Ma Music koordinatörü Şêrko Kanîwar, yeni projeleri Gund Ma ve kültür çalışmalarını anlattı: Hayalimiz, bir müzik köyü kurmaktı. Biz, bu köyün oluşması için ilk adımlarımızı attık. Müzik köyü olacak, adı da ‘Gund Ma’ olacak
Selman Çiçek
Kayyımların en çok tahribat yarattıkları alanlardan biri de kültür alanı idi. Kayyımların gelmesi ile birlikte bir gecede 50’ye yakın kültür kurumunun kapısına kilit vuruldu. Sanatçılar işsiz bırakıldı. Kayyımın tahribatına boyun eğmeyen sanatçıların bir kısmı 2017 yılından Ma Music’i kurarak tahribatlara karşı “hiçbir çocuk müziksiz kalmayacak” dedi. Kısa bir sürede çocuklar ve aileler tarafından sahiplenen Ma Music, 2021 yılında Zarok Ma’yı, 2024 yılında ise Çand Ma’yı kurdu. Bir akademiden öte Kürt dilini yaşamsallaştırmayı kendine hedef koyan Ma Music, şimdi ise bir müzik köyü (Gund Ma) kurmak için kolları sıvadı.
Öte yandan 3 ila 12 Haziran arasından Ma Music Akademisi’nin öncülüğünde Amed’de Ma Müzik günleri düzenlenecek. Ma Music koordinatörü Şêrko Kanîwar, Ma Music serüvenini ve yeni projeleri olan müzik köyünü gazetemize değerlendirdi.
- Ma serüveni nasıl başladı?
Ma Music Akademisi, bir ihtiyaçtan dolayı kuruldu. Peki hangi ihtiyaçtan doğdu? Kayyımların gelmesi ile birlikte Kürtlerin bütün kazanımları, hem yerel yönetim hem siyasi hem de kültür-sanat boyutunda gasp edilmişti. Ma’dan önce ne vardı peki? Kürtler, yerel yönetime ilk kez geldiği süreden 2016 yılına kadar kültür ve sanat çalışması Kurdistan’ın birçok şehrinde en yüksek seviyede yürütüldü. Sadece bir ilde, bir ilçede ya da bir merkezde değil. Hem belediyeler çatısı altında hem de özerk bir şekilde çalışmalarını en yüksek seviyeye çıkardılar. Ancak kayyımların gelmesi ile birlikte bu kazanımlar gasp edildi. Kayyımların gelmesinin ardından 52 kültür kurumu vardı. Bu sayı az bir sayı değil. Önemli bir sayıdır. Kayyım öncesi Kurdistan’da yapılan çalışmalar metropolü de etkiliyordu. Çünkü üretim vardı, kurum ve kuruluş sayısı fazlaydı, her kurumda en az 15-20 insan çalışıyordu. Sadece Kültür Müdürlüğü’nde 120’ye yakın insan çalışıyordu. 2000 ile 2016 yılları arasında Kurdistan’ın birçok noktasında farklı türlerde festivaller düzenleniyordu. Özel konserler düzenleniyordu. Sinema, tiyatro gibi alanlarda özgün festivaller yapılmaya başlandı. Sadece Amed değil, bir bütünen Kurdistan, özel olarak ise Kürt dili ile ilgili çalışmalar vardı, üretim vardı. 2010 yılından sonra Mezopotamya Kültür Merkezi, kültürel çalışmaları bir noktaya kadar getirdi. Artık, akademilere ve okullara ihtiyaç vardı. 2010 yılında Cigerxwîn Akademisi açıldı. Kültür ve edebiyat alanında akademik eğitimler vermeye başladı. Ve burayı özel kılan şey ise; Kurdistan’da ilk kez bir akademi Kürtçe dilinde eğitimler vermeye başladı. Yine belediye bünyesinde Aram Tigran Konservatuarı açıldı. Burada sanatın birçok dalında eğitimler verildi. Burada hem çocuk hem de büyükler için bölümler açıldı.
