Botan bölgesinde son 10 yılda kurulan kömür ve kum ocakları ile termik santraller eko-sistemi bozmaya devam ediyor
Botan bölgesinde son 10 yılda kurulan kömür ve kum ocakları ile termik santraller eko-sistemi bozmaya devam ediyor. Dicle Nehri yakınlarında kurulan kum ocakları nehrin akış yönünün değişmesine neden olurken, nehir yatağı da gün geçtikçe daralıyor. Diğer yandan kum ocaklarından çıkan toz, halk sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturuyor. Çıkarılan kumdan kaynaklı nehirde obruklar oluşurken, obruklar yazın hava sıcaklığının 50 dereceği bulduğu Cizîr’de serinlemek için nehre giren çocukların hayatına mal oluyor. 2018 yılında 4 ayda 9 kişi nehirde boğularak hayatını kaybetti. 2018 ve 2023 yılları arasında ise serinlemek için nehre giren çoğu çocuk olmak üzere en az 16 kişi boğularak yaşamını yitirdi.
Şirketler bölgeyi tehdit ediyor
Kum ocaklarının nehir üzerinde yarattığı tahribat ve insan sağlığına verdiği zararlara ilişkin konuşan Şirnex Barosu Ekoloji Komisyonu Sözcüsü Fadıl Tay, uyarılarda bulundu. Bölgedeki şirketlerin tamamının AKP iktidarına yakın olan şirketler olduğuna dikkat çeken Tay, “Dicle Nehri üzerinde kurulan kum ocakları, Cudî’de açılan kömür ocakları ve Silopiya’da kurulan termik santraller, iktidara yakın şirketlerin ortaklığıyla yürütülüyor. Bu ocakların ihalesini bu ortaklık sayesinde alıyorlar ve kanunlara uymadan çalıştırıyorlar. Bu nedenle bölgenin florası bu şirketlerin eliyle değiştiriliyor” dedi.
Çocuklar tehlike altında
Son 9 yılda Dicle Nehri’nden çıkarılan kumların oluşturduğu obruklar nedeniyle boğulma vakalarının meydana geldiğine dikkat çeken Tay, “Cizîr’de kurulan ve çalıştırılan kum ocakları yüzünden onlarca çocuk serinlemek için girdiği nehirde boğularak yaşamını yitirdi. Bununla birlikte kum ocakları etrafa saçtığı kirlilik nedeniyle insan sağlığını etkiliyor. Komisyon olarak daha önce de suç duyurularında bulunduk ve bu şirketler hakkında dava açıldı” diye belirtti.
Nehrin akış yönü değişiyor
Tay,”Kum ocakları sadece insanlar üzerinde değil, bölge ekolojisine de ciddi zararlar veriyor. Nehirde çeşit çeşit balıklar ve canlılar var. Bunun yanı sıra endemik canlılar bulunuyor. Onlar da zarar görüyor. Nehrin sistemi tamamen değişiyor. Yapılan müdahale sonucu nehrin akış yönü değişiyor ve yatağı daralıyor. Bu da suyun taşmasına ve sellere neden oluyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, bir ay önce Cizîr’de sel oldu. Bunun birinci nedeni de eko-sisteme yapılan müdahaledir. Ekolojik sistemle oynadığınızda bundan herkes etkilenir ve büyük bir tehlikeyi getirir” ifadelerini kullandı.
‘Hukuki desteğe hazırız’
Tay, sadece ekolojistlerin değil, bölge halkının da doğasına karşı bu müdahalelere izin vermemesi gerektiğini vurgulayarak, “Ekolojik sisteme müdahalenin önüne geçilmezse, bölgede ölümler de, hastalıklar da artar. Bu nedenle biz Şirnex Barosu olarak halkımıza her hukuki desteği vermeye hazırız. Yeter ki halkımız bu konuda bilinçli olsun. Doğamıza zarar veren şirketler hakkında dava açma hakkınız var, baromuza başvurabilirsiniz. Bizler de baro olarak hem idari hem de özel olarak dava açarız. Ama her şeyden önce halkın bilinçli olması gerekiyor” çağrısında bulundu.
Haber: Zeynep Durgut – Şirnex / MA