‘PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü’ kampanyası için kadınların yürüttüğü çalışmalara dair bilgi veren TJK-E Sözcüsü Kaplan, ‘Kürt sorunun muhatabı Kürt Halk Önderidir. Bunu geliştirmek için de özgür olması gerekiyor’ diyerek eylemlerini arttıracaklarını söyledi
İmralı Cezaevi’nde devam eden ağır tecrit koşullarına karşı tutsakların “boykot” eylemi devam ederken, uluslararası alanda ise “PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü” kampanyası kapsamında etkinlikler sürüyor.
Eylemler kapsamında kadınlar öncülüğünde Avrupa’da CPT’ye mektup gönderme kampanyası “Bin kadın bin ses” şiarıyla sürdürülüyor. TJK-E Sözcüsü Ayten Kaplan JINNEWS’ten Melek Avcı’ya çalışmalarına dair bilgi verdi.
Uluslararası kurumlara mektup
10 Ekim 2023 yılında başlayan kampanyaya değinen Kaplan, bu kapsamda kadınların da birçok etkinlik yaptıklarını ifade etti. Kaplan, “19 Nisan’la birlikte biz CPT’ye Avrupa kadın hareketi olarak bir mektup ele aldık. CPT’nin kendi anlamı ve kuruluş amacı ekseninde İmralı’yı ziyaret edip bunları ortaya çıkarıp direkt öneriler yapıp, tecridi lanse etmesi ama aynı zamanda Önderliğin özgürlüğü için yapılacak neler varsa bunları sunması gerekiyorken mevcut durumda bunları yapmadı” diyerek önümüzdeki süreçte mektup kampanyasını farklı uluslararası kurumlara yönelik de yapacaklarını söyledi.
Kürt halk önderi Kürtlerin hafızasında silinmek isteniyor
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunundaki rolüne değinen Kaplan, “Kürt Halk Önderi Kürtlerin hafızasından silinmek isteniyor. Kendine göre baskı, korku, psikolojik savaş konseptleri oluşturarak Kürt halkını sindirmeye çalışıyor” dedi.
Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde baskı politikalarına “dur” dendiğini belirten Kaplan, devletin ve muhalefetin siyaseten değişim içine girmesi gerektiğini belirterek, “Kürt sorunun muhatabı Kürt Halk Önderidir. Bunu geliştirmek için de özgür olması gerekiyor; dört duvar arasında çözümler üretilmez ve bir halkın kaderi üzerinde bir belirleme yapılamaz. O nedenle Önderlik özgür olmalı ve bunun üzerinde durup bunu dayatıyoruz” şeklinde ifade etti.
Kürt kadın mücadelesini dünya tanıyor
Özgürlük kampanyasına kadınların desteğinin yüksek olduğunu ifade eden Kaplan, Rojava kadın devriminin Kürt kadın mücadelesini dünyaya tanıttığını aynı zamanda Rojhilat’ta yaşanan “jin jiyan azadi” eylemleri ile de bunun evrenselleştiğini belirtti.
Beyaz feministler krizi görüyor
Kaplan, “Beyaz feminist dediğimiz yani kendi özgürlüğüne doymuş, daha çok arayışı olmayan ama sistemin krizini gören, onu analiz eden ve değişim dönüşüm isteyen birçok kadın, Önderliğin paradigmasından faydalanıp kendisine ders çıkaran, siyasetini farklı ele alıp analizler yapıyor. Böyle bir kadın yapılanması giderek oluşuyor ve birçok değişik ülke ve kıtada var. Onlarla tartışıyoruz, platformlar kuruyoruz. Önümüzdeki hedef, ‘kadın konferans sistemi’ni kurmak. 2 yıl önce Berlin’de yaptığımız Uluslararası Kürt Kadın Konferansı’nda böyle bir karar alındı ve bu karar için adım adım ileri gidiyoruz” diye konuştu.
CPT çıkarları gereği susuyor
CPT’ye yönelik çalışmalarına da değinen Kaplan şunları dile getirdi: “Karar mekanizması aslında Avrupa Konseyi’dir ve CPT onun bir kurumudur. Ama burada bir çıkar politikası olduğu için Türkiye söz konusu olunca herkes susuyor. ‘Türkiye veto ediyor açıklayamıyoruz’ diyorlar. Bu kabul edilemez, bu kurumun kendi varlık gerekçesini gözden geçirmesi gerekiyor.
Demokrasi Kürtler olunca tutmuyor
Hep kafamızda şu var Avrupa demokratik, modern bir ülkedir ama biz burada yıllardır yaşıyoruz ve görüyoruz demokrasi Kürtler olunca tutmuyor, adalet Kürtler olunca tutmuyor, hak arayışı Kürtlerse tutmuyor. Ya kriminalizesin ya teröristsiniz ya da sistem yandaşı olup sustuğunuzda buranın en iyi insanısınız. Bu üç şeyin arasında tercih yaparken biz de diyoruz ki mücadele. Biz de bu evren içinde varız ve bir halk olarak geçmişimiz, tarihimiz, dilimiz, kültürümüz ve varlık gerekçemiz var. Bunu dikkate almalılar ve bu açıdan AK bu konuda kendi sorumluluğunu yapmalıdır.”
Eylemler sürecek
Avrupa Konseyi’ne ilişkin yapacakları eylemlere de değinen Kaplan, Haziran ayında Avrupa Parlamentosu seçimleri olduğunu ve yeni parlamento düzeni ile birçok sorumluluğun da yeniden ortaya çıkacağını belirtti.
Kaplan, “Avrupa’nın tüm ülkelerinde Avrupa Kadın Hareketi’nin çatı örgütleri var ve bunların üyeleri olacak, onlarla birebir görüşüp, dosya sunma, gelen heyet ve avukatlarla onları görüştürme ve olaya Kürtlerin penceresinden bakmayı sağlamak istiyoruz” diyerek eylemlerinin devam edeceğini belirtti.
HABER MERKEZİ