Wan’da ise Nuda Akademisi’nde önemli kültürel çalışmalara imza atıldı. Kayyımların gelmesi ile bütün bu kazanımlar, bir gecede gasp edildi. Binlerce öğrenci, bir gecede mekansız kaldı. İki alternatifimiz vardı. Ya bu alanlarda çalışanlar, kişisel yaklaşıp kendi geçimlerini sağlayacak işlere yönelecekti. Ya da Ma’nın kuruluşunda edindiği slogan gibi “Her yerde müzik, herkese müzik” diyerek Kurdistan’da taş üstüne taş kalmasa da hiçbir çocuğu müziksiz bırakmamaktı. Bütün mekanlarını elinden almışlar, aletlerini almışlar. İçinde barınabileceğin bir mekanın yok. İkinci yol olan, her türlü zorluğu göğüsleyerek bu ülkenin çocuklarını Kürtçe ve müzikten mahrum bırakmamayı seçtik. Kayyımların gölgesinde özgür Kürtçe sanat yapamayacağımızı anladık. Onlar bizi işten atmadan, biz işimizi bıraktık. Biz işi bıraktığımız zaman, bütün ailelerimizi topladık. Onlara, “Biz sizin çocuklarınızın eğitimi için varız” dedik. “Siz de yanımızda mısınız, bize destek olacak mısınız” diye sorduk. Bir yer kiraladık. O yeri de bir arkadaşımızdan rica ettik, ilk kirasını o ödedi. Bu şekilde ilk yerimizin anahtarını aldık. 3, 5 ayda aile ve arkadaşlarımızın desteği ile Diclekent’te bulunan Ma Music yerini açtık.
Kayyımlarla birlikte kazanımlar gasp edildi. Binlerce öğrenci, bir gecede mekansız kaldı. İki alternatifimiz vardı. Ya bu alanlarda çalışanlar, kendi geçimlerini sağlayacak işlere yönelecekti. Ya da Kurdistan’da hiçbir çocuğu müziksiz bırakmayacaktı. İkinci yolu seçtik
- Ma isminin hikayesi nedir?
MA ismi hikayesine de gelirsek eğer, bu ismi bir arkadaşımız önerdi. Em Ma! Yani; “biz kaldık” anlamına geliyordu. “Müzik ma (Müzik kaldı), Malbat ma (Aileler kaldı), ê berxwedan dan ma (direnenler kaldı)” demek istedik. Biz kaldık, çocuklar kaldı, kadınlar kaldı ve müzik kaldı. Bu isimle, ilk yerimizi Nisan 2017 yılında açtık. Kürtçe ve müzik eğitiminin kesilmemesini amaçladık. Eğitim, bir konsere benzemez. Bir sanatçı, bir yıl konser vermeyebilir ama eğitime ara verince topluma zarar veriyor. Yeri dolduruluyor, hatta işgal ediliyor. Çizgi filmlerle eve giriyorlar. Okul servislerinde, kantinlerde, AVM’lerde dinlenen müziklerle giriyorlar. Bu nedenle toplumun ruhunu canlı tutan bu alanın devam etmesi gerekiyordu. İmkan olmasa da yoklukta yaratabilmelisin.
- Eğitimlerinizde sadece Kürtçe’yi esas almanızın nedeni neydi?
MA Music’i yeni açtığımızda Kürtçe konuşmanın illagalize olduğu bir ortam vardı. Kayyımlar, Kürtçe’ye ciddi darbeler vurdular. Kürtçe sokak ve yaşamdan çekilerek masa üstünde bir çalışmaya dönüştü. Toplum içerisinde Kürtçe bir darbe yedi. Birçok aile yanımıza gelerek, “Çocuklarımızı getiriyoruz, burada iki kelime de olsa Kürtçe öğrenmesini istiyoruz” dediler. Belki, müzik öğrenmeyebilirler, müzisyen de olmayabilirler. Ancak, Ma Music’e gelerek Kürtçe bir şarkı öğrenmeleri, eğitmenlerinden Kürtçe iki kelime öğrenmeleri Kürtçe’nin öğrenilmesine de bir zemin sunuyordu. Kürtçe, Kürt olmak Kurdistan’da ateşten gömlektir. Kürtçe’nin en çok kriminalize edildiği bir dönemde böyle bir mekanın açılması, kendi özgünlüğü ile kurulması Kürtçe’nin savunulması ve geliştirilmesi açısından önemli katkılar sundu. Buraya gelen çocuklar, ilk olarak Kürtçe öğrenmek için geliyorlar. Belki müzik öğrenmeyenler de olacak, ama başka alanlarda kendilerini gösterecekler, bu da Kürtçe olacaktır. Ma, Kürtçe’nin savunulması, geliştirilmesi ve geleceğe taşımasında önemli bir rol üstlendi, üstlenmeye de devam edecektir.
MA ismi hikayesine de gelirsek eğer, bu ismi bir arkadaşımız önerdi. Em Ma! Yani; ‘biz kaldık’ anlamına geliyordu. ‘Müzik ma (Müzik kaldı), Malbat ma (Aileler kaldı), ê berxwedan dan ma (direnenler kaldı)’ demek istedik. Biz kaldık, çocuklar kaldı, kadınlar kaldı ve müzik kaldı…
- Zarok Ma sürecinden biraz bahseder misiniz?
