1000’inci hafta eylemlerini yapacak Cumartesi Anneleri/insanlarından ve yıllardır eşi Fehmi Tosun’un akıbetini soran Hanım Tosun, mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı ve 1000’inci haflarına atıfta bulunarak, ‘Cumartesi Anneleri kimdir sorusunu herkes kendisine sorsun’ dedi
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995’te bir araya gelen Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nda başlattıkları eylemlerinde 1000 haftayı geride bırakıyor.
Yasak üstüne yasak
Yıllardır büyük bir kararlılıkla sürdürdükleri eylemler, birçok kez engellemeler, gözaltı ve işkenceyle karşı karşıya kalan, her hafta meydana çıkarak eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü haftasında meydana girmeleri yasaklandı.
10 kişiye izin!
2018’de alınan yasak kararının taşındığı Anayasa Mahkemesi (AYM), söz konusu kararın ihlal olduğuna hükmetti. Ancak Beyoğlu Kaymakamlığı, AYM’nin kararına rağmen 29 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’nda eylemin yapılmasına izin vermedi. Her hafta ters kelepçe ile polis şiddetine maruz kalan kayıp yakınları, yaşanan hukuki sürecin ardından 5 yıl sonra, 11 Kasım 2023’te 972’nci haftalarında ilk defa 10 kişilik bir grupla Galatasaray Meydanı’na çıkarak açıklama yaptı. Kayıp yakınları, hafıza mekanı olan Galatasaray Meydanı’na yıllardır büyük ısrar ve büyük bir kararlılıkla eylemlerini sürdürürken, Cumartesi günü 1000’inci haftasına giriyor.
Yıllardır adalet arayanlardan biri de yıllardır eşi Fehmi Tosun’un akıbetini soran Cumartesi Anneleri/insanlarından Hanım Tosun.
Ailesinin gözlerinin önünde kaçırdılar
Amed’in Lîce ilçesinden ekonomik sebepler ile İstanbul Avcılar’a taşınan Fehmi Tosun burada ailesi ile yaşamını sürdürmeye çalışır. 19 Ekim 1995’te Fehmi Tosun, akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirilir. Burada, eşi Hanım Tosun ve çocuklarının gözü önünde zorla araca bindirilerek götürülür.
Ardından Hanım Tosun Avcılar Karakolu’na giderek eşini kaçıran aracın plakasını verir ve duruma müdahale edilmesini talep eder. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler “Bizim yapacağımız bir şey yok” deyip Hanım Tosun’a bilgi vermez.
Her yere başvurdu
Hanım Tosun bunun üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) başta olmak üzere tüm yasal yollara başvurur. Fehmi Tosun’dan o günden sonra bir daha hiçbir haber alınamadı.
Eşinin ardından mücadeleye başladığını belirten Hanım Tosun, başta Kürt kadınlar olmak üzere acılarının ve hikayelerinin hiçbir zaman bitmediğini dile getirdi. 1994 yılında Amed’den İstanbul’a taşındıklarını ve 90’lı yıllardan beri devletin baskı ve sindirme politikalarıyla yüz yüze kaldıklarını belirten Tosun, gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan eşini anlattı.
Tosun, “1995 yılında benim eşim gözaltına alındı. Kimi faili meçhullerin gözaltına alındıktan sonra nereye götürüldüğünü ve nasıl kaybolduğunu bilmiyor. Fakat benim eşimi gözlerimin önünde alıp götürdüler ve bir daha da kendisinden hiçbir haber alamadık. Bizim hikayemizi tüm dünya biliyor” dedi.
Direnmekten vazgeçemeyeceğiz
Devletin, 90’lı yıllarda gözaltı gerekçesiyle emniyete götürdüğü kişileri “Yakınlarımızı gözaltına almak için götürmüyordu, kaybetmek için gözaltına alıyordu” şeklinde tanımlayan Hanım Tosun, “Devlete başvurduk. Başvurularımız sonuçsuz kalınca İHD’ye başvurduk. Başvurmadığımız hiçbir mecra kalmadı ama her seferinde eli boş döndük” şeklinde ifade etti.
Eşinin ardından ‘bir kişi daha gözaltında kaybedilmemesi için’ Cumartesi Anneleri’ne katıldığını paylaşan Hanım Tosun, “2005 yılından bu yana Cumartesi Anneleri ile birlikte Galatasaray Meydanı’na çıkarak yakınlarımızın akıbetini sorduk. Defalarca kez gözaltına alındım. Tüm baskılara rağmen bizler de direndik ve bir gün dahi mücadele etmekten geri adım atmadım, bundan sonra da geri adım atmayacağım” şeklinde konuştu.
Eşimin yolu onurlu bir yoldur
Kimliklerinden dolayı binlerce insanın gözaltında kaybedildiğine işaret eden Hanım Tosun, Kürtler ve Kürt meselesi söz konusu olduğunda gözaltı ve katliam politikalarının devreye girdiğini aktardı. Eşinin akıbetini ve mücadelesini sürdüreceğini paylaşan Tosun, “Eşimin yolu doğru, şerefli ve namuslu bir yoldu. Kendi kimliğimi, kültürümü ve dilimi savunacağım. Mücadelemiz her şeyimizdir” diye belirtti.
Elimiz devletin yakasında
Devletin kayıplar için bir adım atması gerektiğini ifade eden Hanım Tosun, “Bizim elimiz her daim devletin yakasında olacak. Devlet bize hesap verecek. Hesap vermediği sürece bizler kayıp yakınları olarak elimizi onların üzerinden çekmeyeceğiz” dedi.
Sözümüz var: Mücadelemiz sürecek
Galatasaray Meydanı’nın Cumartesi Anneleri için çok önemli ve değerli olduğuna dikkat çeken Hanım Tosun, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Berfo annenin kızı Fatma Kırbayır’ın yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Son ana kadar mücadele ettiler. Ama çocuklarının akıbetini bilmeden ve faillerin cezalandırıldığını görmeden yaşamını yitirdiler. Onların geride bıraktığı mücadeleye dört elle sarılacağız. Onlara sözümüzdür. Biz son nefesimize kadar bu onurlu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
1000’inci hafta için çağrı
Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin günden güne büyüdüğünü vurgulayan Hanım Tosun, 1000’inci haftaya atıf yaparak, “Cumartesi Anneleri kimdir sorusunu herkes kendisine sorsun. Ellerinde karanfiller ve yakınlarının fotoğraflarıyla ne için orada duruyorlar? Bu anneler ne istiyor diye herkes kendisini sorgulasın. Son nefesime kadar da mücadele edeceğim. Tüm annelerin, tüm toplumun da Cumartesi Anneleri’ne ses vermesi ve sahip çıkması çağrısında bulunuyorum.”
Haber: Elfazi Toral /JINNEWS