İHD Hapishaneler Komisyonu sözcüsü Hatice Onaran, cezaevlerindeki tutsakların bugün ‘düşman hukukuyla’ karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, ‘çifte standart uygulandığını’ belirtti
Cezaevlerinde hasta tutsaklara yönelik hak ihlalleri her geçen gün artarak devam ediyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) cezaevlerine ilişkin hazırladığı rapora göre cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere toplamda bin 517 hasta tutsak bulunuyor.
Cemil Erdem (74), Ferzende Elbi (73), Hanife Arslan (76), Hatice Yıldız (75), Sıddık Güler (84), Civan Boltan (33) ve Makbule Özer (83) hasta tutsaklardan sadece birkaçı.
Hasta tutsakların tahliyesi Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen raporlar gerekçe gösterilerek engelleniyor. ATK raporlarıyla tahliyeleri engellenen tutsakların durumları ağırlaşırken, cezaevlerindeki ölümlere de her gün yenisi ekleniyor. İHD verilerine göre, 2022’de yılında 78, 2023 yılında ise en az 42 tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdi. En son Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Reber Soydan, 11 Mayıs’ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Politik hasta tutsakların serbest bırakılmasına dönük yapılan eylem ve çağrıları görmezden gelen iktidar, 28 Şubat davasında ‘darbeye teşebbüs’ suçundan müebbet hapis cezası verilen Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Çetin Doğan ve Çevik Bir’in kalan hapis cezalarını kaldırdı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararı sonrası tutuklu olan isimler tahliye edildi.
‘Cezaevlerindeki mahpuslara çifte standart uygulanıyor’
İHD Hapishaneler Komisyonu sözcüsü Hatice Onaran, iktidarın cezaevlerindeki hasta tutsaklara dönük yaklaşımını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Onaran, cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsak bulunduğunu ve söz konusu tutsakların birçoğunun kendi kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak bir durumda olduğunu belirterek, “28 Şubat davasından tutuklu bulunan askerlerin tahliye kararının hasta tutsaklara dönük “çifte standarttın” bir örneği olduğunu söyledi.
Onaran, “Uzun yıllardır F Oturması eylemi gerçekleştirerek her hafta farklı bir ağır hasta mahpusun durumuna dikkat çekiyoruz. Ancak cezaevlerindeki mahpuslara çifte standart uygulandığını biliyoruz. Ortada bir kanun varsa herkese eşit davranmalıdır. Ama iktidarın kendisi gibi düşünmeyen ve onlara biat etmeyen herkese düşman hukukuyla yanıt verdiğini görüyoruz” diye belirtti.
‘Ortak mücadeleyle sistemi değişebiliriz’
Mevcut tabloda cezaevlerindeki tutsakların bugün ‘düşman hukukuyla’ karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Onaran, iktidarın son süreçte gündeme getirdiği ‘yumuşama’ ve ‘normalleşme’ tartışmalarına işaret etti. ‘Yumuşama’nın cezaevleri açısından herhangi bir karşılığı olmadığını vurgulayan Onaran, “Yumuşamanın hapishaneler üzerindeki tecrit politikasına değinmiyor. Aksine daha sıkı bir şekilde ilerlediğini şahit oluyoruz. Türkiye’nin, cezaevlerine dönük mevcut politikalarına baktığımız zaman esneme ve yumuşamanın olmadığını görüyoruz” dedi.
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerin son bulması için ailelere ve sivil toplum kuruluşlarına duyarlılık çağrısı yapan Onaran, “Tüm kesimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak mücadelesiyle mevcut sistemi değiştirebiliriz. Bu ortak mücadeleyi sergileyemediğimiz ve sağlam durmadığımız sürece bir kazanım elde edemeyeceğiz. Aileler olmak üzere tüm duyarlı kesimlerin bu tecrit politikalarıyla mücadele etmesi şart” diye belirtti.
HABER MERKEZİ