Zarok Ma sürecine giderken avantajımız Ma idi. Ma’da yetişen öğrencilerimizin hepsi akademi öğrencisi idi. Piyanistler, sanatçılar ve eğitmenler. Eğitim veriyorsun ve ürün aldığını görüyorsunuz. Bu çocuklar, ailelerini değiştiriyorlar. Ailelerinin Kürtçe şarkılar dinlemesini sağlıyorlar. Bu çocuklar, ailelerini zorla MA’ye getiriyorlar. Hasta olsalar da asla aksatmıyorlar. İki yaşındaki bir öğrencimiz, elinde serum ile acilden gelerek dersine katıldı. Avantajımız, bu değişimdir. Kürtçe hiç konuşmayan çocukların bir süre sonra kendi aralarında Kürtçe konuştuklarını gördük. Kürtçe şarkı dinlemeyen çocuklar, şimdi Şêro û Biro dinlemeden uyumuyorlar. Bazı aileler, “çocuklarımız 24 saat bize Şakiro açmamızı istiyorlar” diyorlar. Yaptıklarımız elbette yeterli değil, ama amacına ulaştığını görüyoruz ve ürün veriyor. İki yaşında başlayan çocuklar şimdi 12 yaşındalar. Bunlar, şimdi çocuk korosundalar. Akademik bir seviyede müzik yapıyorlar. Kürtçe müzik açısında şimdi üretim zamanı olduğunu görüyoruz. 20 yıl sonra, deha düzeyinde insanlar çıkacak. 3 yaşında müzik alanında çok iyi çocuklar var. 10 yıldır bu çalışma yerde kalmadı, 20 yıl sonra da bu çalışmalar devam edecek.
- Yaş sınırını çok küçük bir yaşa indirmeniz, hatta anne karnında çocuklara Kürtçe öğretmeye başladınız. Yaşı düşürme sebebiniz nedir?
Şu an Zarok Ma, anne karnında iken çocukları almaya başlıyor. Birçok insan bu duruma şaşırıyor. Yaşı düşürmemizi bir örnek ile açıklayayım. Aram Tigran Akademisi’nde iken 5 yaşında olan Deniz Gezmiş adında bir çocuk geldi. Hiç Kürtçe bilmeyen bir çocuktu. Kürtçe bilmediği için Türkçe, “Ödevini yap, ödevini yap, ödevini yaparsan iş sahibi olursun, zengin olursun” şarkısını söyledi. Ben öylece durdum, sonra çıktım. Aram Tigran’daki arkadaşlarıma, “biz beş yaşında almak ile hata yapıyoruz” dedim. Beş yaşına kadar hatıraları darp yiyen çocukları alıyoruz. Müzik alanında darp yiyen değil de darp yemeyen çocukları almalıyız. Bu nedenle yaşı düşürmeyi önümüze koyduk. Beş yaşının altındaki çocuklara nasıl bakılacağını bilmiyorduk. Ancak bir yolunu bulmalıydık, kişisel olarak bunun sorumluluğunu alarak bu konuda yapılan çalışmaları inceledim. Bir çocuk 4 aylık iken oynamaya başlıyor, maden duyuyor, madem etrafımızda Kürtçe’yi asimile etmek isteyen bir bombardıman var. Biz ne koyacağız yerine. Doğumdan önce baba ve anneye temas etmeye başladık. Anne karnından ve beş yaşına kadar ailelere Kürtçe şarkılar öğretmeye başladık. Bize kulak lazımdı ve çocuklarda 4 aydan sonra kulak aktifti, biz de bunu kullanmaya başladık. Zarok Ma bu amaçla kuruldu. 8 çocuk ile bir evde kuruldu. 8 çocuk ile pilot bir uygulama ile başladık. 2014 ve 15 yılları arasında her hafta bir eve giderek bu eğitimleri verdik. 8 ay içinde sonuçları almaya başladık. Çocuklar Kürtçe öğrenmeye başladı, evin dili değişmeye başladı. Halkın desteği ile dünyada bir ilk olan Kürtçe müzik eğitimi veren Zarok Ma açıldı.
- Son olarak Çand Ma’yı açtınız, Çand Ma’yı Sur’da açmanızın özel bir nedeni var mıydı?
