Pertev Naili Boratav ve Korkut Boratav ismini sol çevrelerde duymayan ya da bilmeyen yoktur herhalde. Ekonomi konusunda bir sorumuz olsa, bugünlerde başvurmak istediğimiz kişilerin başında Prof. Korkut Boratav gelir, bizim cenahtaki gazeteciler tarafından.
Bizim gibi yaşını almış nesil ise, ülkemizin yetiştirdiği en önemli sosyologlardan Prof. Pertev Naili Boratav’ın 1950’lerde NATO’ya girebilmek için uydurulan komünist tevkifatı yüzünden nasıl küstürülüp, Fransa’ya gidişini ve bir daha ülkeye geri dönmeyişinin öyküsünü buruk bir şekilde bilir.
Ancak Boratav ailesinden biri daha varmış ki, O’nu şimdiye kadar fark etmediğime ya da tanımadığıma çok üzüldüm: Müeyyet Boratav… Geçenlerde İmge Kitabevi’nin üst kata taşınması esnasında Refik Tabakçı ile kitaplar üzerine sohbet ederken, bir kitabı fark ettim: Sakıncalı Doktor.
Bir biyografi, hem de bir hekimin yaşam öyküsü. Önce Tıbbiye, sonra da Mülkiye’de okumuş biri olarak hemen dikkatimi çekti ve kitabı alıp, bir solukta okudum. Kitabın ilk baskısı ve diğer iki baskısı yani üç baskısının tümü 2006 yılında yapılmış. Böylesi bir çalışmadan sizin de haberiniz olsun isterim. İsterseniz önce size Sakıncalı Doktor’u anlatayım:
Ahmet Müeyyet Boratav, 11 Şubat 1922’de Bolu’da doğdu. Babası Kaymakam Abdurrahman Naili Efendi, annesi Sıdıka Türegün’dü. Kökleri Konya’nın Ibradı ilçesine uzanan, çoğunlukla hukukçu olan bir aileden gelmekte. Ağabeyi Prof. Dr. Pertev Naili Boratav; kardeşi Dr. Can Boratav.
İlkokulu Mudurnu ve İstanbul’da okuyan Boratav, son sınıfa kadar Pertevniyal Lisesi’ne devam etti, son sınıfı Konya Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ne giren Boratav, fakülte yıllarında İlerici Gençlik Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı.
Süleymaniye Camii’nin minaresine 1944 yılında “Saraçoğlu Faşisttir” yazılı bir pankart asma girişimiyle ilgili olarak tutuklandı. Elli arkadaşıyla birlikte sekiz ay yirmi gün Sansaryan Han’daki Siyasi Şube’de sorgulandı. İki yıl Tophane Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldı. 1947’de sonuçlanan davadan sonra Adana’nın Kozan ilçesine sürgüne yollandı.
Sürgünde iken Kozan Devlet Hastanesi’nde gönüllü asistan olarak çalıştı. 1948 yılında, İstanbul’da Bakırköy Akıl Hastanesi’nde Dr. Mazhar Osman’ın asistanı olarak çalışmaya başlayan Boratav, uzmanlığını tamamlayamadan asker kaçağı olarak gözaltına alındı ve Zara’daki “Sürgün Alayı”na yollandı. Orada “Er Doktor” olarak sağlık hizmetleri görevini yürüttü.
Yakacık Sanatoryumu’nda göğüs hastalıkları ve dâhiliye ihtisasına 1952 yılında başladı. 1953’te Kasımpaşa’daki muayenehanesini açtı. İhtisasını 1955 yılında tamamladı. Hemen ardından 6-7 Eylül Olayları’yla ilgili olarak düzenlenen “komünist tevkifatı”nda tutuklandı ve Harbiye Cezaevi’nde üç ay hapis yattı.
Müeyyet Boratav, 1958 yılında, Verem Savaş Dispanseri’ne girdi ve 1959’dan 1998’e kadar Zeytinburnu Verem Savaş Dispanseri’nin başhekimliğini yaptı. Onun 39 yıllık başhekimliği döneminde Zeytinburnu Dispanseri, sekiz-on kişilik kadrosuyla yılda yaklaşık 50 bin kişiyi verem taramasından geçirdi ve bu sayının yaklaşık yüzde birinin tedavi çalışmalarını yürüttü.
12 Mart 1971 askeri muhtırasıyla başlayan dönemde ihtiyaten gözaltına alındı ve yine Sansaryan Han’da 10 gün tutuldu. 1970’li yıllarda İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu’na seçildi ve 1980’lerde Onur Kurulu’nda görev aldı. Ağırlıklı olarak geçim sıkıntısı içindeki Hacıhüsrev sakinlerinin tedavi için geldikleri Kasımpaşa’daki muayenehanesini 83 yaşında kapattı.
Ahmet Müeyyet Boratav’ı, 14 Ağustos 2010 günü kaybettik. Onun anılarını yazması için teşvik eden çocuklarına ve “Sakıncalı Doktor” ismiyle yayınlayan İmge Kitabevi Yayınları’na teşekkürler…