Düşerek beyin kanaması geçirdiği iddia edilen ve ardından yaşamını yitiren tutsak Ergün Akdoğan’ın abisi, kardeşinin ölüm haberini verdiklerini ama görmelerine izin vermediklerini belirterek ‘Beyin ölümü gerçekleşmiş birisinden neden korkuyorlar’ diye sordu
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan 27 yıllık tutsak Ergün Akdoğan, 13 Mayıs günü geçirdiği beyin kanaması sonucu Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Daha sonra İstanbul’da bulunan Başakşehir Çam Şakura Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Beyin ölümü gerçekleşen Akdoğan, 10 günlük yaşam mücadelesinin ardından dün yaşamını yitirdi.
Akdoğan, 12 Mart 1995’te Gazi Katliamı ardında başlayan ve 20’den fazla kişinin hayatını kaybettiği eylemler gerekçesiyle 1997 yılında, “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” suçlamasıyla yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapis cezası verilerek tutuklandı. Tutsaklığı boyunca farklı kentlerdeki cezaevlerinde tutulan Akdoğan, en son Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne konuldu. 27 yıllık tutsak Akdoğan’ın tahliyesine 3 yıl kala, infazı yakılarak tahliyesi 6 yıl ertelendi.
Organlarını bağışladı
Cilt hastalıkları bulunan Akdoğan, rahatsızlanmadan önce aynı koğuş arkadaşına bıraktığı vasiyette organlarının bağışlanmasına yer verdi. Beyin ölümü gerçekleşen Akdoğan’ın organları, ailesinin rızası da alınarak bağışlandı.
Yaşamını yitiren tutsak Ergün Akdoğan’ın ağabeyi Cengiz Akdoğan, kardeşini hastanede görmelerine izin verilmediğini belirterek, yaşanan sürece dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Ölüm haberini verdiler ama görmelerine izin vermediler
Kardeşinin 2017 yılında bir cilt hastalığına yakalandığını ve sağlık sorunları olduğunu belirten Akdoğan, 13 Mayıs’ta cezaevi idaresinin kız kardeşini aradığını ve “Ağabeyiniz (Ergün Akdoğan) düştü, hastaneye kaldırıldı” denildiğini belirtti. Akdoğan, “Bu haber üzerine hastaneyi aradım ama bilgi vermediler. Daha sonra Tekirdağ’a geldiğimde ise bana Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk edildiğini, İstanbul’a geldiğimde ise kardeşimi ameliyata aldıklarını söylediler. Bizde bir defa görmek istedik fakat bize izin vermediler. Daha sonra doktorlar kardeşimin beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi. Bizi görüştürmediler ve ellerinden gelen zorluğu çıkartılar. Beyin ölümü gerçekleşmiş birisinden neden korkuyorlar” diye sordu
Açlık grevleri nedeniyle infazı yakıldı
Kardeşinin birlikte kaldığı koğuş arkadaşına, “Eğer ben hastalanırsam organlarımı bağışlayın” diye aktarımda bulunduğunu belirten ağabey Akdoğan, “Kardeşim organlarını bağışlamış. Zaten bizde bunu isterdik. Kardeşime umut olmadı en azından birilerine umut olur. Fakat tüm iyi niyetimize karşılık kardeşim ve beraberindeki birçok arkadaşının infazlarını yakıyorlardı. Bunun sebebi ise cezaevlerindeki açlık grevleri ve yapılan eylemlerdi. Tutsaklar protesto haklarını kullandıkları için infazlarını yakıyorlar” diye belirtti.
Bırakılsaydı bu durumu yaşamayacaktı
İktidarın cezaevlerinde politik hasta tutsaklara “çifte standart” uygulandığını belirten Akdoğan, bağımsız bir yasal düzenleme istediklerini belirtti. Maruz kaldıkları bu durumun başkalarının yaşamaması için duyarlılık çağrısında bulunan Akdoğan, “Cezaevlerinde tutulan hasta tutsakların gerçekten bırakılması lazım. Bu bizim temel talebimizimdir. Benim kardeşimde hasta tutsaklardan biriydi, belki de bırakılmış olsaydı bu durumu yaşamayacaktık. Bizim başımıza böyle bir olay geldi. Başka ailelerin bu durumu yaşamaması için cezaevlerinde tutulan tüm hasta tutsakların biran önce serbest bırakılması gerekiyor” dedi.
Haber: Ferhat Sezgin / MA