Ma Muzic’i açtığımızdan beri Bağlar, Sur ve Ben-u Sen mahalleleri bizim için önemli bir dertti. Hep yüreğimizde bir dert olarak kalmıştı. “Neden Diclekent’te açtınız; ancak Sur’da açmadınız” diye eleştiriler geliyordu. Tüm bunlar imkanlar dahilinde oluyor. O günkü imkanlar Diclekent’te açmamız için uygundu. Ama Ma Müzik, aynı zamanda gezici bir kurumdu. Sur’da açtığımız yeri zamanı geldiği için açtık. 2015 yılında Sur’da yaşanan çatışmaların ardından birçok insan Sur’dan göç etmek zorunda kaldı. Göçün ötesinde burada bir kültür soykırımı yaşandı. Sur sokaklarında yeni bir kültürü yaymak istediler. Kürt kültürü ile alakası olmayan bir hafıza yaratmak istiyorlar. Bu daha çok çocuklar üzerinde uygulanıyor. Sur’da uyuşturucu yaşı 8 yaşına inmiş. Sadece bu meseleden ötürü Sur’da açmak bizim için önemli bir nedendi. Biz neden Çand Ma, dedik? Göç ve saldırılar oldu, ancak ne olursa olsun Çand; yani kültür kalmalı. Kültürümüz ile varız, kültürümüz olmazsa varlığımız olmaz. Çand Ma; yani kültür kaldı demek istedik. İki aydır açtık burayı, her sabah çocuklar gelirken “rojbaş” diyor, giderken “rojbaş” diyor. Ancak, ilk geldiğimizde “rojbaş” nedir diye soruyorlardı. Yine ilk aylarda bize “Abê” diye sesleniyorlardı, ancak şimdi isimlerimizle bize hitap ediyorlar. Yani, iki ay içinde sokağın rengini değiştirdik, sokak dili, temizdir, kültürlüdür. Ancak dejenere olan bir sokak dili var. Biz burada çalışmalarımızla çocuklardaki dejenere olan dili değiştiriyoruz. Okulların kapatılması ile artık gün boyu çocuklara farklı türlerde etkinlikler düzenleyeceğiz.
Hedefimiz, ‘1 milyon kişi bir milyon taş’ olacak. Kürt çocukları için bir milyon insan yok mu ki; bir milyon taş toplamayalım. Diyeceğiz, ‘Buyurun, siz de bir taş alın.’ Hedefimiz, paradan çok, bir milyon insana ulaşarak bilinç oluşturmak. 6 ayın ardından köyün yapımına başlayacağız
- Gund Ma gibi bir hayaliniz var, bize biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Bir hayalimiz var. Hayalden öte bir çalışmamız var. Hayalimiz, bir müzik köyü kurmaktı. Biz, bu köyün oluşması için ilk adımlarımızı attık. Müzik köyü ne yapacak? Müzik köyü, Amed’te Dicle kenarında yaklaşık yüz dönümlük bir arazi üzerinde inşa edilecek. Ma bünyesinde yürütülen bütün çalışmalar orada yürütülecek. Yine bir sinema, tiyatro, govend sokağı olacak. Aileler, çocukları ile birlikte orada kalabilecek. Orada hem üretim olacak, hem sanat öğrenecekler hem de günlük rutin köy yaşamına dahil olacaklar. Ekim ekecekler, kış hazırlıkları yapacaklar, bahçe sulayacaklar. Köyün otobüsü olacak, araçlar girmeyecek, mobil telefonlar girmeyecek. Topraktan koparılmışız yine toprakla temas edeceğiz. Müzik köyü olacak, adı da “Gund Ma” olacak. Yani, sloganımızda olduğu gibi köyler kaldı, kalmaya da devam edecek. (Gund Ma) Köyün amacı, şehri yıkmak değil, köy kültürünün kalıcılaşmasını sağlamak istiyoruz.
Mimarisini çizmeye başladık. Betorname bir yapı olmayacak. 6 aylık dünya çapında bir kampanya yapacağız. Haberiniz, aynı zamanda deklarasyonumuz olacak. Hedefimiz, “1 milyon kişi bir milyon taş” olacak. Kürt çocukları için bir milyon insan yok mu ki; bir milyon taş toplamayalım. Diyeceğiz, “Buyurun, siz de bir taş alın.” Hedefimiz, para toplamaktan çok, bir milyon insana ulaşarak bir bilinç oluşturmak. 6 ayın ardından köyün yapımına başlayacağız. Artık köylerden şehre geleceğiz. Ma Muzic’ten köye değil, köyden şehre geleceğiz. Merkezimiz olacak.