiştir. Ancak Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye gönderecek bir ordusu yok. Dolayısıyla Türkiye bu kararlara uymazsa, Avrupa Sözleşmesi sistemi uyarınca, karar vermek Bakanlar Komitesi’ne sorumluluğundadır” diye belirtti.
‘Avrupa tehditlere boyun eğiyor’
Birçok devletin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu söyleyen Sassoli, “Türkiye 2 milyon Suriyeli mülteciyi Avrupa’ya göndermekle tehdit ediyor. Hatırlayacağınız üzere, bunu çok defa dile getirdiler. Dolayısıyla insan haklarını korumak isteyen devletler bile tuzağa düşmüş durumdalar çünkü Türkiye onlara “bizi çok fazla eleştirirseniz kapıları açıp mültecilerin Avrupa’ya gitmesine izin veririz” diyor. Türkiye, Avrupa’yı illegal bir durumla tehdit etmiyor. Mültecilerin Avrupa’ya gitmesine izin vermek insan hakları ihlali değildir. Yani açıkça söylemek gerekirse, Türkiye, Avrupa’yı nükleer silah göndermekle tehdit etmiyor.
İnsan hakları ihlali olmayan bir şey yapmakla tehdit ediyor. Yasak olmayan bir şeyi yapmakla, ayrılmak isteyen insanların gitmesine izin vermekle tehdit ediyor. Avrupa’da bu tehditler karşısında Türkiye’de yaşananlara sesiz kalmayı tercih ediyor” dedi.
‘Bu tecrit bir işkencedir’
Bu tecrit bir işkence olarak görülebilir diyen Sassoli, “Avrupa Mahkemesi, hatırlayacağınız üzere, İsviçre’de görülen bir davada bile, Almanya’daki Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun İsviçre’de insan öldürmekten tutuklanan bir üyesinin tamamen tecrit altında tutulmasına dönük bir karar vermişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bunun bir tür işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele olduğuna hükmetti. Ancak işkence ile insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele arasında çok teknik bir fark vardır. İşkence belirli bir amaç gerektirir ve Abdullah Öcalan’dan bilgi almaya çalıştıklarını ya da sadece onu veya bir başkasını aşağılamaya çalıştıklarını söylemek mümkün mü bilmiyorum. Her halükârda, bunun insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele olduğunu düşünsek bile, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından tüm bu uygulamalar yasaklanmıştır” diye konuştu.
‘CPT, İmralı’ya girme hakkına sahip’
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) tecritteki sorumluluğunu nasıl ele alan Sassoli, “CPT istediği zaman İmralı’yı ziyaret etme hakkına sahip. Daha önce burayı ziyaret edebilmiş ve ardından Türkiye’ye hitaben bir rapor hazırlanmıştı. Devletin kabul etmesi halinde rapor kamuoyuna açıklanabilir. Geleneksel olarak tüm devletler raporun açıklanmasına onay vermesi gerekir. Ancak, şimdi görünüşe göre Türkiye İmralı’ya dönük son raporun yayınlanmasını kabul etmemiş” ifadelerini kullandı.
Marco Sassoli kimdir?
Aktüel olarak Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslar Hukuk Profesörlüğü görevi ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ) Komiserliği görevi de yürüten Prof. Marco Sassoli, uluslararası insancıl hukuk alanında yaptığı çalışmalarıyla dünyaca tanınan bir isim.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı’nın uluslararası insancıl hukuk alanındaki gönüllü danışmanlığını görevini de yürüten Prof. Marco Sassoli, aynı zamanda Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Moskova Mekanizması misyonunun bir parçası olarak Ukrayna’da yaşanan insan hakları ihlallerini raporlamak için görevlendirilen üç uzmandan birisi. Yakın döneme kadar Cenevre Uluslararası İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku Akademisi (Geneva Academy) direktörlüğünü üstlenen Prof. Sassoli, uzun yıllar Uluslararası Kızıl Haç Örgütü çatısı altında da çalışmalar yürüttü.
HABER MERKEZİ